ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Bedelsizlik Defi - İspat

21-09-2020 - 1078

Bedelsizlik Defi - İspat


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
2020/359
2020/1124
2020-06-24





G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:

Davacı vekili, " İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... nolu dosyasında takibe dayanak olan 30/09/2014 keşide tarihli 55.000 TL'lik çekin bedelsiz kaldığını, bu çekin müvekkiline iade edilmesi gerekirken davalılardan ...'ın çeki kaybettiği gerekçesi ile iade etmediğini, bu çekten dolayı müvekkilinin ne icra takibi yapan davalı ...'e, ne de çekte cirosu bulunan diğer davalılara hiçbir borcu bulunmadığını, bedelsiz kalan bu çekin mükerrer olarak tahsil edilmeye çalışıldığını, ... isimli kişinin, davalı ... şirketini arayarak çeki iade için bir miktar para istediğini, tüm davalıların kötüniyetli olduğunu, çek hakkında ödemeden men kararı bulunduğunu, dolayısıyla bu çekin karşılıksız çıktığı için değil, bilakis müvekkilinin iradesi ve mahkemenin ödemeden men kararı nedeniyle ödenmediğini, bu nedenle çek tazminatı istenmesinin de mümkün olmadığını" savunarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve dava konusu çekten dolayı davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığını, tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı ... davaya cevabında, " kendisinin ciro silsilesinde 5. sırada olduğunu, çeki davalılardan ... Gıda'dan aldığını, her ne kadar İstanbul Anadolu 2. Ticaret Mahkemesi 2014/1315 esas sayılı dosyasında ödemeden men kararı verilmiş ise de, keşideci ve ilk hamilin anlaşmalı olarak hareket ettiklerini ve borçtan kurtulmaya çalıştıklarını, verilen tedbir kararının kaldırılması gerektiğini" savunarak ihtiyati tedbirin kaldırılmasını ya da %20 teminat yatırılmasını, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Gıda cevabında, " kendisinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu ve kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, kendisinden önceki ciranta ... ile protokol yaptıklarını ve çekin ...'na iade edildiğini, davacı ile davalılardan ... şirketi arasındaki ilişkinin ne olduğunu kendisinin bilemeyeceğini, davalı ... tarafından açılmış herhangi bir çek iptali davasının da bulunmadığını " savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar ... şirketi ve ...'na usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen bu iki davalı davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamışlardır.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02.09.2016 tarih, 2014/1609 esas, 2016/670 karar sayılı ilamı ile; davacı ... tarafından keşide edilerek davalı ... şirketine verilen 55.000 TL'lik dava konusu çekin davalı ... tarafından beyaza ciro edildiği ve sırasıyla davalılar ..., ... Gıda ve ... tarafından beyaza ciro yapıldığı, çekin dava dışı ... tarafından ... Bankası Düzce şubesine ibraz edildiği, mahkemenin men kararı üzerine bu husus şerh edilerek çekin iade edildiği, daha sonra çekin ... tarafından 10/04/2014 tarihinde borçlular ..., ..., ... ve ... Gıda aleyhine icra takibine konulduğu, çekin kaybolduğu ve bulunduğunda iade edileceği, bedelsiz kaldığı hususunun davalı ... şirketi tarafından davacıya bildirdiği, davacının dava konusu çekten dolayı ... şirketine borçlu olmadığı, kural olarak bedelsizlik def'inin, lehdara karşı ileri sürülebileceği, bu def'inin ciro yoluyla devralanlara karşı ileri sürülebilmesi için bu kimselerin bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması gerektiği, bu hususun ispat edilemediği gerekçesiyle; " davalılardan ..., ... Gıda şirketi ve ... haklarındaki davanın reddine, davalı ... şirketi hakkındaki davanın kabulü ile dava konusu ... seri nolu 30/09/2014 keşide tarihli ve 55.000 TL bedelli çek nedeniyle fer'ileriyle birlikte borçlu olmadığının tespitine, davalı ... alacağına geç kavuştuğundan İİK. 72/4 maddesi gereği davalının zararına karşılık %20 tazminat tutarı olan 12.164,87 TL'nin davacıdan tahsili ile davalı ...'e verilmesine" karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, "takip alacaklısının çeki kötüniyetle ele geçirdiği, çekin bedelsiz olduğunu bildiği halde çeki takibe koyduğu, ciro silsilesinin kopuk olduğunun sabit olduğu, davalı ...'ın çeki kötüniyetle iktisap edip takibe koyulduğu, çek iptali davasında ...'ın ... ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle çeki aldığını ve mal verdiğini beyan ettiği, oysa davalı ... şirketinin cevap dilekçesinde, kendinden önceki ciranta ... ile aralarında bir protokol yapıldığı ve çekin bu protokol kapsamında ...'na iade edildiği, esasen alacaklıya bir borcu olmadığını bildirdiği, yerel mahkemenin bu hususu hiç dikkate almadığı, çekin mal alışverişi sonucu alındığı iddiasının gerçek dışı olduğu, bu hususun ... Gıda şirketinin defter ve faturalarının incelenmesi ile ortaya çıktığı, ... Gıda, ... ve ...'nin çeki kötüniyetle iktisap ettiğinin ve bedelsiz olduğunu bilerek takibe koyduğunun tanık beyanları ile ispatlandığı, müvekkili aleyhine %20 tazminata hükmedilmesinin de yasaya aykırı olduğu, birden fazla davalının olduğu davalarda avukatlık asgari ücret tarifesine göre red sebebi aynı olan davalılar aleyhine tek bir avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin ise ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmettiği gerekçesiyle, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar istinaf başvurusunda bulunmamış ve istinafa cevap vermemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ DAİRE KARARI: Dairemizin 27/04/2017 tarihli 2017/382 Esas-2017/1348 Karar sayılı kararıyla; "Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 6. Ticaret Mahkemesi tarafından verilmiş olan 02/09/2016 tarih ve 2014/1609 esas 2016/670 karar sayılı kararın HMK. 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, Tüm davalılar yönünden davanın kabulüne, İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra takip dosyasına ve iş bu davaya konu olan ... nolu 30/09/2014 keşide tarihli ... Bankası Kaledibi Şubesine ait 55.000 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, Davalılardan ...'ün kötüniyetli olarak bedelsiz çeki icraya koymuş oluşu nedeniyle takip konusu alacağın %20'si oranında kötüniyet tazminatının davalı ...'ten alınarak davacıya verilmesine, " karar verilmiştir. Davalılardan ... vekili tarafından Dairemizin kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

YARGITAY BOZMA KARARI; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 26/12/2019 tarihli 2017/4471 Esas-2019/5638 Karar sayılı kararında; "Davacı ... Şirketi tarafından keşide edilerek davalı ... Şirketi’ne verilen dava konusu çekin lehtarının ve ilk cirantasının davalı ... Şirketi, ikinci cirantasının davalı ..., üçüncü cirantasının davalı ... Gıda Şirketi, dördüncü cirantasının davalı ... olduğu, çekin dava dışı ... tarafından ... Bankası Düzce Şubesi’ne ibraz edildiği, ödemeden men kararı dolayısıyla çekin iade edildiği, çeki bankaya ibraz eden dava dışı ...’in cirosunu çizerek çeki kendisine ciro eden davalı ...’e verdiği, açıklanan bu şekli ciro silsilesine göre davacı ... diğer davalılar hakkında takip başlatan davalı ...’ün yetkili hamil olduğu ve ciro silsilesinin kopuk olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu çekin bedelsiz olduğunu, bu hususu lehtar davalı ... Şirketi’nin kabul ettiğini, ... Şirketi dışında ciro silsilesinde yer alan diğer davalıların ise çeki, bedelsiz olduğunu bilerek devraldıklarını iddia ederek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Çekin lehtar-davalı ... Şirketi bakımından bedelsiz kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından ileri sürülen bedelsizlik iddiası, şahsi bir def’idir. TTK’nın 687. maddesinin birinci fıkrası, “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun…” düzenlemesini içermektedir. Bu hükme göre şahsİ def’İlerin kural olarak hamile karşı ileri sürülmesi söz konusu değildir. Ancak hamil poliçeyi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ederse, bu durumda şahsİ def’İler hamile karşı da ileri sürülebilecektir. Anılan bu düzenleme TTK’nın 818. maddesi göndermesi nedeniyle çekler hakkında da uygulanmaktadır. Somut olaya gelindiğinde davacı, davalı ...’ün dava konusu çeki bedelsiz olduğunu bilerek devraldığını ispat etmelidir. Çekin bedelsiz olduğunun bilinmesi gereken an, çekin devralındığı andır. Bu yöndeki bir iddia, tanık dahil her türlü delille ispat edilebilecektir. Bu hususta davacı tanıkları dinlenmiş ise de dinlenen tanıklar, davalı ...’ün çeki devraldığı anda çekin bedelsiz olduğunu bildiği yönünde beyanda bulunmamışlardır. Tüm dosya kapsamı ile de bu husus ispat edilebilmiş değildir. Bölge Adliye Mahkemesi’nce yukarıda açıklanan hukuki durum çerçevesinde bir sonuca varılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davalı ... hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği " gerekçesiyle Dairemiz kararının davalılardan ... yararına bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce taraf vekillerine Yargıtay bozma ilamı tebliğ edilerek beyanları alınmış, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma kararı, davaya konu çek örneği, tanık beyanı, bilirkişi raporu ve tüm delillere göre, dava konusu çekin ciro silsilesine göre dava dışı ... tarafından bankaya ibraz edilip ödemeden men kararı gereğince çekin iade edilmesi üzerine, cirosunun çizilerek çeki kendisine ciro eden ...'e verildiği, davalı ...'ün yetkili hamil olduğu, çek lehtar ciranta ... şirketi yönünden bedelsiz kalmışsa da; TTK 687. Madde gereğince bedelsizlik defi şahsi defilerden olmakla iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ancak dosya kapsamında davalı hamil ...'ün çeki devraldığı anda çekin bedelsiz olduğunu bildiğinin ve kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, ilk derece mahkemesince bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin davalı ... yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, Dairemizce duruşmalı inceleme yapılmakla, mahkeme kararının bu davalı yönünden 6100 Sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın bu davalı yönünden reddine, mahkemenin 23/10/2014 tarihli tedbir kararının İİK 72/4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, karar verilmiştir. Mahkeme kararının sadece davalı ... tarafından temyiz edildiği, diğer davalılar yönünden kesinleştiği dikkate alınmak suretiyle, davalılar ..., ... Gıda ve ... Şirketi hakkında yeniden hüküm kurulmamıştır.

H Ü K Ü M:

Yukarıda açıklanan gerekçe ile:

1-Davacı vekilinin davalı ...'e yönelik istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,

2-Dairemizce Yargıtay bozma kararı üzerine duruşmalı inceleme yapılmakla; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02.09.2016 tarih, 2014/1609 esas, 2016/670 karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

3- Davalı ... yönünden DAVANIN REDDİNE, -Mahkemece verilen 23/10/2014 tarihli ihtiyati tedbir kararının İİK.nun 72/4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, -Takibin İİK.nun 72/3 maddesi uyarınca durdurulmasına karar verildiği gözetilerek; İİK.nun 72/4 maddesi uyarınca alacaklının alacağına geç kavuşmaktan kaynaklanan zararını karşılamak üzere %20 tazminat tutarı 12.164,87 TL'nin davacıdan tahsili ile davalı ...'e verilmesine,

4- Dairemizin 27/04/2017 tarihli 2017/382 Esas-2017/1348 Karar sayılı kararı davalılar ..., ... Gıda ve ... Şirketi hakkında kesinleşmekle bu davalılar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,

5- İlk derece yargılaması yönünden, -54,40 TL red harcının davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, -Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 6.400,00 TL nispi ücreti vekaletin davacı taraftan tahsili, davalı tarafa ödenmesine, -Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, -Artan avans giderinin taraflara iadesine

6-İstinaf yargılaması yönünden; -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL maktu istinaf harcının mahsubu ile bakiye 25,20 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından AAÜT gereğince, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... lehine 1.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'e verilmesine, -Davalı ... tarafından yapılan 154,30 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 100,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 254,30 TL'nin davacıdan tahsili ile davalı ...'e verilmesine, -Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,

7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, davacı vekili ile davalı ... vekili yüzlerine karşı, 24/06/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
bedelsizlik defi ispat ticari satım menfi tespit ticaret k m. 687
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları