ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Süresinde Açılan Karşı Davada Arabuluculuk Şartı Aranmaz

01 Ekim 2025, 20:36 - 7

Süresinde Açılan Karşı Davada Arabuluculuk Şartı Aranmaz


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
2023/50
2025/141
2025-02-11





Özet:

Taşeron ile yüklenici ortaklık arasındaki eser sözleşmesinin feshi sonrası, taşeron bakiye hakediş alacağı ve fiyat farklarının tahsili talebiyle dava açmıştır. Bu dava, asıl davaya karşı karşı dava olarak ileri sürülmüştür. Yargıtay’ın Değerlendirmesi: HMK m.133’e göre karşı dava, asıl davaya cevap süresi içinde açılmalıdır. Somut olayda karşı dava, 2 haftalık yasal süre içinde açılmıştır. Karşı dava süresinde açıldığında, arabuluculuk dava şartı aranmaz. Bu nedenle, süresinde açılan karşı dava yönünden arabuluculuk şartı yokluğu ileri sürülemez. Sonuç: Süresinde açılmış bir karşı dava için zorunlu arabuluculuk koşulu aranmaz.

 

Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İSTEM;

Davacılar vekili tarafından verilen 16/05/2022 tarihli cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; Karşı davalı ile sözleşme fesih tarihine kadar 8 adet hak ediş yapıldığını, hak edişlerin zemindeki imalatlarla karşılaştırıldığında, karşı davalının imalatlarının eksik olduğunu, karşı davalı yana kurum personeli tarafından düzenlenen 29/11/2021 tarihine kadar imalat m3lerinin de sunulduğunu, 20/08/2020 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında taşeron sorumluluğunda olan işler bedelinden fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 600.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı yana cevap/karşı dava dilekçesinin tebliğ edilmediği görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :

Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28/11/2022 tarihli ve 2022/760 Esas ve 2022/695 Karar sayılı kararında özetle; Mahkememizce 16/06/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin tutanağın ibrazı yönünde oluşturulan karar üzerine davacılar vekilince 29/08/2022 tarihli dilekçe ile arabuluculuk müessesesine müracaat edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekilince mahkememizin 2022/236 E. sayılı dava dosyası ile yürütülen asıl davada davacı vekilince yapılan başvuru üzerine aynı sözleşme ilişkisi kapsamında cari hesap ve hakediş alacakları ile sözleşmenin feshi konusunda görüşmelerin yürütüldüğü ve anlaşma sağlanamadığından açılan karşı davada yeniden arabuluculuğa başvurulması gerekmediği ileri sürülmüş ise de, asıl davaya ilişkin 26/01/2022 tarihli arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde, eldeki davanın davalısının "Aydınca Barajı İkmali 2. Kısım İnşaatı işi" kapsamında, taraflar arasında münakit 20/08/2020 tarihli Taşeron Sözleşmesinin başvurucu tarafından haklı feshine dayalı olarak, Haklı Fesih Sebebi olan caride görünen eksik ödemelerin, yapılan işlere karşı eksik veya hiç düzenlenmemiş hakediş bedellerinin, sözleşme gereğince uygulaması gereken fiyat farklarının ve bu eylemler nedeniyle mahrum kalınan kar ve uğranılan zararların, ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili, ayrıca vergi-tevkifat iadesi/indirimi için gerekli belgelerin verilmesi" konusunda anlaşamadıkları, yürütülen arabuluculuk görüşmeleri sırasında eldeki davanın davalısının davacılardan taleplerinin müzakere edildiği, arabuluculuk görüşmeleri sırasında eldeki davanın davacılarının davaya konu fazla ödeme taleplerinin arabuluculuk sürecinde müzakere edilen uyuşmazlık konuları kapsamında olmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöne ilişkin beyanına itibar edilmemiştir.

Bu durumda karşı dava açılmadan arabuluculuk işleminin tamamlanmadığı anlaşılmakla arabuluculuğa ilişkin dava şartı gerçekleşmediğinden, davanın usulden reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, dava (cevap ve karşı dava) dilekçesi karşı yana tebliğe olunmadığından vekalet ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davacılar vekili tarafından verilen 21.12.2022 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davaya ilişkin 26/01/2022 tarihli arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde, eldeki davanın davalısının "Aydınca Barajı İkmali 2. Kısım İnşaatı İşi" kapsamında, taraflar arasında münakit 20/08/2020 tarihli taşeron sözleşmesinin başvurucu tarafından haklı feshine dayalı olarak, haklı fesih sebebi olan caride görünen eksik ödemelerin, yapılan işlere karşı eksik veya hiç düzenlendiğini, hakediş bedellerinin, sözleşme gereğince uygulaması gereken fiyat farklarının ve bu eylemler nedeniyle mahrum kalınan kar ve uğranılan zararların, ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili, ayrıca vergi-tevkifat iadesi/indirimi için gerekli belgelerin verilmesi konusunda anlaşamadıklarını, belirtildiğini, asıl davanın açıldığı esnada dava konusu açıklamasında ve dava dilekçesi içeriğinde konunun alacak (cari hesap veya ticari kredi sözleşmesi kaynaklı) olduğunu belirtilttiğini, dava dilekçesinde de toplam olması gereken hakedişve müvekkil alacaklarının tespiti olarak belirtildiğini, karşı davanın konusunun ise "Aydınca Barajı İkmali 2. Kısım İnşaatı işi" kapsamında fazla gerçekleştirilen hakediş ödemesindeki fazlalık nedeniyle alacak davası olduğunu, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın "Aydınca Barajı İkmali 2. Kısım İnşaatı işi" ile ilgili olarak tanzim edilen yüklenicilik sözleşmesi kapsamında taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan alacak olduğunu, asıl davada davacının dava öncesi arabuluculuğa başvurusu sonrası gerçekleştirilen müzakerede uyuşmazlıkların aynı hukuki ilişkiden kaynaklanıyor olması sebebi ile arabuluculuk dava şartının yerine getirildiğinin sabit olduğunu, sonuç olarak asıl dava açılmadan önce arabuluculuk aşamasında her iki tarafça da "Aydınca Barajı İkmali 2. Kısım İnşaatı işi"nin müzakere edilmiş olmasının, "çoğun içinde azı da vardır" kuralı kapsamında müvekkili iş ortaklığının taleplerinin de müzakere edildiğinin açık olması karşısında aksi yöndeki mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili tarafından verilen 21/12/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olması sebebi ile zorunlu arabuluculuk dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verdiğini, ancak müvekkili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verdiğini, ancak bu yönü ile kararın hatalı olduğunu, zira Avukatlık Kanunu hükümlerine göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilebilmesi için dilekçenin davalıya tebliğ şartının aranmadığını, buna ilişkin Yargıtay içtihatlarını dilekçelerinde belirttiklerini, bu içtihatlara göre dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi halinde AAÜT'nin 7/2. Maddesi uyarınca maktuyu geçmemek üzere nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kaldı ki yerel mahkemece vekalet ücreti takdirine yer olmadığı kararına, dilekçenin tebliğ edilmemiş olması gerekçe olarak gösterilse de taraflarınca karşı davanın 10/10/2022 ve 17/11/2022 tarihli duruşmalarına katılım sağlandığını ve bu duruşmalarda karşı dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmesinin talep edildiğini, bu nedenle karşı davanın takibine taraflarınca başlanmış olup lehlerine vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurularının kabulü ile kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına ve müvekkili lehine vekalet ücreti takdirine yer verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;

Dava, eser sözleşmesi niteliğindeki taşeronluk sözleşmesi nedeniyle eldeki davanın davalısı olan taşeron tarafından eldeki davanın davacıları olan yüklenici ortaklığa karşı açılan taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle bakiye hakediş bedeli alacağının ödenmesi ve fiyat farklarının tahsili isteğine ilişkin olduğu, asıl dava görülürken eldeki ve tefrikine karar verilen karşı davanın esasa cevap süresi içerisinde karşı dava olarak açılarak davalı taşerondan fazla ödemelerin tahsilinin talep edildiği, mahkemece karşı davanın, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemiş olduğunun anlaşılması sebebi ile asıl dava dosyasından ayrılmasına ve mahkemenin ayrı bir esasına kaydının yapılmasına karar verilerek ana dosyadan ayrılmasına karar verilen karşı dava yönünden karşı dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmamış olması sebebi ile, davanın, arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ve karşı dava dilekçesi, davalı yana tebliğ olunmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekilleri yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurmuştur.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/a maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.

Eldeki dosyada davalı olarak yer alan taşeron ... Akaryakıt Madencilik Ltd. Şti. vekili Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/236 Esas sayılı dava dosyasında eldeki davamızda davacı olarak yer alan yüklenici ortaklık aleyhine dava açarak taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesi uyarınca edimlerin usulüne uygun şekilde yerine getirildiğini ancak davalıdan kaynaklanan sebeplerle işin tamamlanamadığını belirterek sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenlerle feshedildiğinin tespiti ile müvekkili davacıya sözleşmeden kaynaklanan hakedişlerinin, ilave iş bedellerinin, fiyat revizyonlarının ve fiyat farklarının ödenmesi talebi ile dava açtığı, dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/236 Esas sayılı dosyasında görülen bu davada davalılar vekili tarafından verilen cevap ve karşı dava dilekçesi ile aynı sözleşme nedeniyle davacı taşerona yapılan fazla ödemelerin davacı taşerondan tahsili talebi ile karşı dava açıldığı, karşı davanın esasa cevap süresi olan 2 haftalık yasal süre içerisinde açıldığının anlaşılmasına rağmen mahkemece, karşı dava yönünden, karşı dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle süresinde açılan karşı davanın asıl dava dosyasından ayrılmasına karar verilerek mahkemenin yukarıda belirtilen esasına kaydının yapıldığı ve ayrılan dosya üzerinden karşı dava olarak açılan ve ayrılmasına karar verilen alacak davasında, zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

HMK'nın 133 maddesi gereği karşı davanın cevap süresi içinde açılması gerekmektedir. Eldeki davada da, asıl davaya karşı, karşı dava olarak açılan bu dava cevap süresi olan 2 haftalık yasal süre içerisinde açılmakla, yasal süre içerisinde karşı dava açılma koşulları gerçekleşmiştir. Karşı davanın süresinde açılması halinde arabuluculuk koşulunun aranmayacağı yasa gereğidir. Bu sebeple karşı davanın süresinde açılmış olması hasebi ile zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğundan söz etmeye olanak bulunmamaktadır.

Mahkemece, bu husus gözetilerek karşı dava yönünden, zorunlu arabuluculuk dava şartı aranmaksızın yargılamaya asıl dava dosyası üzerinden devam edilmesi gerekirken süresinde açılan karşı dava yönünden de zorunlu arabuluculuk şartı aranarak bu şartın gerçekleşmediğinin kabulü ile karşı davanın asıl dava dosyasından ayrılmasına karar verilerek ayrı bir esasa kaydının yapılması ile ayrı esasa kaydedilen karşı davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olması dairemizce usul ve yasa hükümlerine ve karşı davaya ilişkin HMK hükümlerine aykırı görüldüğünden davacı vekilinin istinaf başvurusu dairemizce haklı görülmüş, bu sebeple kabulüne karar verilmesi gerekmiştir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin : 2023/3883 Esas 2023/4076Karar sayılı ilamı).

Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma kararı nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası hakkında bu sebeple inceleme yapılmasına yer olmadığına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde ve ayrılan karşı davanın zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı gözetilerek karşı dava dosyasının asıl dava dosyası karara çıkmamış ve henüz derdest ise asıl dava dosyası ile yeniden birleştirilmesi yönünden işlemlerin icra edilerek asıl ve karşı davanın birlikte görülmesi suretiyle davaların esastan sonuçlandırılmasının sağlanması için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Taraf vekillerinin istinaf başvurularının, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin AYRI AYRI KABULÜNE,

Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28/11/2022 tarihli ve 2022/760 Esas 2022/695 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davacılar tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,

Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,

Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,

Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK'nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,

Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/02/2025 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları