Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek vekili tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmiş olup, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı-davalı erkek tarafından kadının telefonundan alınarak dosyaya sunulan delillerin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunun, bu nedenle bu deliller esas alınarak davalı-davacı kadına güven sarsıcı davranışta bulunarak sadakat yükümlülüğünü ihlal etme vakıasının kusur olarak yüklenemeyeceğinin, bu kusurun kadından çıkarılması gerektiğinin, tarafların kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurları uyarınca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Bölge Adliye Mahkemesince davalı -davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Davalı-davacı kadın hakkında kolluk tarafından yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında çalışmadığı, gelirinin olmadığı rapor edilmiş ise de eklenen SGK dökümüne göre çalışmaya devam ettiği anlaşılmış olup bu sebeple davalı-davacı kadının yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması, çalışmaya devam edip etmediği, gelirinin sürekli ve düzenli olup olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, işten ayrılmış ise işten ayrılış nedeninin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası talebinin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 176 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, yoksulluk nafakasının toptan ve durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Somut uyuşmazlıkta tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, ortak çocuklarının olmaması ve yaşları da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası dikkate alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" yönünde karar verilip verilemeyeceği hususunun da değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı -davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden davacı -davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davalı -davacı kadın vekilinin tüm, davacı -davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene ...'ye yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'a iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR