ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Kooperatifin Bir Kısım Üyelere Dairelerini Teslim Etmesine Rağmen Diğer Üyelere Daha Geç Tarihlerde Teslim Yapması - Kira Kaybı Alacağı - Şerefiye Payı

05-05-2021 - 1147

Kooperatifin Bir Kısım Üyelere Dairelerini Teslim Etmesine Rağmen Diğer Üyelere Daha Geç Tarihlerde Teslim Yapması - Kira Kaybı Alacağı - Şerefiye Payı


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
2020/2289
2021/72
2021-01-21





 

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin 1296 nolu üyesi olduğunu, davalı kooperatifin yaptırdığı ve üyelerine sattığı ... projesinden ... Bloktaki Rezidence tipi dairelerden kooperatif hissesi karşılığında 4 adet 3+1, 6 adet 2+1 olmak üzere toplam 10 adet daire satın aldığını, davalı kooperatifin müvekkilinin satın aldığı dairelerin ... Bloktaki dairelerin Ekim 2012 ayında teslim edileceğini, 2012 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı öncesi üyelerine gönderdiği projedeki dairelerin değer tespit tablosunda taahhüt ettiğini, müvekkilin de bu taahhüde dayanarak bu bloktaki dairelerden talepte bulunduğunu ve çekilen kura sonucuna göre de bedelini ödeyerek satın aldığını, davalının edimini yerine getirmediğini, evlerin geç tesliminden kaynaklı mahrum kalınan kira bedellerinin davalı taraftan ihtarname keşide edilmek suretiyle talep edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla mahrum kalınan kira geliri olan 409.500,00 TL'nin 30.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin davacı tarafa belirttiği gibi daire satmadığını, müvekkili kooperatifin yıllardan bu yana hiçbir şekilde aidat dahi toplamaksızın üyelerine tahsisler yapan bir kooperatif olduğunu, bedel ödenerek satış yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, kooperatifin kat karşılığı yapmış olduğu inşaatlardan tercihli kura çekimi neticesinde üyelerine tahsis yaptığını, davacının müvekkili kooperatif üyelerinden hisse satın alıp bu hisselerin bedellerini de hisse satın aldığı kişilere ödediğini, müvekkili kooperatifin Zeytinburnu ...Noterliğince düzenlenen 01.06.2007 tarih, ... yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca ... iş ortaklığına bu projeyi verdiğini, 5. Bloğun bitmiş olması ve 6. Bloğun da büyük ölçüde tamamlanmış olması nedeniyle 07.05.2012 gününün üyelerine tahsis için kura günü olarak belirlendiğini, davacının da ağırlıklı olarak 6 bloktan yana tercihini kullandığını, müvekkili kooperatifçe dairelerin tapularının davacıya 18.05.2012 tarihinde tahsis edilerek teslim edildiğini, davacının dairelerini teslim aldıktan sonra kendisinin de başkalarının da söz konusu binada oturmaya başladıklarını bildirerek davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; 01.03.2017 tarih, 2016/938 E. 2017/237 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar vermiştir. Karar davacı tarafından istinaf edilmiş, Dairemiz 05.10.2017 tarih, 2017/967 E. 2017/1377 K. sayılı kararı ile; "...1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesinde; "Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler" ifadesine yer verilmiştir. Kooperatifler hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereği tüm ortaklara konut tesliminin aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerekir. Dairelerin teslim edildiği tarih eşitlik ilkesi uyarınca değerlendirilmeli, eşitlik ilkesine aykırı biçimde farklı teslim tarihlerinin olup olmadığı araştırılmalı, bu kapsamda kira kaybı isteminin yerinde olup olmadığı irdelenmeli, aynı statüdeki diğer üyelere teslim edilen bağımsız bölümlerin ne şekilde teslim edildiğinin, eşitlik ilkesinin ihlâl edilip edilmediğinin saptanması gerekmektedir. Teslim tarihi yönünden ise kooperatif kayıtları inceletilerek, bağımsız bölümlerin teslim tarihine ilişkin genel kurullarda bir tarih kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, bir tarih belirlenmemiş ise bağımsız bölümlerin diğer üyelere hangi tarihte teslim edildiğinin saptanması, dayandığı delilleri sunması için davalı kooperatife olanak tanınması icap etmektedir. Konutların tamamlanmamış olması halinde, davacının da beklemesi ve bu duruma katlanması gerekir. Diğer üyelerin konutları tamamlanıp teslim edilmiş ise davacının da dairesinin bitirilip teslimini istemek hakkıdır. Kooperatifin diğer üyelerinden davacı ile aynı konumda olup, kooperatife borcu olduğu halde dairesini teslim alıp yararlanmaya başlayan üyelerin varlığının tespiti halinde, eşitlik ilkesi uyarınca davacının da aynı süre zarfında kira bedeli talep hakkı doğacağının kabulü gerekir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 12.02.2015 gün ve 2014/7352 E. 2015/809 K. sayılı kararı da bu yöndedir. Somut olayda mahkemece açıklanan hususlarda tarafların gösterdiği deliller toplanıp konularında uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınmadan yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır. .." gerekçesi ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece bu defa bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava konusu yaptığı dairelerin bulunduğu A/6 blok diğer bloklardan farklı özelliklere ve niteliklere sahip olduğundan teslim gecikmesinin yaşandığı, bu blok üyeleri ile diğer blok üyeleri arasında eşitlik bakımından bir değerlendirilme yapılmasının zaten mümkün bulunmadığı, ne var ki istinaf dairesince, eşitlik ilkesi yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesi ile ilk derece kararı kaldırıldığından bu hususunun üzerinde ayrıca durulması gerektiği, davacının üyeliğine bağlı dairelerin bulunduğu ... blok'un özellikli blok olması nedeniyle bu özelliğinin geç teslime etki edebileceği gibi, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının da etkili olduğu, bu blokun teslim tarihinin 2013 yılı Mayıs ayı olduğu, davacının ise dairelerini kendi tercihine göre aynı yıl Ekim ayında teslim aldığı, geç teslimin nedenlerinin genel kurula sunulduğu, alınan kararla geç teslimin doğuracağı mağduriyetler için şerefiye payı hesaplandığı ve ortakların hesaplarına kaydedildiği, yapılan işlemin genel kurulun bilgisine ve dolayısı ile davacı dahil tüm ortakların bilgisine sunulduğu, davacı tarafından alınan kararlara ve yapılan işlemlere itirazda bulunulmadığı, davalı kooperatif tarafından yapılan bu işlemin ... blok üyeleri yönünden diğer blok üyeleri ile eşitliğin sağlanmasına yönelik bir işlem olduğu ve eşitliğin de bu yolla sağlandığı, bu aşamadan sonra davacının geç teslimden dolayı ayrıca tazminat almasını sağlayacak şekilde karar verilmesinin esasen eşitliğin bozulması ve davacının nedensiz zenginleşmesine neden olacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesinin “Bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümler uygulanır” hükmü dikkate alındığında davadaki kira geliri zararının tazmini taleplerinin yasal dayanağının Türk Ticaret Kanunu’nun 336. maddesi olduğunu ve bu maddeye dayalı olarak açılacak olan tazminat davaları için kooperatif ana sözleşmesinde bir hüküm bulunması zorunluluğu veya kooperatif genel kurulunun bu konuda bir karar almasına gerek olmadığını, Bakırköy 4 ATM'nin, 11.12.2019 tarihli kararında davalı kooperatifin KK.’nun 23. maddesinin öngördüğü “üyeler arasında hak ve mükellefiyetlerde mutlak eşitlik” ilkesini "nispi eşitlik" olarak değerlendirerek emredici kanun hükmüne aykırı karar verdiğini, mahkemenin "... teslim tarihinin 2013 yılı Mayıs ayı olduğu, davacının ise dairelerini kendi tercihine göre aynı yıl ekim ayında teslim aldığı..." ifadesini doğrulayan somut hiç bir bilgi ve belgenin dava dosyasında bulunmadığını, bu ifadenin sadece dosyaya sunulan 14.03.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda yer aldığını, mahkemenin de bu ifadeyi sanki ispatlanmış bir durum gibi kabul ettiğini, davalı kooperatifin ... Projesi’nin ... Blokta yer alan dairelerin bir kısmının müvekkiline teslim edildiği tarihten önce teslim edildiği dosyaya gelen tapu kayıtları ile de sabit olduğunu, mahkeme gerekçesinde yer alan "... davacının geç teslimden dolayı ayrıca tazminat almasını sağlayacak şekilde karar verilmesi halinde esasen eşitliğin bozulması ve davacının nedensiz zenginleşmesi söz konusu olacağı ..." değerlendirmesi de dosya gerçeklerine aykırı olduğunu, zira bir an için davalı kooperatifin 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında üyelerine dağıttığı bağımsız bölümlerin değerlendirme listesinde Ekim 2012 sonunda ... Bloktaki dairelerin teslim edileceği taahhüdünü mahkemenin kabul ettiği gibi faaliyet vaadi niteliğinde kabul edip bu taahhüdün bağlayıcı ve borç doğurucu niteliğinin olmadığını, faaliyet taahhüdü olduğu kabul edilse dahi davalı kooperatifin ... blok dışındaki bloklardaki gayrimenkulleri üyelerine çok daha önceki tarihlerde teslim ederek “üyeler arasındaki eşitlik” ilkesine aykırı hareket etmesi yanında bu bir kısım üyelere önceki tarihte teslim aldıkları gayrimenkulleri kiraya vererek gelir elde etme olanağı sağlamış olduğunu, davalı kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, davalı kooperatifin üyesi olan davacı müvekkili ile aynı durumda bulunan kardeşi ... adına aynı taleple açılan davada davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.03.2017 tarihli kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, Yargıtay 23. HD'nin 21.02.2019 tarihli 2016/6927 E. 2019/637 K. sayılı kararının emsal niteliği taşıdığını, 14.03.2019 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmasına yönelik kararın davacı müvekkili tarafından masraf yatırılamaması nedeni ile yerine getirilmediğini, ancak 2014 yılında açılan davada müvekkili tarafından yaklaşık 3.000,00 TL masraf yapıldığını, müvekkilinin ikinci bilirkişi heyeti için yatırılacak ücret ve mahkeme heyetinin keşif giderleri ile birlikte yaklaşık 4.000,00 TL daha yatırması gerektiğini, kök ve ek raporda davalı kooperatifin daireleri geç teslim ettiğinin tespit edildiğini, her iki rapor arasında büyük fark olsa da müvekkilinin uğradığı kira kaybı için bir zarar miktarının hesaplandığını, ek raporda hesaplandığı kadar da olsa bir kira gelir kaybı olduğunun kabul edileceğine dair düşüncelerle 2014 yılından itibaren geçen 5 yıldan fazla süre içinde dava dosyasının geldiği aşama da dikkate alarak daha fazla uzamamasının istemesi nedeni ile ücretin yatırılmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacıya, tahsis edilen bağımsız bölümlerin geç tesliminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı, davalı kooperatifin üyesi olarak, bir kısım üyelere dairelerinin zamanında teslim edilmesine rağmen kendisine geç teslim nedeniyle kiraya verememesinden kaynaklanan kira kaybını talep etmektedir. Davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu ve dava konusu dairelerin geç teslim edildiği hususlarında anlaşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davaya konu dairelerin davacıya geç tesliminden dolayı kira kaybı nedeniyle davalı kooperatiften tazminat talep edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece bilirkişi raporu alınmıştır. 10.04.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; dava konusu taşınmazların ... olarak bilinen sitenin ... Bloktaki l. kat 6 ve 8, 2. kat 12, 3.kat 17, 4. kat 23 ve 24, 5.kat 27, 6. kat 34, 7.kat 37, 8. kat 44 numaralı bağımsız bölümler olduğu, teslim eden ... İş Ortaklığı ... ile teslim alan alıcı/vekil ... arasında imzalanan 11.10.2013 tarihli Daire Teslim Tutanağını ile dairelerin davacıya teslim edildiği, ... nolu Blokun geç bitirilmesinde önemli etkenlerden birisinin de akıllı bina sistemi olması nedeniyle işçilik işi için daha uzun bir süre gerekeceğinden daha geç Nisan 2013 tarihinde bitirildiği, davalının daireleri 2013 Mayıs ayında teslim edildiğini iddia ettiğini, dosyaya sunulan 11.10.2013 tarihli teslim tutanağının aksinin ispat edilememesi durumunda dairelerin 11.10.2013 tarihinde teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davacıya ait 6-8-12-17-23-24-27-34-37-44 nolu dairelerin, teslim edilmesi gereken tarihin 30.11.2012 olduğu, 11.10.2013 tarihine kadar hesap edilmesi gereken sürenin 10 ay 10 gün olduğu, ancak dairelerin aynı anda kiraya verilmesinin mümkün olamayacağından kira kaybı için düz hesaplama ile 10 ay kabul edilerek hesaplama yapıldığı, 10 dairede için davacının kira kaybı alacağının 246.000,00 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece 27.06.2018 tarihli celsede ibraz edilen bilirkişi raporunun istinaf kaldırma kararında belirtilen hususları karşılamadığı gerekçesi ile bilirkişi heyetine b kooperatif konusunda uzman bilirkişi de dahil ederek ek rapor alınmıştır. 14.03.2019 tarihli ek raporda, davalı arsa sahibi kooperatif ile yükleniciler ... LTD.ŞTİ. - ... LTD. ŞTİ. - ... LTD. ŞTİ. Konsorsiyumu arasında 01.06.2007 tarihli "Düzenleme şeklinde kat karşılığı İnşaat Yapımı ve Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmenin süreler başlıklı 10.1 maddesinde belediyeden temel üstü inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 36 ay olarak kararlaştırıldığı, sözleşmede geç teslimden kaynaklı cezai şart alınacağına ilişkin hüküm bulunduğu, davalı kooperatif ile ortak arasındaki ilişkide davalının tüccar gibi nitelendirilemeyeceği, kooperatifin özellikle yönetim kurullarının ortaklara karşı her hangi bir taahhütte bulunmasının mümkün olmadığı, kooperatiflerin, ortaklarından sağlayacağı birikimleri yatırıma dönüştürmek üzere faaliyette bulundukları, Genel Kurul toplantılarına ancak program sunarak ve faaliyet vaadinde bulunarak çalıştıkları, finans girdileri ve idari olaylar nedeniyle Kooperatif Tüzel Kişiliğini sorumlu tutmanın mümkün olmadığı, Kooperatif esas sözleşmelerinde teslimlere ilişkin bir taahhüdün olmadığı. Genel Kurul toplantılarında da böyle bir taahhütte bulunulmadığı, böyle bir taahhüdün olmasının dahi sonucu etkilemeyeceği, bu anlamda geç teslimden dolayı ortağın tazminat talep hakkının da olamayacağı, 2011 ve 2012 yıllarına ait genel kurul toplantı tutanaklarında davacının bu yönde herhangi bir itirazının olmadığı, diğer yandan Kooperatif Yönetim Kurulunca hazırlanarak Genel Kurul tarafından da kabul edilen ve taraflarca da tartışmasız olan dosyada mevcut "Bağımsız Bölüm Değerleme Listesi” incelendiğinde tüm Kooperatif ortaklarını ilgilendiren (+) (-) şerefiye farkı hesabının yapıldığı, hiçbir ortağın buna itiraz etmediği, Bağımsız bölüm değerleme listesinin dip notunda, "... blok 10. ayda teslim edilecektir. Bu bağımsız bölümlerin değerleri kira kayıpları mahsup edilerek hesaplanmıştır. " notunun bulunduğu, bu ifadeden ... Blok dairelerin geç teslimi nedeniyle ortakların uğrayacakları kira kayıplarının da dikkate alındığı, dairelere isabet edecek bedellerin iade veya mahsup ile ortağın hesaplarına intikal ettirildiği, bu tabloya ve bu ifadeye yapılan hiçbir itirazın da mevcut olmadığı, ortaklar arası eşitliğin sağlanmış olacağının kabulü gerektiği, dava konusu ... Projesindeki toplam 6 bloktaki 346 adet bağımsız bölümlerin tercihli kura yöntemiyle 07.05.2012 tarihinde ortaklara tahsis edildiği, projedeki tüm bağımsız bölümlerin Kooperatif ortaklan adına 18.05.2012 tarihinde tapu tescillerinin yapıldığı, 1,2,3,4,5. Blokların tesliminin 2012/Mayıs ayında gerçekleştiği, özellikli olarak (akıllı Bina) olarak inşa edilen ... Blok’un Ekim/2012 de tesliminin planlandığı ancak 2013/Mayıs ayından itibaren iskan edilmeye başlanıldığı, bu tarihte konutunu teslim alarak iskan’a başlayan ortaklar olduğu, dolayısı ile teslim edilebilecek tarihin de bu olacağı, davacının ... Bloktaki 10 adet bağımsız bölümleri Ekim/2013'de teslim almasının kişisel tercihi olduğu, bu halde davacının iddia ettiği geç teslim süresinin Ekim/2012-Mayıs/2013 arası 6 ay kabul edilebileceği, bu durumda davacının toplam kira kaybının 89.400,00 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde sözünü ettiği, davacının kardeşi ..., Bakırköy 1. Asiye Ticaret Mahkemesinin 2014/501 E. sayılı dava dosyasında; kooperatifin 1299 nolu üyesi olduğunu, ... Projesindeki ... Bloktaki 16, 21, 26 ve 31 nolu 4 adet 2+1 daireyi satın aldığını, davalı kooperatifin ... Bloktaki daireleri Ekim 2012 ayında teslim edeceğini 2012 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı öncesi üyelerine gönderdiği yazı ile bildirildiğini, dairelerin Ekim 2012 sonunda teslim edilmediğini, davalı kooperatifin 01.02.2014 tarihinden itibaren A6 bloktaki yönetim ve giderleri için aidat toplamaya başlanılacağını bildirdiğini, dairelerin oturulabilecek duruma Ocak 2014 tarihinde geldiğini belirterek geç teslim sebebiyle 156.000,00 TL kira geliri alacağının faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/501 E. 2016/548 K. sayılı kararı ile 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu blokların 2012 yılı Mayıs ayında, 6. Blok ise 2013 yılı Mayıs ayında teslim edildiği ortaklar arasındaki eşitlik ilkesi gereğince Kasım 2012-Nisan 2013 dönemi için 6 aylık kira kaybı olarak 60.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. YARGITAY 23. Hukuk Dairesi 21.02.2019 tarih, 2016/6927 E. 2019/637 K. sayılı ilamı ile "... 1163 Sayılı Kanun'un 23. maddesinde; "Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler" düzenlemesine yer verilmiştir. Kooperatifler Hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereğince, hak ve vecibelerde eşit olan ve aynı statüde bulunan tüm ortaklara daire tesliminin aynı tarihte yapılması gerekmektedir. Teslim tarihi yönünden, kooperatif kayıtları incelenerek, bağımsız bölümlerin teslim tarihine ilişkin genel kurullarda bir tarih kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, bir tarih belirlenmemiş ise bağımsız bölümlerin diğer üyelere hangi tarihte teslim edildiğinin saptanması gerekmektedir. Konutların tamamlanmamış olması halinde tüm üyelerin beklemesi ve bu duruma katlanması gerekir. Aynı konumda bulunan bir kısım üyenin konutunun tamamlanıp teslim edilmesi halinde, eşitlik ilkesi uyarınca, konutu teslim edilmeyen üyenin teslim tarihine kadar kira bedeli isteyebileceği kabul edilmelidir. (Dairemizin 12.02.2015 tarih, 2014/7352 Esas, 2015/809 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davacıya kur'a ile tahsis edilen dairelerin 6. blokta bulunduğu, davalı kooperatifin diğer 5 bloktaki inşaatları 2012 yılı Mayıs ayı itibariyle tamamlayarak üyelerine teslim ettiği, davacıya ait konutların ise 2013 yılı Mayıs ayında teslim edildiği uyuşmazlık dışıdır. Mahkemece, kooperatif üyeleri arasındaki eşitlik ilkesi gözönünde bulundurularak davacının talebine göre 2012 yılı Kasım ayından itibaren 2013 yılı Mayıs ayına kadar toplam 6 ay için davacı yararına kira bedeline hükmedilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, eşitlik ilkesi kapsamında davacıya daire tesliminin, diğer 5 blokta dairesi bulunan üyelerle aynı anda yapılması gerekmekte ise de dosya kapsamından, gerek yüklenici firmayla olan bazı ihtilaflar ve gerekse bir takım ilave imalatlar nedeniyle teslimin geciktiği ve teslimdeki bu gecikmenin hem davacı üye tarafından, hem de davalı kooperatif tarafından öngörüldüğü ve kabul edildiği anlaşılmaktadır. Nitekim, davacının da asaleten katıldığı, 18.06.2012 tarihli genel kurul gündeminde yer alan 2012 yılı çalışma programında, 2012 yılı sonuna kadar 6. blokun tamamının bitirilmesinin planlandığı ifade edilmiştir. Ayrıca davacı tarafından davalı kooperatife gönderilen 23.11.2012 tarihli ihtarnamede "Kooperatifinizin ilgili yazı ile bildirdiği üzere teslim tarihi olarak 31.12.2012 kabul ederek dairelerimin tapularını teslim aldım" ifadesine yer verilerek, 2013 yılı Ocak ayından itibaren kira bedeli istenmiştir. Tüm bu olgular gözönünde bulundurulduğunda, 31.12.2012 tarihinin, taraflarca dairelerin teslim tarihi olarak benimsendiğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, davacının kira bedeli alacağının 31.12.2012 tarihinden itibaren hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, Kasım 2012 tarihinden itibaren kira bedeline hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı kooperatif yararına bozulması gerekmiştir. " gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Davalı kararın düzeltilmesini talep etmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/2296 E. 2019/4085 K. Sayılı kararı ile talebin reddine karar vermiştir. Somut uyuşmazlık ile emsal olarak gösterilen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde ki uyuşmazlık aynı mahiyettedir. Bu doğrultuda, davacının (davacının çektiği ihtar içeriği itibari ile) 31.12.2012-2013/Mayıs arasındaki döneme ilişkin kira kaybını talep edebileceği, 14.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen değerler üzerinden yapılan hesapla davacının yoksun kaldığı kira bedelinin 59.600,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Şerefiye payları dairelerin 2012/ekim ayında teslim edileceği öngörülerek hesaplanmıştır. Tüm dosya kapsamına nazaran, davalı kooperatifin sorumluluğunun Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesinden kaynaklandığı, diğer blokların 2012 yılı Mayıs ayında teslim edilmiş olmasına rağmen, davacı adına tahsis edilen konutların bulunduğu blokun 2013 yılı Mayıs ayında teslim edildiği, davacının 31.12.2012-2013/Mayıs arasındaki döneme ilişkin kira kaybını talep edebileceği, 14.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen değerler üzerinden yapılan hesaplamaya göre, davacının yoksun kaldığı kira bedelinin 59.600,00 TL olduğu, dairelerin şerefiye pay hesaplarının 31.12.2012-2013/Mayıs dönemini kapsamadığı, davacı tarafından keşide edilen ihtar tarihi itibari ile davacının kira kaybının bulunmadığı, 31.12.2012-2013/Mayıs dönemi kira kaybına ilişkin zarar konusunda davalı temerrüdünün dava tarihi itibari ile gerçekleştiği, 59.600,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dairemizce davanın esası hakkında karar verilmesine yönelik aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK'nun 353/1b-2 maddesi uyarınca Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2019 gün ve 2017/937 Esas, 2019/1109 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 31.12.2012-2013/Mayıs dönemi kira kaybı 59.600,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE, 4-492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 4.071,27 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 6.993,25 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 2.921,97 TL harcın istem halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yatırılan 4.071,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 146,10 TL harç, 2.740,60 TL (ayrıntısı uyapta kayıtlı) posta/tebligat/bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.886,70 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı üzerinden taktiren 420,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı üzerinden taktiren 42,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalının kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesap edilen 8.548,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesap edilen 32.943,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Karar kesinleştiğinde HMK'nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 harçtan mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harçları toplamı 253,20 TL, 92,50 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 345,70 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı üzerinden taktiren 50,30 TL'sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21.01.2021

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları