ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Bilirkişi Raporuna Karşı Beyan İçin Süre Verilmemesi

23-09-2020 - 938

Bilirkişi Raporuna Karşı Beyan İçin Süre Verilmemesi


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
2020/6
2020/880
2020-01-22





Özet:

  • Somut uyuşmazlıkta Mahkemece bozma sonrası yapılan son duruşmada alınan ek bilirkişi raporunun taraf vekillerine elden tebliğ edilmesi karşın davalı ... Şirketi vekilinin raporu inceleyip beyanda bulunmak için talep ettiği sürenin zamanaşımına uğrayan miktar ve usul ekonomisi gerekçe gösterilerek reddine karar verilmesi isabetsizidir.
  • Hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunma imkânının sağlanmaması, silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığından ve bu bağlamda adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurduğundan kararın tekrar bozulması gerekmiştir.

 

 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... İnş. Tic. ve San. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili müvekkilinin; 13.03.2007-30.06.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek; kıdem ve ihbar tazminatı ile ulusal bayram genel tatil, fazla çalışma, hafta tatili ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı ... İnşaat vekili müvekkili ile diğer davalı arasında davacı beyanı gibi asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının diğer davalıdan herhangi bir alacağı var ise müvekkili şirketin bunlardan sorumlu tutulabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirkete yönelik taleplerin reddi gerekeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Davalı ... Madencilik vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

C) Yargılama Safhası ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemenin ilk kararında, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

Davalılar vekilinin temyizi üzerine karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararının (2) numaralı bozma nedenine uyulmasına ancak (3) nolu bozma nedeni yönünden ısrar edilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; işçilik alacakları ile ilgili davaların tümünde hükmedilen alacakların net mi brüt mü olduğu belirtilmeden binlerce karar verildiği hâlde şimdiye kadar hiçbir karar ile ilgili ne taraflardan ne de kararın infazı için icraya konulmasından sonra icra müdürlüklerinden infazda tereddüt oluştuğundan bahisle kararın açıklanması talebinin gelmediği, kaldı ki hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda alacakların net olarak hesaplandığının ortada olduğu gibi bir kararda alacağın net mi yoksa brüt mü olduğu belirtilmemişse ilk önce akla gelmesi gerekenin net olduğu, diğer hukuk mahkemelerince de verilen kararlarda hükmedilen alacağın içinde ödenmesi gereken vergiler bulunabileceği hâlde alacağın net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmediği, fakat bu kararların alacağın net mi yoksa brüt mü olduğu konusunda infazda tereddüt oluşacağı gerekçesiyle bozulmadığı, esasen hükmedilen alacağın brüt olarak hükmedilmesinin de pek çok sorunları beraberinde getirdiği, alacağın brüt olarak hükmedilmesi hâlinde bu alacağın içinde vergi ve sigorta primi de bulunduğundan harçların hükmedilen tüm alacak miktarı üzerinden hesaplanacağı ve davalının davacının kazandığı net alacağın dışında vergi ve sigorta primlerinin de harcını ödemeye mahkûm edileceği, bu durumun vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden de söz konusu olduğu, belirtilen bu nedenlerden dolayı iş mahkemelerinden verilen kararlarda hükmedilen alacağın diğer mahkemelerde olduğu gibi net mi brüt mü olduğunun belirtilmesine gerek olmayıp, alacağın net olduğunun anlaşılması gerektiğinden bozmanın buna dair kısmına uyulmayıp önceki kararda ısrar edildiği gerekçesiyle kısmen direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı davalı ... İnş. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlıkta, direnme kararının bozulmasına, uyulan kısımlar yönünden davalı ... İnş. Tic. A.Ş. vekilinin yeni hükme yönelik olan temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı ... İnş. Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... İnş. Tic. A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.

Somut uyuşmazlıkta Mahkemece bozma sonrası yapılan son duruşmada alınan ek bilirkişi raporunun taraf vekillerine elden tebliğ edilmesi karşın davalı ... Şirketi vekilinin raporu inceleyip beyanda bulunmak için talep ettiği sürenin zamanaşımına uğrayan miktar ve usul ekonomisi gerekçe gösterilerek reddine karar verilmesi isabetsizidir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunma imkânının sağlanmaması, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığından ve bu bağlamda adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurduğundan kararın tekrar bozulması gerekmiştir.

3-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 10.10.2019 gün ve 2018/9-199 E., 2019/1049 K. sayılı "...Mahkeme kararının direnme yönünden bozulmasına.." ilişkin kararının gereğide ayrıca yerine getirilmelidir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları