ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

9 Yıl Sonra Açılan Davada İstifa Dilekçesine İlişkin İrade Fesadına Dayanılamayacağı

15-11-2020 - 778

9 Yıl Sonra Açılan Davada İstifa Dilekçesine İlişkin İrade Fesadına Dayanılamayacağı


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
2016/2843
2019/18989
2019-11-04





A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacının 20/09/2001-10/11/2005 tarihleri arasında uluslararası tır şoförü olarak davalı iş yerinde çalıştığını, davacının davalı şirket bünyesinde asgari ücret ve sefer primi sistemi ile çalıştığını , istihdam edildiği dönem boyunca Asya ülkeleri ağırlıklı çalıştığını, aylık ortalama 1,5 seferi başarı ile gerçekleştirdiğini ve davacıya sefer başına 700-800 USD sefer primi verildiğini, davacının hemen hemen tüm dini ve milli bayramlarda aralıksız fasılasız çalışmasına rağmen bayram ve genel tatil çalışmasına alacaklarının ödenmemesi, asgari ücret ve prim sistemi ile istihdam edilmesine rağmen sefer priminin sigorta matrahına yansıtılmaması, ayrıca davacının en son yaptığı 5 seferi nedeni ile adına tahakkuk eden sefer priminden dolayı borç tahakkuk ettirilmek sureti ile kesinti yapılması gibi nedenlerle iş akdinin devamının davacı için çekilmez hale geldiğini ve davacının iş akdini haklı nedenlerle sona erdirdiğini, ancak davacı adına tahakkuk eden kıdem tazminatının ödenmediğini beyan ederek ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak kıdem tazminatı ödenmediğini beyan ederek ve fazlaya dair hakları saklı tutarak kıdem tazminatının ödenmediğini beyan ederek ve fazlaya dair hakları saklı tutarak kıdem tazminatı alacağı 6000,00 TL haklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının iş yerinden istifa ederek ve iş vereni ile de tam bir mutabakata vararak ayrıldığını ayrıca iş akdi sona erdikten sonra düzenlenen ibranameyi de imzaladığını, ibranamede davacının iş akdini kendi isteği ile sonlandırdığının ayrıca istifa iradesinin varlığının ve iş vereni tüm yönleri ile tam olarak ibra ettiğinin belirli olduğunu, davacının tüm dava ve talep haklarından da feragat ettiğini, davacının asgari ücret ile çalıştığını ve bu miktar üzerinden SGK 'ya bildirimin yapıldığını, iş için harcanan paranın ücret olarak sayılmasının veya şoförün sırf harcırahından tasarruf ettiği için artırdığı parayı ücret olarak kabul edebilmesinin 5510 S.K. 80 maddesine göre mümkün olmadığını, davacının hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı hareket ettiğini davacının ücret bordoralarında çalıştığı tatil günlerinin ücretlerinin ödendiğini, ayrıca ibraname ile de davalı şirketin tam olarak ibra edildiğini, ayrıca davacıya verilen masraf ve harcırahların 700-800 USD'yi bulmadığını ve her sefer için değişkenlik arz ettiğini, davacının prim olarak nitelendirdiği ödemelerin %80'nin gümrük masrafları, yemek, yakıt, otopark, otoban ücreti gibi yol masrafları için sarf edildğini ve bu nedenle harcırah ile sefer masraflarının ayrıtırılmasının gerektiğini, davacının ayda 1,5 sefer yaptığı iddialarına değer verilmemesi savunarak davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Davacı işçi 20/09/2001-10/11/2005 tarihleri arasında davalı iş yerinde uluslararası tır şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshettiğini söz ederek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur. Mahkemece talep doğrultusunda kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içerisinde bulunan istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmamış olup istifa dilekçesi 10.11.2005 tarihlidir. İstifa tarihinden yaklaşık 9 yıl sonra açılan bu davada ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları olduğunu öne sürerek haklı fesih iddiasında bulunulmuştur.

Dairemiz uygulamasında; istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmadığı hallerde kısa süre içerisinde açılan davalarda, dava dilekçesinde haklı fesih nedenlerinin ileri sürülebileceği ve haklı fesih nedeninin ispatlanması durumunda kıdem tazminatı talebinin kabul edilmekteyse de somut uyuşmazlıkta 9 yıl sonra açılan davada istifa dilekçesinin verilmesinde irade fesadına dayanılması mümkün değildir. Kıdem tazminat talebinin reddi gerekirken hatalı gerekçe ile kabulü bozmayı gerektirmiştir.

F) SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
istifa dilekçe irade fesadı haklı fesih kıdem tazminat
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları