ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Rekabetin İhlal Edilmesi Durumunda Tazminat - Faiz Türü ve Başlangıcının Ne Olacağı

01-05-2021 - 454

Rekabetin İhlal Edilmesi Durumunda Tazminat - Faiz Türü ve Başlangıcının Ne Olacağı


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
2019/1829
2020/179
2020-01-08





Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/05/2017 tarih ve 2011/515 E- 2017/352 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 24/01/2019 tarih ve 2017/2596 E- 2019/56 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin Çanakkale Boğazında feribotlarla araç ve yolcu taşımacılığı yaptığını, davalının Çanakkale Boğazında ve Eskihisar-Topçular hattında yaptığı taşıma hizmetlerinde 2001 yılına kadar sürekli artan bir fiyat politikası izlerken bu tarihten sonra Çanakkale Boğazı hattında taşıma ücretlerinde artış yapmayı durdurduğunu, zamanla fiyatların maliyetin dahi altına indirilğini, hakim durumun kötüye kullanılması ile uygulanan fiyat politikası sonucu rakip durumundaki özel firmaların piyasa dışına itildiğini, bu nedenle müvekkilinin de zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000,00 TL maddi tazminatın zararın meydana geldiği tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin 2005 yılından itibaren Çanakkale Boğazında taşımacılık işletmeciliği yapmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; Danıştay 13.Dairesinin 07.01.2008 tarihli kararından sonra Rekabet Kurulu tarafından hakim durumun kötüye kullanılması nedeniyle davalı tarafa 5.800,00-TL idari para cezası verildiği ve bu kararın davacı tarafa 09.10.2010 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın tebliğden itibaren TBK’nun 60/1.maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmış olduğu, bu nedenle davalı vekilinin zamanaşımı def'inin yerinde görülmediği, haksız rekabet ve rekabetin korunması mevzuatı açısından davalının dava konusu uygulamasının davacı açısından hakim durumun kötüye kullanılması olduğunu, bu nedenle davacının uğramış olduğu zarardan dolayı davalıdan tazminat talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 400.000,00 TL‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi tarafından tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; eldeki davanın, Rekabet Kurumu tarafından hakim durumun kötüye kullanılması nedeniyle davalı aleyhine verdiği idari para cezasına ilişkin kararın davacıya tebliğ tarihinde itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, davacının davalı aleyhine açmış olduğu haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının konusu farklı olduğundan işbu dava yönünden kesin hüküm niteliği taşımadığı, haksız fiilin işlendiği tarihte borçlunun temerrüdünün oluştuğu ancak davacı vekili tarafından dilekçesinde faizin açıkça hangi tarihten itibaren istendiği belirtmediğinden, ilk derece mahkemesince faizin dava tarihinden itibaren başlatılmış olmasında bir usulsüzlük olmadığı, bu durumda ilk derece mahkemesi hükmü usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermesi gerekmiştir.

Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazına gelince; dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında tazminat istemine ilişkin olup, TTK kapsamında mutlak ticari dava kapsamındadır. Dolayısıyla davacı tarafın ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi talep etmesi mümkündür. Bu nedenle, davanın haksız fiil temeline dayalı olduğu da gözetilerek, İlk derece mahkemesince bilirkişi raporunda her bir yıl için hesaplanan zarar tutarına, takip eden mali yılın başından itibaren ticari temerrüt(gecikme) faizi işletilmesi gerekirken, sözkonusu tutara dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesi ve buna vaki istinaf başvurusunun esastan reddi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararın bu yönden davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/2.maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,başağıda yazılı bakiye 20.493,00 temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Dairemizin 19.03.2020 tarih ve 2018/1829 Esas – 2020/179 Karar sayılı ek kararı ile yukardaki ilamın sonuç bölümündeki “HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,” cümlesi çıkarılarak yerine “HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, karardan bir suretin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,” cümlesi eklenmek suretiyle ilamdaki maddi hatanın düzeltilmesine karar verilmiştir. Şerh ve onaylanır. 19/03/2020

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
mutlak ticari dava rekabet rekabetin korunması tazminat faiz faiz türü faiz başlangıcı
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları