ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Bayilik Sözleşmesinin Feshi Sonrası Ariyet Demirbaşların İadesi ve İhtiyati Tedbir Uygulaması

01 Ekim 2025, 20:42 - 7

Bayilik Sözleşmesinin Feshi Sonrası Ariyet Demirbaşların İadesi ve İhtiyati Tedbir Uygulaması


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
2025/149
2025/147
2025-02-11





Özet:

Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi feshedilmiştir. Sözleşmeye göre ariyet olarak verilen demirbaşların iade edilmesi gerekir. Davacı, bu malzeme ve ekipmanların davalı tarafından kullanılmasını önlemek amacıyla, bunların tedbiren davacıya veya göstereceği üçüncü kişiye teslimini talep etmiştir. Yargıtay’ın Değerlendirmesi: Ariyet malların iadesi, sözleşmeden doğan bir yükümlülüktür. Ancak ihtiyati tedbir, esas hakkında karar verilmeden işin sonucunu sağlayacak şekilde kullanılamaz. Somut olayda talep edilen tedbir, esas kararı beklemeksizin davacının hedeflediği sonucu sağlayacaktır. Bu nedenle tedbir talebinin reddi hukuka uygundur. Sonuç: Ariyet malların iadesi için açılan davada ihtiyati tedbir, hükmün sonucunu doğrudan sağlayacak nitelikte olduğundan reddedilmiştir.

 

Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ

TALEP: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin Türkiye'nin en köklü markalarından biri olmanın yanı sıra aynı zamanda 700'ü aşkın bayilik ağı ile yine Türkiye'nin en önde gelen akaryakıt dağıtım firmalarından birisi olduğunu, müvekkili şirketin ... Dağıtım A.Ş ile davalı şirket arasında "... Mahallesi ... Yolu ... - Osmancık/ÇORUM" adresinde yer alan akaryakıt istasyonuna ilişkin olarak 28.08.2020 tarihli Protokol ile 31.08.2020 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ve ekleri akdedildiğini, davalı şirkete akaryakıt bayiliği ve işletmeciliği verildiğini, müvekkili şirket tarafından, davalı şirket’e açıklanan istasyonun faaliyet göstermesi için, davalı şirkete ariyeten malzemeler verildiğini, Turpak tarafından müvekkil şirkete kesilen faturalardan da görüleceği üzere ... Petrol'e teslimi sağlandığını, davalı ile müvekkil şirket arasında 31.08.2020 tarihli Bayilik Sözleşmesi, 31.08.2020 tarihli Otogaz LPG Bayilik Sözleşmesi, 28.08.2020 tarihli Akaryakıt ve LPG/Otogaz Bayilik Protokolü akdedildiğini, BAY/... numaralı Petrol Piyasası Bayilik Lisansı ve LPG-...-... numaralı LPG Piyasası Otogaz Bayilik Lisansı ile müvekkil şirket bayisi olarak faaliyet göstermekteyken; Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, teminat yükümlülüğü yerine getirmediği hususunda EPDK’ya bildirimde bulunulması üzerine 29.09.2022 tarihinde EPDK tarafından davalı şirketin piyasa faaliyetleri durdurulduğunu, müvekkil şirket tarafından Üsküdar ...Noterliği'nin 10.02.2023 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarname ile Davalı Şirket'e ihtarname gönderilerek 31.08.2020 tarihli Bayilik Sözleşmesi, 31.08.2020 tarihli Otogaz LPG Bayilik Sözleşmesi ve eklerinin yukarıda bahsi geçen sebeplerden ötürü müvekkil şirket tarafından haklı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkil şirket tarafından Üsküdar ... Noterliği'nin14.08.2024 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarname ile davalı şirkete ihtarname gönderilerek yukarıda belirtilen istasyonun tamamına ilişkin olarak masrafları davalı şirket uhdesinde kalmak kaydıyla müvekkil şirket'e ait otomasyon ariyet ve diğer tüm ekipmanların yasal mevzuata sözleşmeye uygun şekilde sağlıklı ve kullanılabilir vaziyette müvekkil şirkete derhal teslim edilmesi gerektiği ihtar edildiğini, davalı şirket müvekkil şirkete ait ariyet ve ekipmanların hiçbiri teslim etmediğini, ... İstasyonunda teslim alınamayan otomasyon ariyetlerinin teslim edilmeyen 6 adet otomasyon ve 3 Adet Akaryakıt Pompası ... mühendislik ariyetleri bulunduğunu, bu nedenlerle; davaya konu ariyetleri istinaden ihtiyati tedbir talebimizin kabulü ile ariyetlerin müvekkil şirkete veya müvekkil şirketin göstereceği 3. kişiye teslimine, davalı şirketin kullanımına tahsis edilen ve müvekkil şirkete iade edilmeyen her türlü taşınır mal, teçhizat, kurumsal kimlik ve demirbaşın Müvekkil Şirket’e eksiksiz ve hasarsız teslimine, ariyetlerin müvekkil şirkete teslim edilmemesi halinde ariyetlerin güncel piyasa bedelinin şimdilik1.000.TL'sinin, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı değişen oranlı faiz ile birlikte tazminine karar verilere, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; "6100 Sayılı HMK'nın 389 vd. Maddelerinde ihtiyati tedbir hükümleri düzenlenmiştir. Buna göre; HMK.nın 389 ve devamı maddelerinde; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir ... İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir...Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır ..." hükmü yer almaktadır.Bu düzenlemeye göre, Mahkemece; davanın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemez. Somut talepte, davacı tarafından davanın konusu olan sözleşme konusu ariyetlerin tedbiren tesliminin talep edildiği ve söz konusu tedbirin davanın esasını çözecek nitelikte olduğu, ariyetin aynen tesliminin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili de talep edildiğine göre, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı endişesinin de söz konusu olmadığı anlaşılmakla; ihtiyati tedbir talebinin kanunda belirtilen şartları ihtiva etmediğinden reddi gerektiğinden davacının talebinin reddine, " karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ariyet sözleşmesine konu olan menkullerin maliyetinin oldukça yüksek olduğunu, menkullerin davalı bayi zilyetliğinde bulunması davacı şirket'in her geçen gün telafi edilemez zarara uğramasına sebep olduğunu, ihtiyati tedbir için yasada aranan tüm şartların mevcut iken, mahkemece bu şartlar gözetilmeden talebinin reddedilmesi yasaya aykırı olduğunu, mübrez bayilik sözleşmesi ile ariyet sözleşmesinden ayrıca bayilik sözleşmesinin sona erdiğine dair belgelerden ihtiyati tedbir haklılığı açıkça ortada olup Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre başlangıçta hiçbir kanaatin oluşmadığı durumlarda bile muhtemel zarar görme tehlikesine dayalı olarak ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiği ifade edilmiş olup somut olayda davacı şirketin zarara uğradığı ve ileride muhtemel zararların ortaya çıkacağını, halihazırda davalıya teslim edilmiş olan ariyetlere ilişkin teslim tesellüm belgesi ve ilgili ariyetlerin davacıya ait olduğunu gösterir yatırım faturalarının dosyaya tarafınca kazandırıldığını, dosyadaki mevcut delillerden de görüleceği üzere bayiye ariyet olarak teslim edilmiş olan menkuller davacının mülkiyetinde olup ve taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin sona ermesine rağmen davacı şirket’e iade edilmediğini, buna ek olarak, davalı yan tarafından ilgili menkullerin davacı şirkete teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamış, hatta ilgili ariyetlerin şirkete ait olmadığı ve/veya davacı şirkete ait olsa bile teslim edildiğine ilişkin herhangi bir iddia da öne sürülmediğini, bu noktada davalı tarafından da itiraz edilmeyen ve davalının uhdesine bırakılmış ve iadesi gereken malzeme ve ekipmanların davacıya ait olduğu yazılı deliller ile sübuta erdiğini, mevcut durumda davacının huzurdaki davayı açmaktaki haklılığı da gözler önüne serilmiş olup olayda davacının zarara uğradığı ve davasını ispat ettiği davalı yanında kabulünde ve yazılı deliller ile açıkça ortada olup mahkemenin ihtiyati tedbir talebini ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, emsal kararlar doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğini, bu kapsamda dosyaya sunulan tüm belgeler ışığında haklılığının kanıtlandığını, davalının, davacı şirketin maliki olduğu ihtiyati tedbir talebine konu olan ariyetleri bayilik sözleşmesinin sona ermesi sonucunda davacıya geri verme yükümlülüğünün doğmuş olması sebebiyle, haksız zilyet sıfatıyla yedinde bulundurması sonucu meydana gelecek zararları önleme adına tedbir talebinin kabulü gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen ara kararını kaldırılmasına, ariyete konu menkullerin davalıdan alınarak davacı şirkete ya da davacı şirketin muhafazası için göstereceği 3. kişiye teslim edilmesi konusunda öncelikle teminatsız, bunun kabul görmemesi halinde ise makul bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.

GEREKÇE: Talep, derdest Bayilik sözleşmesi uyarınca ariyet olarak verilen demirbaşların sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, davalının elinde bulunan ariyet malzeme ve ekipmanların kullanılmasının önlenmesi yönünden tedbiren davacı yada davacını göstereceği 3. Kişiye teslimi yönünde ihtiyati tebdir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 Sayılı HMK 389. Maddesi "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. " Aynı yasanın 390/3 Maddesi "tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır."Şeklinde düzenlenmiştir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Ariyet olarak bırakılan menkuller yönünden talep edilen ihtiyati tedbirler yönünden uygulamada farklı kararlar verilmesi nedeniyle uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan başvuru neticesinde Y.19.H.D 17/10/2019 tarih ve E: 2019/2981 -K: 2019/4812 sayılı kararı ile ariyet malların teslimine ilişkin davada davaya konu menkullerin teslimine ilişkin ihtiyati tedbirin hüküm soncuna yönelik olduğuna karar verilmiştir. Somut olayda taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin feshedildiği hususu ihtilafsızdır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ariyet olarak verilen demirbaşlarının sözleşmenin feshedilmesi halinde iade edileceği düzenlenmesi gereğince ariyet malların iadesi istemi ile açılan davada talep edilen tedbir hüküm sonucuna yönelik olup, işin esasınını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek şeklide tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmesi de sonuç itibarıyla doğrudur. Açıklanan nedenlerle HMK 'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davacı-ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2025

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları