İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava dışı ... Ticaret AŞ nezdinde çalışmakta iken iş sözleşmesinin 26.05.2017 tarihinde işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedilmesine karşın işten çıkış bildirgesinde işten ayrılış kodunun Kod 29 (İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih) olarak belirtildiğini, aynı gün işsizlik ödeneğinden yararlandırılması için Bursa Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğüne (İŞKUR) başvurduğu hâlde çıkış kodu sebebiyle davacının işsizlik ödeneğinden yararlanamadığını, işveren aleyhine Karşıyaka 4. İş Mahkemesinin 2017/313 Esas, 2019/355 Karar sayılı dosyasına kayıtlı olarak açılan işe iade davasının kabul edildiğini, ancak davalının istinaf itirazında bulunması sonucunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli ve 2020/1506 Esas, 2020/1326 Karar sayılı kesin olarak verilen kararı ile davacının iş sözleşmesinin feshine gerekçe yapılan işyeri prosedürlerinin ihlali niteliğindeki fiillerinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25/2 hükmü kapsamında kalacak ağırlıkta olduğunun ispat olunmaması nedeniyle feshin geçerli sebebe dayandığının kabul edildiği belirtilerek davanın reddine karar verildiğini, karar gereğince feshin haklı nedene dayanmadığı hususunun kesinleşmiş olduğunu, kararın 23.12.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı işveren tarafından arabulucu nezdinde kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi hususunda anlaşma sağlandığını ve işveren tarafından ödemenin yapıldığını, 08.01.2021 tarihinde feshin geçerli sebebe dayandığı ancak haklı fesih ağırlığında olmadığına yönelik İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli kararı ile kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi hususunda anlaşma sağlandığına ilişkin arabuluculuk anlaşma tutanakları eklenerek işsizlik ödeneğinin bağlanması için yeniden davalı İŞKUR’a başvurulduğunu, uzun süre geçtikten sonra 05.04.2021 tarihli cevabi yazı ile feshin geçerli nedenle yapıldığının anlaşıldığı ve fesih nedeninin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nun (4447 sayılı Kanun) 51. maddesi kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle bildirge üzerinde güncellenme yapılamadığı belirtilerek geriye dönük işsizlik ödeneği ödenmesi talebi ile çıkış kodunun güncellenmesi taleplerinin reddedildiğini belirterek geriye dönük işsizlik ödeneği ödenmesine hak kazandığının tespiti ile işten çıkış kodunun 04 (iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshi) olarak düzeltilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı İŞKUR vekili cevap dilekçesinde; davanın yasal süresinde açılmamış olması hâlinde davanın reddi gerektiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 26.05.2017 tarihinde iş sözleşmesinin ... Ticaret AŞ (... Ticaret AŞ) tarafından sonlandırıldığını, yine 26.05.2017 tarihinde davacının işsizlik ödeneği için Kurumlarına başvurduğunu, işten çıkış kodunun Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) Kod 29 (İşveren tarafından işçinin âhlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih) olarak bildirilmesi sebebiyle başvuru sonucunun ‘hak edilmedi’ olarak sonuçlandığını, akabinde davacının işe iade davası hükmü ile yeniden başvuru yaptığını, ancak kararda feshin geçerli nedene dayalı olduğunun belirlenmesi nedeniyle 4447 sayılı Kanun'un 51. maddesi kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle talebin yine kabul edilmediğini, çıkış kodunun hâlen aynı nedene dayalı görünmesi sebebiyle işsizlik ödeneği bağlanmasının mümkün olmadığını, kod değiştirilmesinin ise SGK'nın yetkisinde olduğunu, işe iade davasını kaybeden işçiye arabuluculuk aşamasında işverence kıdem ve ihbar tazminatlarının iyiniyetle ödenmesinin davacının işsizlik ödeneğine hak kazanacağı anlamına gelmeyeceğini, çıkış kodunun yok sayılamayacağını Pasif İşgücü Hizmetleri Genelgesi’nin 3.6.a.1 maddesinde de sigortalı işsizlerin mahkeme kararları ile başvurmaları hâlinde işveren aleyhine açılan davanın işçi lehine sonuçlanmış olması, kıdem ve/veya ihbar tazminatına hükmedilmiş olması yahut 4447 sayılı Kanun’un 51. maddesi kapsamında fesih işlemi yapıldığı yönünde bir ifadeye yer verilmiş olması gerektiğinin belirtildiğini ancak davacının başvurusunun sayılan koşulları kapsamaması nedeniyle işsizlik ödeneğinin bağlanmasının mümkün olmadığı ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Dâhili davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu gereği müvekkili Kuruma başvurmasının zorunlu olduğunu, Kuruma başvuru yapılmadan açılan davanın usulden reddi gerektiğini, işverenin işten çıkış kodunun değiştirilmesi talebinin bulunmadığını, bildirimi yapan işverenin davaya dâhil edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.03.2023 tarihli ve 2022/449 Esas, 2023/98 Karar sayılı kararı ile; dosya safahatine göre Mahkemenin 2021/205 Esas, 2021/499 Karar sayılı ve 15.11.2021 tarihli ilk kararında davanın husumetten reddine karar verildiği, davacının istinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 03.03.2022 tarihli ve 2022/534 Esas, 2022/414 Karar sayılı kararı ile; SGK kayıtlarındaki değişiklik sosyal güvenlik hak alanını kapsadığından, davanın husumet yönünden SGK'na yöneltilmesi ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.06.2018 tarihli ve 2015/24035 Esas, 2018/13363 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere davacının "geriye dönük olarak işsizlik ödeneğine hak kazandığının tespiti" talebine ilişkin karar verilmesi gerektiği belirtilerek ortadan kaldırıldığı, akabinde dosyanın Mahkemenin 2022/77 Esas sırasına kaydedildiği, istinaf kararı gereği davanın SGK'ya yöneltildiği, istinaf kararında belirtildiği üzere sosyal güvenlik hak alanını kapsadığı gerekçesi ile kod değişikliği talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek Mahkemenin 2022/305 Esas sırasına kaydedildiği ve görevsizlik kararı verildiği, "geriye dönük olarak işsizlik ödeneğine hak kazandığının tespiti" talebine ilişkin olarak ise hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 08.12.2022 tarihli ve 2022/3131 Esas, 2022/2837 Karar sayılı kararı ile bu defa davacının hukuki yararı olduğu gerekçesi ile kaldırma kararı verildiği, dosyanın Mahkemenin 2022/449 Esas sırasına kaydedildiği, kod değişikliği talebi yönünden tefrik edilen dosyada ise Adalet Komisyonu Başkanlığı tarafından Mahkemenin görevli olduğuna karar verildiği, bunun üzerine her iki dosyanın yeniden birleştirildiği, yapılan yargılama neticesinde dosya kapsamından; davacının 21.07.2008-26.05.2017 tarihleri arasında dava dışı ... Ticaret AŞ'de çalıştığı, iş sözleşmesinin dava dışı ... Ticaret AŞ tarafından 4857 sayılı Kanun'un 25/2 hükmü gereğince feshedildiği, 26.05.2017 tarihli işten çıkış bildiriminde işten ayrılış nedeninin kod 29 "İşveren tarafından işçinin ahlâk ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih" olarak gösterildiği, davacının süresinde işe iade davası açtığı, Karşıyaka 4. İş Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2017/313 Esas, 2019/355 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verildiği, işverenin istinaf başvurusu üzerine anılan kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli ve 2020/1506 Esas, 2020/1326 Karar sayılı kararı ile ortadan kaldırıldığı, davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğinin kabulü ile davanın reddine kesin olarak karar verildiği, davacı tarafından ibraz edilen 29.03.2021 tarihli Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğüne hitaben yazılan dilekçe içeriğinde; davacının işe iade davası açtığı, kesin nitelikte olan mahkeme kararı ile davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığının tespit edildiği belirtilerek toplu işsizlik ödeneği almak için yazılı başvuruda bulunduğunun ve Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 05.04.2021 tarihinde; "... İbraz ettiğiniz söz konusu Hukuk Dairesi kararı Kurumumuzca incelenerek hüküm kısmında da yer aldığı üzere davalı işverenin istinaf başvurusunun kabulüyle işveren feshinin geçerli sebeple yapıldığına, Mahkemenin hükmettiği 2019/355 sayılı kararın ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş olduğu görüldüğünden ilgili fesih nedeni de 4447 sayılı Kanun'un 51. maddesi kapsamı dışında olması gerekçesiyle bildirgeniz üzerinde güncelleme yapılması mümkün olmamıştır." şeklinde cevap verdiğinin görüldüğü, Osmangazi Sosyal Güvenlik Merkezinin 07.02.2023 tarihli yazı cevaplarından davacının çıkış kodunun düzeltilmesine ilişkin SGK'ya herhangi bir başvurusunun bulunmadığının anlaşılmış olduğu; ancak davanın niteliği gereği Kuruma başvurunun dava şartı olmadığı gerekçeleri ile davacının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli ve 2020/1506 Esas, 2020/1326 Karar sayılı kesin nitelikteki kararı ile iş sözleşmesinin dava dışı ... Ticaret AŞ tarafından geçerli nedenle feshedildiği belirlendiğinden davacının 26.05.2017 tarihli işten çıkış kodunun (04) olarak düzeltilmesine ve 4447 sayılı Kanun'un işsizlik sigortasından yararlanma koşullarını düzenleyen 51. maddesine göre dava açmakta hukuki yararı bulunduğu değerlendirilen davacının 26.05.2017 tarihli işten çıkış bildirimine ilişkin işsizlik ödeneğine hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 17.03.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı İŞKUR ve dâhili davalı SGK Başkanlığı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 06.07.2023 tarihli ve 2023/1435 Esas, 2023/ 1669 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı İŞKUR ve dâhili davalı SGK Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, işten ayrılış kodunun hatalı bildirilmesi nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlanılamadığı iddiasıyla açılan bir tespit davasında, dava tarihi itibarıyla feshin değerlendirileceği ya da değerlendirildiği bir başka dava bulunmakta ise bu davanın kesinleşmiş olup olmaması önem arz etmeksizin artık tespit davası açılmasında güncel bir hukuki yararın varlığından söz edilemeyeceği, somut uyuşmazlıkta; davalı işveren aleyhine açılmış olan işe iade davası sonucunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli ve 2020/15060 Esas, 2020/1326 Karar sayılı kararı ile; davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiği bu nedenle işe iade talebinin yerinde olmadığı, ancak fesih nedeninin haklı fesih ağırlığında olmadığının kesin olarak hüküm altına alınmış olduğu, bu bağlamda davacının iş sözleşmesinin haklı nedene dayalı olmaksızın, ancak geçerli neden sayılabilecek bir eylemden ötürü feshedildiği, böylece davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edebileceğine ilişkin söz konusu kesinleşmiş mahkeme kararını İŞKUR'a sunarak işşizlik ödeneğinden yararlandırılmasını talep edebileceği, talebin reddedilmesi hâlinde ise davacının doğrudan eda davası açabileceği, dolayısıyla eda davası yerine tespit davasının açılmasında hukuki yararın bulunmadığı buna göre işsizlik ödeneği talebi bakımından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, işten ayrılış kodunun düzeltilmesine yönelik tespit davalarının yasal muhatabının işveren olduğu, SGK ya da İŞKUR'a husumet yöneltilmesinin doğru olmadığı; işten çıkış koduna ilişkin işlemin SGK tarafından yapılan bir işlem olması sebebiyle davanın yöneltileceği taraf bakımından kabul edilebilir bir yanılgıdan söz edilebileceğinden davacı tarafa, işten çıkış kodunun düzeltilmesi talebi yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunup bulunmayacağı sorularak talepte bulunulacağının belirtilmesi durumunda, uygun bir süre verilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, açıklamalara göre davalı İŞKUR'a karşı açılan işsizlik ödeneğine hak kazanıldığının tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi; işten çıkış kodunun düzeltilmesi talebi yönünden ise belirtildiği şekilde işlem yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kabul edilmesinin bozmayı gerektirdiği, gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyulmak suretiyle yürütülen yargılama neticesinde; davacı tarafa 6100 sayılı Kanun'un 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunup bulunmayacağı sorulmuş olup, davacı vekilince davanın işveren ... Ticaret AŞ'ye (... AŞ’nin devredildiği) yöneltilmesi üzerine, dava dilekçesi, tensip zaptı, bozma ilâmı, cevap dilekçesi, bozma öncesi verilen karar, istinaf kararı davalı ... AŞ’ye tebliğ edilmekle yapılan yargılama neticesinde; işten ayrılış kodunun hatalı bildirilmesi nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlanılamadığı yönünde açılan tespit davasında dava tarihi itibarıyla değerlendirildiği bir başka dava bulunmakta ise bu davanın kesinleşip kesinleşmediği önem arz etmeksizin artık tespit davası açmakta güncel hukuki yararın varlığından söz edilemeyeceğinden ve davacı yönünden açılmış ve sonuçlanmış işe iade davası bulunduğu sabit olduğundan davacının işverene karşı işten ayrılış kodunun düzeltilmesine yönelik talebinin hukuki yarar yokluğundan, İŞKUR'a karşı yönelttiği işsizlik ödeneği talebinin ise husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği davacının taleplerinde hukuki yarar bulunmadığı, hakkında dava açılmasına sebebiyet vermeyen SGK lehine yargılama giderlerine hükmetmek gerektiği gerekçesiyle davalı ... AŞ yönünden hukuki yarar yokluğundan, davalı İŞKUR yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. SGK ve ... Ticaret AŞ’ nin davaya İlk Derece Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerine dâhil edildiğini buna karşın söz konusu dâhili davalılar bakımından davasının reddine karar verilerek ve her üç davalı bakımından ayrı ayrı ret vekâlet ücretlerine hükmedilerek davacının yargı eliyle mağdur edildiğini bu durumun vicdan ve adalet anlayışına doğrudan aykırı olduğunu,
2. İŞKUR’a kesinleşen mahkeme ilâmının da sunulmasına karşın ödeme yapılmadığını buna karşın dava açılmasında hukuki yararın olmadığından bahsedilmesinin haksız olduğunu,
3. İşten ayrılış kodunun düzeltilmesi için dava açılmasında davacının hukuki yararı olduğu hâlde aksi yöndeki gerekçe ile davaya dâhil edilen ... Ticaret AŞ yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin hatalı bulunduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesi ve işsizlik ödeneğine hak kazanıldığının tespiti isteminde hukuki yararının bulunup bulunmadığı ile davacının SGK işten çıkış kodunun düzeltilmesinin gerekip gerekmediği hususlarındadır.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
1. Dairece hükmün bozulmasından sonra devam olunan yargılamada; davacı tarafça 26.06.2024 tarihli dilekçe ile işveren ... Ticaret AŞ davaya dâhil edilmişse de İlk Derece Mahkemesince işten ayrılış kodunun düzeltilmesi talebi bakımından davalı ... AŞ yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak SGK'ya "Kod 29" (İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı) olarak bildirilen işten ayrılış kodunun düzeltilmesi istemi ile açılan davada davacının hukuki yararı mevcut olup, bozma ilâmında da belirtildiği üzere bu talebe ilişkin davasını yasal muhattabı olan işverenine de yöneltmiş olduğundan, işten ayrılış kodunun düzeltilmesi talebi bakımından davanın ... Ticaret AŞ yönünden kabulü yerine reddi hatalı olup, aksi yönde verilen karar bozmayı gerektirmiştir.
2. Dâhili davalı SGK yönünden ise içerikte dava açılmasında kusuru olmadığından bahisle lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi yerinde ise de hüküm kısmında bu dâhili davalı hakkında bir karar verilmemesi hükmün eksik kurulmasına sebebiyet verdiğinden isabetli bulunmamaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Davacı işçi, işveren tarafından Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilen çıkış kodunun gerçeği yansıtmadığını belirterek çıkış kodunun düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 9/3 hükmü gereğince iş sözleşmesi sona eren sigortalı hakkında işten ayrılmasını takip eden on günlük süre içerisinde işveren tarafından işten ayrılış bildirgesinin düzenlenmesi gerekir. Aynı husus, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 25. maddesinde de öngörülmüştür. İşten ayrılma bildirgesinde işaretlenmesi gereken hususlardan biri de işten çıkış kodudur.
İşten ayrılma bildirgelerinde yer alan işten çıkış kodları, iş sözleşmesinin kim tarafından ve hangi sebeple sonlandırıldığını gösteren kayıtlardır. İşveren, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından belirlenmiş olan işten çıkış kodlarından, iş sözleşmesinin sona erme sebebine uygun olanı seçerek işaretlemekle yükümlüdür. İşten çıkış kodunun gerçeğe uygun bildirimi, işçinin işsizlik ödeneğine hak kazanması ya da başka bir işe girmede olumlu referans teşkil edebilmesi bakımından önemlidir.
İşveren, işten ayrılış bildirgesinde yer alan çıkış kodunu işten ayrılma tarihini takip eden on günlük sürede e-bildirge sistemi üzerinden düzeltebilir. On günlük süre geçtikten sonra düzeltme yapabilmek için işyerinin bağlı olduğu Sosyal Güvenlik Merkezine/İl Müdürlüğüne başvurulması gerekir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 2013/11 sayılı Genelgesinde, işverenlerin işten ayrılış nedenine yönelik değişiklik taleplerinin, buna ilişkin belgelerle müracaat edilmesi hâlinde kabul edileceği belirtilmiştir.
İşçi, çıkış kodunun düzeltilmesi için işverenle veya işveren temsilcisiyle birlikte Kuruma başvurabilir. İşverenin birlikte başvurmayı reddetmesi durumunda işçi, lehine sonuçlanmış olan ihbar veya kıdem tazminatı talepli alacak ya da işe iade davasına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı ile başvurarak düzeltme isteğinde bulunabilir. İşçinin tek başına yaptığı bu tür başvuruların SGK tarafından kabul edildiği de bilinen bir gerçektir. Diğer taraftan işçinin ihbar veya kıdem tazminatı talepli alacak ya da işe iade davası açmadan, işveren tarafından işten çıkış koduna yönelik yapılan bildirimin gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla dava açması da mümkündür. Ancak işveren tarafından yapılan bildirimin gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla ayrı bir dava açabilmesi için güncel hukuki yararının varlığını ortaya koymalıdır.
Uygulamada çıkış kodunun gerçeğe aykırı olarak Kuruma bildirildiği iddiasıyla işveren aleyhine açılan bu tür davalar “çıkış kodunun düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmakta ise de davanın, SGK’ya yöneltilemediği de dikkate alındığında “tespit davası” niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Zira söz konusu dava ile işveren tarafından yapılan bildirimin gerçeğe aykırı olup olmadığı tespit edilmektedir. Bu durumda 6100 sayılı Kanun’un 106. maddesi uyarınca güncel hukuki yararın varlığı aranacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki, aynı tespit işe iade, ihbar veya kıdem tazminatı davasında da yapıldığından, işe iade, ihbar veya kıdem tazminatı davası açmış olan işçinin “çıkış kodunun düzeltilmesi” davasını açmasında güncel hukuki yararının varlığından söz edilemez. Aynı husus, arabuluculukta kıdem veya ihbar tazminatı ödenmesi yönünde yapılan anlaşmalar için de geçerlidir.
Somut olayda davacının işe iade istemiyle açtığı davada işverence yapılan feshin haklı nedene dayanmadığının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli ve 2020/15060 Esas, 2020/1326 Karar sayılı kararı ile kesin olarak tespit edilmiştir. Ayrıca dosya kapsamından, taraflar arasında davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödeneceğine yönelik ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesi düzenlendiği de anlaşılmaktadır. Davacı işçinin söz konusu ilâm ve anlaşma belgesi ile birlikte tek başına SGK'ya başvurarak çıkış kodunun düzeltilmesini sağlaması mümkün olduğu hâlde, dosyaya, böyle bir başvurunun yapıldığını yahut yapıldığı hâlde kabul edilmediğini ortaya koyan herhangi bir delil sunulmamıştır. Hâl böyle olunca davacının 03.08.2021 tarihinde bu davayı açmakta güncel hukuki yararının bulunmadığı açıktır. Bu nedenle Mahkemece davalı ... AŞ yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan gerekçelerle Mahkeme kararının onanması gerektiği kanaati ile Sayın Çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyoruz.
KARARI YAZDIR