ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Disiplin Cezalarının İptali İstemi - Kesinleşmemiş Ceza Mahkemesi Kararı

07-02-2021 - 938

Disiplin Cezalarının İptali İstemi - Kesinleşmemiş Ceza Mahkemesi Kararı


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Danıştay 12. Daire
2017/3763
2020/1476
2020-02-20





Dava konusu istem : Devlet Halk Dansları Topluluğu Müdürlüğünde usta öğretici olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 12/11/2015 tarih ve 17 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesinin ilgili kararı ile; … Lisesi öğrencilerine ... Yöresi halk oyunlarını öğretmek üzere görevlendirilen davacının, öğrenci ...'yle yalnız oldukları bir ortamda, ders konusunun dışına çıkarak rumba dansı figürlerini gösterdiği sırada öğrenciyi alnından öptüğününün, ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı mahkumiyet kararı ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dans figürlerini başarıyla gerçekleştirmesi nedeniyle tebrik etmek için öğrenciyi alnından öptüğü, üzerine atılı disiplin suçuna konu olayın öğrenci tarafından yanlış anlaşıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, öğrenci ...'yle yalnız oldukları bir ortamda, ders konusunun dışına çıkarak rumba dansı figürlerini öğrenciye göstermeye başlayan davacının, bu sırada öğrenciyi alnından öptüğünün, öğrencinin kalçasını tuttuğunun ve öğrenciye arkasından sarılıp vücudunu birleştirerek boynundan öptüğünün, yapılan disiplin soruşturması ve çocuğun basit cinsel istismarı suçundan dolayı yargılandığı davada ... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen iki yıl altı aylık hapis cezasına ilişkin mahkumiyet kararı ile sabit olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Davacının almış olduğu uyarma cezasına karşı yaptığı itiraz üzerine, usule uygun bir soruşturma yapılması için itirazın kabulüne karar verilmesine engel bir durum bulunmamaktadır. Ancak davalı idarenin, 657 sayılı Kanun'un 135. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan, itiraz üzerine aleyhe düzeltme ya da aleyhe karar verme yasağı gereğince, yapılacak yeni soruşturma sonucunda davacı hakkında, önceki durumdan daha ağır bir hukuki durum yaratma yetkisi bulunmamaktadır. Aksi halde disiplin cezası alan kamu görevlileri, daha ağır cezalara maruz kalma endişesi ile verilen cezalara itiraz etmekten çekinecek. bu durum ise hukuk devletinin önemli bir parçası olan, idari işlemlerin hukuka uygunluklarının, etkili yollardan denetlenebilmesini zorlaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkacaktır. Zira davacı, almış olduğu ilk disiplin cezasına itiraz etmemiş olsa, bu ceza kesinleşeceğinden, aynı eylem nedeniyle yeni bir ceza verme imkanı da bulunmayan idarenin, davacının eyleminin karşılığı olan cezadan daha hafif bir ceza ile cezalandırıldığını ileri sürmesinin de hukuken kabul edilebilir bir iddia olduğundan bahsetmek mümkün görünmemektedir.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı olduğu sonucuna varılan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Devlet Halk Dansları Topluluğu Müdürlüğünde usta öğretici olarak görev yapan davacı, 16/12/2013 tarih ve 6404 sayılı görevlendirme onayı ile, 18/12/2013 - 17/06/2014 tarihleri arasında ... Lisesi öğrencilerine ... Yöresi halk oyunlarını öğretmek üzere görevlendirilmiştir.

22/01/2014 tarihindeki derse öğrencilerden yalnızca ... katılmış, bu derste davacının, ...'ye ders konusu dışında bir dans olan rumbaya ait figürler gösterdiği sırada öğrenci öğretmen ilişkisi sınırları dışına çıkacak nitelikte davranışlarda bulunduğundan bahisle öğrenci velisi tarafından yapılan şikayet üzerine davacının disiplin amiri tarafından, savunması alınarak uyarma cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Davacının bu cezaya yapmış olduğu itirazı inceleyen disiplin kurulu, usule uygun bir disiplin soruşturması yapılmadığı ve davacının fiili ile verilen cezanın uyumlu olmadığı gerekçesiyle dosyayı davalı idareye iade etmiş, bunun üzerine davacı hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

Yapılan disiplin soruşturması sonucunda davacının, öğrenci ...'yle yalnız oldukları bir ortamda, ders konusunun dışına çıkarak rumba dansı figürleri gösterdiği sırada, öğrenciyi alnından öptüğü yönündeki disiplin suçu nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılması teklif edilmiştir.

Yapılan disiplin soruşturması ile, davacının öğrenci ...'yi alnından öptüğünün; ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı mahkumiyet kararında belirtildiği üzere de, öğrencinin kalçasını tuttuğunun ve öğrenciye arkasından sarılıp vücudunu birleştirerek boynundan öptüğünün anlaşıldığını belirten Yüksek Disiplin Kurulu, soruşturma raporunda getirilen teklifi kabul ederek davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

Bakılan dava, bu işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesinde, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış, 135. maddesinin birinci fıkrasında, "Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir." hükmüne, dördüncü fıkrasında ise, "İtirazın kabulü halinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

657 sayılı Kanun'un 135. maddesinin dördüncü fıkrasında her ne kadar itirazın kabulü halinde, disiplin amirlerinin kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebileceği veya tamamen kaldırabileceği hükmüne yer verilmiş ise de usule uygun bir disiplin soruşturması yapılmadığı ve / veya verilen cezanın, işlenen fiil ile uyumsuz olduğu durumlarda itirazın kabulü halinde usule uygun olarak yapılacak disiplin soruşturması ile ilgili kamu görevlisinin üzerine atılı fiilin açıkça ortaya konulması üzerine, ilgilinin eylemine uygun disiplin cezası ile cezalandırılması yoluna gidilmesine de hukuki bir engel bulunmamaktadır. Aksi durumun kabulü halinde ilgilinin, işlediği fiilin karşılığı olan cezadan daha hafif bir cezayla cezalandırılması gündeme gelir. Böyle bir durum ise amacı, bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan disiplin cezalarının, işlevini yerine getirememesini yani bozulan kamu düzeninin yeniden tesis edilememesi sonucunu ortaya çıkarır.

Dava konusu olayda; öğrenci velisinin şikayet dilekçesi üzerine, disiplin amiri tarafından, usule uygun bir disiplin soruşturması yapılıp davacının eylemi tespit edilmeden verilen uyarma cezasına karşı yapılan itirazın, davacının üzerine atılı eylemin daha ağır bir cezayı gerektirdiğinden bahisle değil, usule uygun bir disiplin soruşturması yapılmamış olması nedeniyle davacının eyleminin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi ve buna göre ceza teklif edilmesi gerektiğinden bahisle kabul edildiği, nitekim yapılacak soruşturma sonucunda davacının üzerine atılı suçu işlemediğinin anlaşılması halinde disiplin cezası teklif edilmemesi durumunun da söz konusu olabileceği gözönüne alındığında itirazı inceleyen disiplin kurulunun anılan kararının, aleyhe düzeltme ya da aleyhe karar verme yasağı kapsamında değerlendirilebilmesine imkan bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Disiplin kurulunun, usule uygun bir disiplin soruşturması yapılması için dosyayı davalı idareye iade etmesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda tanık ifadelerine başvurulmuş ve davacının, öğrenci ...'yle yalnız oldukları bir ortamda, ders konusunun dışına çıkarak rumba dansı figürleri gösterdiği sırada, öğrenciyi alnından öptüğü yönündeki disiplin suçu nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılması teklif edilmiştir.

Yüksek Disiplin Kurulu ise kararını verirken, yalnızca disiplin soruşturmasına dayanmamış; yapılan disiplin soruşturması ile, davacının öğrenci ...'yi alnından öptüğünün; ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı mahkumiyet kararında belirtildiği üzere de, öğrencinin kalçasını tuttuğunun ve öğrenciye arkasından sarılıp vücudunu birleştirerek boynundan öptüğünün anlaşıldığını belirterek davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

Bu işlemin iptali istemiyle açılan davayı inceleyen İdare Mahkemesi, davacının üzerine atılı disiplin suçunun sübut bulup bulmadığı hususunu, yapılan disiplin soruşturmasında elde edilen deliller çerçevesinde kendisi değerlendirmek yerine, yalnızca, davacının üzerine atılı eylemin, çocuğun basit cinsel istismarı suçundan dolayı yargılandığı davada ... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen iki yıl altı aylık hapis cezasına ilişkin mahkumiyet kararı ile sabit olduğu gerekçesine yer vermek suretiyle davanın reddine karar vermiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu da Bölge İdare Mahkemesince reddedilmiştir.

Disiplin cezalarının iptali istemiyle açılan davaları inceleyen idare mahkemeleri kararlarında, tek gerekçe olarak kesinleşmemiş bir ceza mahkemesi kararına yer vermemelidirler. Aksi halde, dayanak yapılan ceza mahkemesi kararının istinaf kanun yolu aşamasında kaldırılması ya da temyiz kanun yolu aşamasında bozulması halinde idare mahkemesinin kararı da dayanaksız kalabilir. Bakılan davada, İdare Mahkemesinin kararına dayanak yaptığı, ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile ilgili olarak UYAP kayıtları üzerinde yapılan araştırma sonucunda dosyanın halen temyiz incelemesi için Yargıtayda olduğu, dolayısıyla mahkumiyet kararının kesinleşmediği görülmüştür.

Bu durumda, soruşturma raporunda yer alan tespitlerin dışına çıkılmak suretiyle kesinleşmemiş bir ceza mahkemesi kararında yer alan eylemlerin, davacı tarafından gerçekleştirildiğini kabul eden Yüksek Disiplin Kurulu kararında hukuka uygunluk, bu ceza mahkemesinin kesinleşmemiş kararını, vermiş olduğu karara tek başına dayanak yapan İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 20/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
disiplin cezası ceza mahkemesi kesinleşme iptal hukuki isabet usta öğretici cinsel istismar
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları