ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Avukatlık Ücretinde Hakkaniyet İndirimi Uygulanamaz

30 Eylül 2025, 21:38 - 3

Avukatlık Ücretinde Hakkaniyet İndirimi Uygulanamaz


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2023/2147
2024/677
2024-02-19





Özet:

Avukatlık Kanunu’nda vekâlet ücretine ilişkin hükümler yer almakta olup, hesaplanan ücret üzerinden “hakkaniyet indirimi” yapılabileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay’ın Değerlendirmesi: Avukatlık Kanunu’nda hakkaniyet indirimi öngörülmemiştir. Dairenin yerleşik içtihatlarında da vekâlet ücreti hesabında hakkaniyet indirimi yapılmamaktadır. Bu nedenle, hesaplanan vekâlet ücretinde indirim yapılması hukuka aykırıdır.

 

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin avukat olduğunu, davalı ile müvekkili arasında 01.10.2004 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi imzalandığını ve danışmanlık hizmetinin verildiğini, ayrıca müvekkilinin Büyükçekmece 7. Noterliğinin 19.04.2013 tarihli ve 16765 yevmiye no.lu vekaletnamesi gereğince davalıyı Mahkeme ve resmi mercilerde temsil ettiğini, ancak müvekkilinin davalı ile son iki yıldır iletişime geçemediğini, davalının parça parça bağlantısız geri dönüşleri sonucu sorunlar yaşandığını, gerekli bilgi ve belgelerin müvekkile iletilmesinde eksikliklerin olduğunu, ayrıca davalıya ait şirket adına takip edilen davalarda müvekkilin hak ettiği avukatlık ücretlerinin ödenmediğini, danışmanlık ücretinin de eksik ödendiğini, müvekkilinin 06.01.2016 tarihinde istifa etmek zorunda kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6100 sayılı Kanun'un 107 nci madde uyarınca şimdilik 20.000,00 TL vekalet ücretinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davacı vekili 14.06.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle 20.000,00 TL olan talebini 452.904,94 TL ıslah ederek toplam 472.904,94 TL'nin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; şirketin, finans, insan kaynakları ve muhasebe departmanları arasındaki iş bölümü gereği davacı yanca takip edilen işler ile ilgili bilgi ve belgelerin süresi içinde gönderildiğini, avansların ödendiğini, davacı veya yanında çalışan avukatlarla bağlantı kurulduğunu, davacının talebinin fahiş olduğunu, sözleşme içeriğinden da anlaşılacağı üzere müvekkilince davacıya aylık ücret ödenmesi gerektiğini, başkaca ücret ödenmesinin kararlaştırılmadığını, bunun dışında dava ve icra takiplerinde karşı taraftan alınacak vekalet ücreti dışında bir ücretin ödenmesinin gerekmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının sözleşmeyi fesih ve istifasının haklı olduğu, davacının çalışma karşılığı toplam 472.904,94 TL hesaplanan vekalet ücretinden davacının danışmanlık hizmeti de vermesiyle doğan ve tahsil edilen 452.575,00 TL danışmanlık ücretinin mahsubu ile danışmanlık hizmetini aşan kısım yönünden alacağa hak kazandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 20.329,94 TL alacağın 20.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 05.10.2016 tarihinden itibaren bakiyesi olan 329,94 TL'nin ise ıslah tarihi olan 17.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; danışmanlık sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca sözleşme imzalanmasına konu danışmanlık işi dışında kalan işler için Baro Asgari Ücret Tarifesi üzerinden ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, buna karşın yalnızca danışmanlık ücreti ve danışmanlık ücretini aşan kısım yönünden vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin (11 yıl 3 ay) süresince davacı ile sürekli irtibat halinde olunarak istediği belgelerin kendisine ulaştırıldığını, iş avansları ve ücretinin düzenli olarak ödenmek suretiyle sürdürüldüğünü, davacının istifasının haklı sebebe dayanmadığını, davacının herhangi bir ücret talebinde bulunamayacağını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının haklı sebeple istifa ettiği, sözleşmenin 3. maddesinde, sözleşmenin 1. maddesinde belirtilen işler dışındaki işlerin, anılan sözleşmenin kapsamının dışında olduğu ve ayrı ücrete tabi olduğu belirtildiği, dosyada yer alan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2019 tarihli ve 2016/393 E., 2019/513 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, 472.904,80 TL vekalet ücretinin 05.10.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, derdest dosyalar için hakkaniyet indiriminin yapılması gerektiğini de ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinin istifa nedeniyle sona ermesinden kaynaklı vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir.

İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Tek taraflı sona erdirme" başlıklı 512 nci maddesinin birinci fıkrası.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) "İşi sonuna kadar takip etme zorunluluğu ve başkasını tevkil" başlıklı 171 inci maddesinin birinci fıkrası.

1136 sayılı Kanun'un "Avukatlık ücretinin belli bir işe hasredilmesi" 173 üncü maddesi.

1136 sayılı Kanun'un "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" başlıklı 174 üncü maddesi.

1136 sayılı Kanun'un "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinin dördüncü fıkrası.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03.03.2022 tarihli ve 2021/8782 E., 2022/1814 K. sayılı ilamı.

Değerlendirme

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 512/1 inci maddesine göre; vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak istifa haksız ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanunu'nda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunu’ndaki aynı konuya ilişkin düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de Avukatlık Kanunu'nun 174/1 inci maddesinde; “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcut olup, bu hükümle vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır.

Avukatlık Kanunu'nun 171/1 inci maddesinde düzenlenen; “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 nci maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. Ancak, haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir. Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil gibi, istifa da taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Zira, azil ve istifa ile birlikte vekalet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” de sona ermektedir. Haksız istifa halinde ise davacı avukat, sadece istifa tarihi itibariyle tamamlanmış işlerden dolayı vekalet ücretine hak kazanır.

Dava dosyasının incelenmesinde; davacı vekilin 01.10.2004 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklı danışmanlık ücretlerinden 2015 yılı 10. ayının ücretinin 05.11.2015 tarihinden sonra 22.11.2015 tarihinde ödendiği, yine 2015 yılı 11. ve 12. ayının ücretinin ise davacı vekilin 06.10.2016 tarihli istifa ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 18.01.2016 tarihinden sonra 25.01.2016 tarihinde ödendiği, davacı vekilin danışmanlık ücretinin vaktinde ödenmediği, kaldı ki davacı vekilin istifasının davacının davalı şirket yetkilisine karşı şahsi dava dosyaları için açtığı vekalet ücretinin tahsili davasında da haklı olarak kabul edildiği, söz konusu haklı istifanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03.03.2022 tarihli ve 2021/8782 E., 2022/1814 K. sayılı ilamı ile de kesinleştiği, haklı istifanın davacı vekilin takip ettiği tüm dava ve takiplere sirayet edeceği, haklı istifanın da haklı azil gibi sonuç doğuracağı, davacı vekilin 01.10.2004 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin 1. maddesinde "Avukatın üzerine aldığı iş, yukarda yazılı şirketin hukuki müşavirliği olup, şirketle ilgili adli ve resmi her türlü iş de müşavirlik hizmeti verir. Avukat iş bu müvekkillerini kanuni mercilerde temsil edecek ve haklarını savunacaktır." ve 3 üncü maddesinde "Tespit olunan ücret yalnız bu sözleşmeye bağlı işin veya işlerin karşılığıdır. Bunlar dışında yapılacak takip ve davalarda, bu işle ilgili ve bağlantılı bulunsa dahi karşı taraf veya üçüncü bir şahıs tarafından karşılık dava veya ayrı dava şeklinde açılacak davalar bu süzleşmede ve ücretin dışındadır. Bunlarla ilgili olarak avukata Baro Asgari Ücret Tarifesi üzerinden ücret ödenecektir. Avukat, bu sözleşmeye göre peşin verilmesi gerekli ücret ve aşağıda yazılı gider avansı kendisine ödenmediği sürece işe başlamak zorunluluğunda değildir." şeklinde düzenlemelerin yer aldığı, ilgili sözleşme hükümleri gereğince müşavirlik (danışmanlık) hizmeti dışında verdiği avukatlık hizmetinden kaynaklı ayrı vekalet ücretine hak kazandığı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu ile davacı vekilin vekalet ücretinin de doğru hesaplandığı, Avukatlık Kanunu'nda hesaplanan ücret üzerinden hakkaniyet indirimi yapılacağına ilişkin bir hüküm olmadığı gibi Dairemizin yerleşik uygulamalarında da hakkaniyet indirimine yer verilmediği, kaldı ki istinaf aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyizde ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları