ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Eşin Öğrenci Olması Sebebiyle Atamasının Gerçekleştirilememesi - Ancak Davacının Atamasının Yapılarak Aile Birliğinin Sağlanacağı

10-01-2021 - 802

Eşin Öğrenci Olması Sebebiyle Atamasının Gerçekleştirilememesi - Ancak Davacının Atamasının Yapılarak Aile Birliğinin Sağlanacağı


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Danıştay 2. Daire
2016/13662
2020/538
2020-02-04





İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava; Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu … Bölge Müdürlüğüne bağlı (kapatılan) … Yurt Müdürlüğünde Yurt Yönetim Memuru olarak görev yapan davacının, eşinin aynı kurumun … ili … Yurt Müdürlüğünde görev yaptığından bahisle İstanbul iline atamasının yapılması istemiyle yaptığı 17/09/2015 tarihli başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davalı idarece personel ihtiyacı ileri sürülerek atanma istemi yerine getirilmemiş ise de, davacının eşinin aynı kurum bünyesinde İstanbul'da görev yaptığı ve dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden 2017 yılına kadar öğrencilik durumunun devam ettiği; mevcut durumda … 'a atanamayacağı, esas itibarıyla idarenin davacı ve eşinin her ikisinin de kendi personeli olması nedeniyle Anayasa ve ilgili mevzuat gereği aile birliğini dikkate alarak işlem tesis etmesi gerektiği, bu duruma göre aile birliğinin ise ancak davacının eşinin yanına gitmesi halinde sağlanabileceği; yine davacı hakkında ... Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından ülseratif kolit tanısı koyulduğu ve mevcut kronik rahatsızlığı sebebiyle gözetim altında tutulmasına yönelik rapor düzenlendiği göz önüne alındığında, aile birliğinin davalı idarece sağlanması gerektiği sonucuna ulaşılmakta olup, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 14/02/2015 tarihinde evlenen davacının, eşinin bulunduğu … ili … Yurt Müdürlüğüne atanma isteminin reddi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı, çok sayıda öğrencinin barındığı yurtta karışıklık ve bir takım olumsuzluklara neden olacağı, ilgili daire Başkanlığından gelen yazıda davacının görev yaptığı yurt müdürlüğünün yönetim memuru bayan ihtiyaç sayısının 5, çalışan sayısının ise 1 olduğunun belirtildiği, davacının hastalığının tedavisinin ... ili Suşehri ilçesinde yapılamadığına dair herhangi bir belgeye rastlanmadığı, eşinin ... ili … ilçesine tayin talebinin bulunmadığı, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi İdare Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; 09/07/2018 günlü, 30743 sayılı (3. Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 11 ve 12. maddeleriyle tüzel kişiliği sona erdirilerek bünyesinde hizmet birimi olarak yeniden yapılandırılan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü yerine hasım mevkiine alınmak suretiyle, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Dava; Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu … Bölge Müdürlüğüne (kapatılan) bağlı ... /… Yurt Müdürlüğünde Yurt Yönetim Memuru olarak görev yapan davacının, eşinin Kredi Yurtlar Kurumu … ili … Yurt Müdürlüğünde görev yapıyor olması nedeniyle aile birliğinin sağlanması amacıyla eşinin görev yaptığı yere atanmasının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi üzerine temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :

Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 29/10/2011 günlü, 28099 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in "Hastalık raporu ve izin süreleri" başlıklı 6. maddesinde; (1) Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir. Azamî izin sürelerinin hesabında, aynı hastalığa bağlı olarak fasılalarla kullanılan hastalık izinleri de iki izin arasında geçen sürenin bir yıldan az olması kaydıyla dikkate alınır.

(2) İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır. Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, birinci fıkrada belirtilen hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.

(3) Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.

(4) Memurlara tek hekim raporu ile bir defada en çok on gün rapor verilebilir. Raporda kontrol muayenesi öngörülmüş ise kontrol muayenesi sonrasında tek hekim tarafından en çok on gün daha rapor verilebilir.

(5) Kontrol muayenesi sonrası hastalığın devam etmesi sebebiyle verilecek hastalık raporlarının on günü aşması durumunda bu raporun sağlık kurulunca verilmesi zorunludur. Ancak o yerde sağlık kurulu bulunan SGK ile sözleşmeli bir sağlık hizmet sunucusu bulunmaması ve hastanın tıbbî sebeplerle sağlık kurulu bulunan SGK ile sözleşmeli sağlık hizmet sunucusuna nakline imkân bulunmaması hâlinde tek hekimler en çok on gün daha hastalık raporu düzenleyebilir. Raporda nakle engel olan tıbbî sebeplerin hekim tarafından belirtilmesi zorunludur. Bu şekilde tek hekim tarafından düzenlenen hastalık raporlarının geçerli sayılabilmesi için, bunların İl Sağlık Müdürlüğünün belirleyeceği sağlık kurullarınca onaylanması şarttır.

(6) Memurlara bir takvim yılı içinde tek hekim tarafından verilecek raporların toplamı kırk günü geçemez. Bu süreyi geçen hastalık raporları sağlık kurulunca verilir. Tek hekimlerin değişik tarihlerde düzenledikleri hastalık raporlarında gösterdikleri zorunluluk üzerine yıl içinde toplam kırk gün hastalık izni kullanan memurların, o yıl içinde bu süreyi aşacak şekilde tek hekimlerden aldıkları ilk ve müteakip raporların geçerli sayılabilmesi için bunların resmî sağlık kurullarınca onaylanması gereklidir.

(7) Aile hekimi ve kurum tabiplerinin vereceği raporlar da tek hekim raporu kapsamında değerlendirilir.

(8) Yurt dışında tek hekim veya sağlık kurulları, ilgili ülkenin mahallî mevzuatında tespit edilmiş süreler dâhilinde hastalık raporu düzenleyebilirler. Ancak bu şekilde alınan raporlara dayalı olarak birinci fıkradaki süreler dâhilinde hastalık izni verilebilmesi için raporun ve raporda belirtilen sürelerin o ülke mevzuatına uygunluğunun dış temsilciliklerce onaylanması zorunludur." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Her ne kadar temyize konu Mahkeme kararında davacı hakkında … Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından ülseratif kolit tanısı koyulduğu ve mevcut kronik rahatsızlığı sebebiyle gözetim altında tutulmasına yönelik rapor düzenlendiği belirtilse de; anılan raporun tek hekim raporu olduğu; yukarıda alıntılanan düzenleme dikkate alındığında, sağlık raporunun geçerli olabilmesi için il sağlık müdürlüğünün belirleyeceği sağlık kurullarınca onaylanması gerektiği; bu haliyle raporun Yönetmelik'in aradığı niteliğe sahip olmadığı anlaşılmaktadır.

Bakılan uyuşmazlıkta, davalı idarece personel ihtiyacı ileri sürülerek atanma istemi yerine getirilmemiş ise de, davacının eşinin aynı kurum bünyesinde İstanbul'da görev yaptığı ve dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden 2017 yılına kadar öğrencilik durumunun devam ettiği; mevcut durumda ...'a atanamayacağı, esas itibarıyla idarenin davacı ve eşinin her ikisinin de kendi personeli olması nedeniyle Anayasa ve ilgili mevzuat gereği aile birliğini dikkate alarak işlem tesis etmesi gerektiği, bu duruma göre aile birliğinin ise ancak davacının eşinin yanına gitmesi halinde sağlanabileceği gerekçesine dayanılarak hüküm kurulması gerekirken, kararda; bu gerekçenin yanı sıra, "davacı hakkında ... Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından ülseratif kolit tanısı koyulduğu ve mevcut kronik rahatsızlığı sebebiyle gözetim altında tutulmasına yönelik rapor düzenlendiği" saptamasına yer verilmesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de; kararda yer verilen diğer iptal gerekçesinin hukuka uygun bulunması karşısında bu husus, anılan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın GEREKÇESİ DÜZELTİLMEK SURETİYLE ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
öğrenci eş durumu atama memur yurt müdürü hastalık
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları