Sanık hakkında kurulan hükmün, yapılan ön inceleme neticesinde temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenlerin hükmü temyiz etmeye hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz istemlerinin süresinde olduğu, temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 5271 sayılı CMK'nın 299/1. maddesi gereği hükmolunan cezanın süresine göre reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
A. İstanbul 39. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Suçun unsurlarının oluşmadığına,
Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,
Sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına,
İlişkindir.
Somut olayda, hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ayrıca soruşturma yürütülen ...'un, sanığın uyuşturucu madde sattığını beyan etmesi üzerine, suçunun ortaya çıkartılması amacıyla Cumhuriyet savcısına haber verilmek suretiyle,'in uyuşturucu madde almak için sanık ile iletişime geçtiği, sonrasında yeterli şüphe oluştuğu gerekçesiyle Cumhuriyet savcısından gecikmesinden sakınca bulunan haller kapsamında alınan yazılı arama emri uyarınca, sanığın bulunduğu apartta ...092 sicil numaralı Komiser yardımcısının refakatinde arama yapıldığının belirtilmesine rağmen, çarşı ve mahalle bekçilerince arama yapılarak suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği olayda;
5271 sayılı CMK'nın 160/2. maddesinde "Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklinde düzenleme bulunduğu, yine 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nun Adli Görev ve Yetkiler başlıklı 8/1. maddesinde "Çarşı ve mahalle bekçileri, suç işlenirken veya işlendikten sonra, henüz izleri meydanda iken;
a) Şüphelileri yakalamak,
b) Yakaladıkları şüphelilerin kendilerine veya başkalarına zarar vermelerini engelleyici tedbirleri almak,
c) Suç delillerinin kaybolmaması veya bozulmaması için gerekli muhafaza tedbirlerini almak,
ç) Varsa olayın tanıklarının kimlik ve adres bilgilerini tespit ederek genel kolluk birimlerine bildirmek,
ile görevli ve yetkilidir." şeklinde düzenleme bulunduğu, belirtilen yasal düzenlemeler nazara alındığında çarşı ve mahalle bekçilerinin adli kolluk görevlisi olmadığı ve yetkilerinin kanunda sayılmış olduğu, bu nedenlerle Cumhuriyet savcısından gecikmesinden sakınca bulunan haller kapsamında alınan yazılı arama emri uyarınca sanığın bulunduğu kapalı alanda çarşı ve mahalle bekçilerince arama yapılmasının kanuna aykırılık teşkil ettiği, bu arama sonucu bulunan uyuşturucu maddeler hem "suçun maddî konusu" hem de "suçun delili" olup hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamayacağı anlaşılmakla, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen deliller değerlendirme dışı tutulduğunda sanığın mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin başkaca delil de bulunmadığı gözetilmeden sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, sanık ve müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi kararının 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca İstanbul 39. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.2024 tarihinde karar verildi.
KARARI YAZDIR