Yol Üzerinde Bulunan İş Yerinin Camını Kırmak - İş Yeri Dokunulmazlığını Bozma
Yargıtay 2. Ceza Dairesi
Esas No : 2019/14118
Karar No : 2020/2550
Karar Tarihi : 2020-02-13





Özet:

  • Sanığın müştekinin yol üzerinde bulunan iş yerinin camını kırıp, elini uzatmak suretiyle camın arkasındaki vitrinden müştekiye ait takıları çalmak şeklindeki eyleminde, iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
 
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

1- Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sanığın yüzünü bez ile gizleyerek hırsızlık suçunu gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında ise, sanığın eyleminin TCK'nın 142/2-h maddesi yanında 142/2-f bendinde düzenlenen “tanınmamak için tedbir alarak hırsızlık” suçunu oluşturduğu halde, sadece aynı Kanun'un 142/2-h maddesi ile uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

Sanık hakkında, adli sicil kaydında yer alan İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2014 tarihli 2014/660 E. 2014/593 K. sayılı ilamına konu TCK’nın 106/1-1.maddesinde yazılı tehdit suçuna ilişkin mahkumiyet hükmü tekerrüre esas alınarak, TCK'nin 58. maddesi uygulanmış ise de; 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın 34. maddesi ile değişik CMK'nin 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olduğundan bu kapsamda UYAP kayıtlarından yapılan incelemede, tekerrüre esas alınan ilam ile ilgili İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2018 tarihli ek kararı ile uzlaşmanın sağlandığından bahisle sanık hakkında düşme kararı verildiği dikkate alınarak, suç tarihi itibari ile adli sicil kaydında tekerrüre esas nitelikte başkaca bir mahkumiyet kaydı bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının nazara alınmasında zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan hükümler fıkrasından tekerrür uygulamasına ilişkin bölümün çıkartılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2- Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Sanığın müştekinin yol üzerinde bulunan iş yerinin camını kırıp, elini uzatmak suretiyle camın arkasındaki vitrinden müştekiye ait takıları çalmak şeklindeki eyleminde, iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 13/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

kaynak:(www.corpus.com.tr)