GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ;
İstinaf isteminde usul işlemlerinin tamam olduğu anlaşıldıktan sonra ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz hakimince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeniyle ilgili konularda resen yapılan ön inceleme ve asıl incelemede dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.
İstinaf sebepleri: Davacı, 24.03.2025 tarihinde süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; davanın, baştan itibaren kira bedelinin rayiç koşullara göre tespiti talebiyle açıldığını, buna rağmen Mahkemenin, dava dilekçesindeki bazı ifadelere dayanarak davayı TBK 138 kapsamında uyarlama davası olarak vasıflandırmış ve bu yanlış vasıflandırma sonucunda, kira tespiti yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini gerekçe göstererek davayı usulden reddettiğini, dava açılmadan önce kira kontratında müteselsil kefil gözüken M…. S…. G… ile birlikte davalı/kiracıya Üsküdar 9.Noterliği’nin 05.10.2023 tarihli ve 35847 yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek kira bedelinin 18.000.-TL. olarak ödenmesi gereği kendisine tebliğ edildiğini, ardından 26.09.2023 tarihinde Anadolu Adliyesi Arabuluculuk Başvuru Formu ile arabuluculuğa müracaat edilmişse de İstanbul Anadolu Arabuculuk Bürosunun 2023/27080 Dosya numarası ve 2023/3947 Başvuru dosya numarası ile 11.10.2023 tarihli ilk oturum ve son oturumda uzlaşılamadığı için tespit davası açma gereği hasıl olduğunu, usul ekonomisi ilkesi gereği aynı konuda yeniden arabuluculuğa başvurma zorunluluğu hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191, 389. maddeleri,
Türk Medeni Kanunu 6. maddesi,
Türk Borçlar Kanunu 117,138,299, ve devamı maddeleri,
Yargılama konusu olayda: Davacının; taraflar arasında 01/10/2019 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, aradan geçen yıllar, enflasyon artışı ve değişen ekonomik koşullar nedeniyle kira bedelinin emsallerine göre düşük kaldığını, davalıya ihtarname gönderildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu, sonuç alamaması nedeniyle kira bedelinin dava tarihinden itibaren uyarlanarak 18.000,00-TL olarak tespitine karar verilmesini talep ettiği,
Davalının; davanın süresinde açılmadığını, TBK 344. Madde gereğince kontrat başlangıç tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş olması gerektiğini, karşı tarafın iddia ettiği gibi ekonomik koşulları ve enflasyon bulunmadığını, kira uyarlaması yapılması için gerekli koşulların oluşmadığını, davacının talep ettiği kira bedelinin fahiş ve kabul edilemez olduğunu belirterek davanın reddini savunduğu,
Davacı vekilinin 23/12/2024 tarihli dilekçesinde; davanın uyarlama davası değil, tespit davası olduğunu, anlam farklılığı ve hatası olmamasını teminen davayı uyarlama davası olarak değil, tespit davası olarak tam ıslah ettiklerini, tam ıslah doğrultusunda aylık kira bedelinin 18.000,00-TL olarak tespitini talep ettiği,
Mahkemece, davanın ilk olarak TBK 138. Maddesi uyarınca kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin olarak açılmış olup, davacı vekili 23/12/2024 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusunu tam ıslah yapmak suretiyle TBK 344 vd maddeleri uyarınca kira bedelinin tespiti davası olarak değiştirdiği, arabuluculuk tutanağı incelendiğinde, görüşme konusunun açıkça kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin olduğu ve anlaşamama tutanağının da kira bedelinin uyarlanması konusu noktasında düzenlendiği, kira bedelinin tespiti davasının ise ayrı bir dava türü olduğu ve arabuluculuk görüşmelerinin taraf vekilleri ile yapıldığı da göz önüne alınarak görüşme yapılan konunun taraf vekillerince bilinemeyecek ve karıştırılacak bir noktada olmadığı, ayrıca ön inceleme tutanağında uyuşmazlık konusunun açıkça TBK 138. Maddesi uyarınca kira bedelinin uyarlanması olarak tespit edildiği ve davacı vekilinin yapılan tespite karşı bir itirazda bulunmadığı gibi beyanı ile tasdik ettiği, sonuç olarak yapılan arabuluculuk aşamasında görüşme konusu yapılan dava türünün kira bedelinin uyarlanması istemine ilişkin olduğu ancak kira bedelinin tespiti ve rayice göre kira tespiti yönünden bir arabuluculuk tutanağı düzenlenmediği, bu haliyle açılı davada arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiği,
Somut olayda, hernekadar dava dilekçesinde netice-i talep bölümünde kira bedelinin uyarlanarak tespiti talep edilmişse de, dava dilekçesinin açıklamalar kısmındaki beyanlarından dava konusunun TMK 344. maddesindeki kira parasının tespitine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, davacı vekilinin 23/12/2024 tarihli dilekçesinde; talep sonucunu açıklayarak davanın uyarlama davası değil, tespit davası olduğunu belirterek anlam farklılığı ve hatası olmamasını teminen davayı uyarlama davası olarak değil, tespit davası olarak tam ıslah ettiklerini beyan ettiği, uyuşmazlığın hukuki vasıflandırmasının hakime ait olduğu, yukarıda belirtildiği üzere esasen davacının dava dilekçesindeki talebi kira parasının tespiti talebi olduğundan yeniden arabulucuya başvurulması gerekmediği, kaldı ki dava türünün tam ıslah ile tamamen değiştirilmesi halinde dahi davacıya yeni dava türüne göre arabulucuya başvurmak ve anlaşmazlık tutanağını dosyaya sunmak üzere süre verilerek neticesinin beklenmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle davanın esasına girilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine dair verilen kararın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı,
Hernekadar dava dilekçesinde netice-i talep bölümünde kira bedelinin uyarlanarak tespiti talep edilmişse de, dava dilekçesinin açıklamalar kısmındaki beyanlarından dava konusunun TMK 344. maddesindeki kira parasının tespitine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, davacı vekilinin 23/12/2024 tarihli dilekçesinde; talep sonucunu açıklayarak davanın uyarlama davası değil, tespit davası olduğunu belirterek anlam farklılığı ve hatası olmamasını teminen davayı uyarlama davası olarak değil, tespit davası olarak tam ıslah ettiklerini beyan ettiği, uyuşmazlığın hukuki vasıflandırmasının hakime ait olduğu, yukarıda belirtildiği üzere esasen davacının dava dilekçesindeki talebi kira parasının tespiti talebi olduğundan yeniden arabulucuya başvurulması gerekmediği, kaldı ki dava türünün tam ıslah ile tamamen değiştirilmesi halinde dahi davacıya yeni dava türüne göre arabulucuya başvurmak ve anlaşmazlık tutanağını dosyaya sunmak üzere süre verilerek neticesinin beklenmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle davanın esasına girilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine dair verilen kararın yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/4-6 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
İlk derece mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA,
Yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu Mahkemeye İADESİNE,
Peşin yatırılan istinaf başvuru harcının mahsubuna,
Peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine,
Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi, açıkça anlatıldı. 21/05/2025
KARARI YAZDIR