ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Kamulaştırılan Taşınmazın Üzerinde Yer Alan Ağaçların Kesim Çağına Gelmesi - Davalılarca Kesilmek Suretiyle Alınıp Alınmadığının Araştırılması Gerektiği

25-05-2021 - 534

Kamulaştırılan Taşınmazın Üzerinde Yer Alan Ağaçların Kesim Çağına Gelmesi - Davalılarca Kesilmek Suretiyle Alınıp Alınmadığının Araştırılması Gerektiği


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi
2019/7643
2021/835
2021-02-02





ÖZET

  • 101 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kavak ağaçları 12 ve 15 yaşlarında olup kesim çağına gelmiş oldukları anlaşıldığından, kavak ağaçlarının kesilerek davalılarca alınıp alınmadığı da araştırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile bedele hükmedilmesi doğru değildir.

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince (... Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/164 Esas–2018/684 Karar) davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesinin 4. Hukuk Dairesince HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 02/02/2021 günü temyiz eden davacı idare vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davalılar vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak davacı idare vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

- K A R A R -

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Aşağıda açıklanan gerekçelerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/164 E-2018/684 K sayılı kararının incelenmesinde;

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; kapama karışık meyve bahçesi ve arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 10 ve 102 ada 30 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kanunun 10.maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davalarında değerlendirme; aynı kanunun 15.maddesi uyarınca dava tarihindeki resmi verilere göre yapılır.

Bu nedenle karar tarihi itibariyle resmi verilerin oluştuğu gözetilerek dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi olan 2018 yılı resmi verilerine göre değer biçilmesi gerekirken 2017 yılı resmi verileri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi ve bilirkişi kurulu raporunda mısır hasıl gelirin maddi hata sonucu hesaplamaya dahil edilmemesi,

Dava konusu taşınmazlar yerine dava dışı 102 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tesciline karar verilmesi,

101 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan kavak ağaçları 12 ve 15 yaşlarında olup kesim çağına gelmiş oldukları anlaşıldığından, kavak ağaçlarının kesilerek davalılarca alınıp alınmadığı da araştırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile bedele hükmedilmesi,

Doğru olmadığı gibi;

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,

Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. Fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması,

Gerektiğinden,

Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davacı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.050,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 02/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları