Basit Hırsızlık mı, Nitelikli Hırsızlık mı? Araç Sahibi Araçtan İndikten Sonra Anahtarla Aracın Alınmasının TCK 142/2-d Kapsamında Değerlendirilmesine İlişkin Yargıtay Kararı

08 Aralık 2025, 18:15 - 16

Basit Hırsızlık mı, Nitelikli Hırsızlık mı? Araç Sahibi Araçtan İndikten Sonra Anahtarla Aracın Alınmasının TCK 142/2-d Kapsamında Değerlendirilmesine İlişkin Yargıtay Kararı


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 2. Ceza Dairesi
2023/6561
2024/18420
2024-12-03





Özet:

Katılanın, olay günü aracıyla birlikte sanığın sürücü koltuğuna geçmesine rıza göstermesi, sanığa araç üzerinde hukuki zilyetlik devri anlamına gelmez; bu rıza, katılanın araçta bulunduğu süreyle ve sınırlı kullanımla kayıtlıdır.

Katılan araçtan inip markete gittiği anda, sanığın aracı alıp götürmesi, anahtarın o andan itibaren haksız şekilde elde bulundurulması niteliği taşır.

Bu nedenle eylem, TCK m.142/2-d kapsamında “haksız yere elde bulundurulan anahtarla hırsızlık” olarak nitelendirilmelidir; basit hırsızlık (TCK m.141/1) kapsamında hüküm kurulması hukuka uygun değildir.

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun'un 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun'un 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;

Tüm dosya içeriğine göre; sanığın olay günü katılan ... ...ın rızası ile sürücü koltuğuna geçtiği aracı, katılanın markete gitmek üzere araçtan ayrıldığı esnada çalması şeklinde gerçekleşen somut olayda; başlangıçta her ne kadar katılan suça konu aracın anahtarını özgür iradesiyle sanığa teslim etmiş ise de; bu iradenin aracın kendisinin de içinde bulunduğu esnada kullanılmasına yönelik olup belli bir süre için geçerli olacağı, bu bağlamda sanık ile katılan arasında arabanın teslimine ilişkin hukuksal anlamda bir zilyetliğin devrinden söz edilemeyeceği gözetildiğinde bu aşamadan itibaren sanığın aracın anahtarını haksız olarak elinde bulundurduğunun kabulü gerektiğinden sanığın üzerine atılı suçun 5237 sayılı Kanun'un 142/2-d maddesinde düzenlenen haksız yere elde bulundurulan anahtarla hırsızlık kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, aynı Kanun'un 141/1. maddesi gereğince hüküm kurulması,

Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 58/6. maddesi uyarınca ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilmiş ise de; tekerrüre esas alınan Amasya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.02.2014 tarihli ve 2013/271 Esas, 2014/111 Karar sayılı kararında tekerrüre esas alınan Amasya (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin, 30.01.2013 tarihli ve 2013/20 Esas, 2013/43 Karar (Amasya 3. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/278 Esas) sayılı ilâmına konu 5237 sayılı Kanun'un 106/1-1. cümle maddesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alınmış olması nedeniyle, bu ilâm sebebi ile uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uyarlama yargılaması yapılmış ise sonucuna göre sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağınnın tartışılmasında zorunluluk bulunması,

Kabule göre de;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108/3. maddesinde belirlenen ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı Tebliğname'ye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 326/son maddesinin gözetilmesine, dava dosyasının Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları