Vergi Borcu İçin Teminat - Haciz Bildirileri
Danıştay Vergi Dava Daireleri
Esas No : 2019/395
Karar No : 2020/63
Karar Tarihi : 2020-01-29





Özet:

  • İlgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar tarafından teminat olarak gösterilen gayrimenkulün teminat hükmü kazanabilmesi için alacaklı amme idaresince haciz varakasına müsteniden haczedilmesi gerektiği hususu açıkça anlaşılmaktadır.
  • Davacı tarafından başka mükelleflerin vergi borçları için teminat olarak gösterilen gayrimenkuller için düzenlenen haciz bildirileri gayrimenkullerin iyi niyetli üçüncü kişilere devri halinde oluşabilecek hak kayıplarının önlenmesi amacıyla aleniyet sağlanması gerekliliğine istinaden düzenlenmiş olup teminat kabulü işleminin bir parçası mahiyetindedir.
  • Bildirim şartı ise teminatın kabulü işlemini takiben alacağın tahsili amacıyla paraya çevirme işlemlerinin başlatılabilmesinin ön şartıdır.
  • Davacı tarafından vergi borçları için adına kayıtlı gayrimenkullerin teminat olarak gösterilmesinin akabinde anılan gayrimenkullerin teminat olarak kabulünün gereği olarak gayrimenkuller için düzenlenen haciz bildirilerinde hukuka aykırılık bulunmadığından ısrar kararının bozulması gerekmiştir.

Dava konusu istem: Davacı tarafından ... Anonim Şirketi ile ... ve ...'nin vergi borçları için teminat olarak gösterilen gayrimenkulleri üzerine … tarih ve …, …, … sayılı haciz bildirileri ile konulan hacizlerin ve … tarih ve … sayılı davalı idare yazısının iptali istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı tarafından kanuni temsilcisi olduğu ... Anonim Şirketinin davalı idareye olan vergi borçları nedeniyle … tarih ve … sayılı dilekçesi ile teminat olarak gösterdiği gayrimenkulü üzerine …tarih ve … sayılı haciz bildirisi ile haciz konulmuş ise de olayda borçlu şirkete ve davacıya teminat gösterilmesinden sonra borcun vadesinde ödenmemesi üzerine borcun yedi gün içinde ödenmesi aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsiline devam olunacağına dair herhangi bir bildirimde bulunulmadan 6183 sayılı Kanun'un 54, 55, 56, 58 ve 62. maddelerine aykırı olarak uygulanan haciz işleminde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Vergi mahkemesi bu gerekçeyle … tarih ve … sayılı haciz işlemini iptal etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin, 14/04/2015 tarih ve E:2012/1822, K:2015/2764 sayılı kararı:

Vergi Mahkemesi kararının … tarih … sayılı haciz bildirisi ile uygulanan haciz işleminin iptaline ilişkin hüküm fıkrası hakkında temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.

Davacının teminat olarak gösterdiği gayrimenkulü üzerine … tarih ve …,…,…, … tarih ve … sayılı haciz bildirileri ile uygulanan haciz işlemlerinin iptali istemiyle açılan davada Vergi Mahkemesince, sadece … sayılı haciz bildirisi ile uygulanan haciz işleminin iptaline karar verildiği görülmektedir.

Bu durumda, Vergi Mahkemesince, davacının istemine bağlı olarak dava konusu işlemlerin tümü değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekirken sadece … sayılı haciz bildirisi ile uygulanan haciz işlemi hakkında maddi olay hatalı değerlendirilmek suretiyle verilen kararda usule ve hukuka uygunluk görülmemiştir.

Uyuşmazlığın çözümü açısından, yukarıda yer verilen usule ve hukuka aykırı olan hususların giderilmesi sonrasında yapılacak inceleme sonucunda dava hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Daire bu gerekçeyle 12037 sayılı haciz bildirisi ile uygulanan haciz işleminin iptaline ilişkin hüküm fıkrasını onamış, hüküm kurulmayan haciz işlemleri yönünden yeniden karar verilmek üzere kararı kısmen bozmuştur. Daire, davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.

Bozma kararına uyularak verilen ... Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı tarafından kanuni temsilcisi olduğu ... Anonim Şirketi'nin vergi borçları nedeniyle 16/04/2004 tarih ve … sayılı dilekçesi ile teminat olarak verdiği gayrimenkulü üzerine borçlu şirkete ve davacıya, teminat gösterilmesinden sonra borcun vadesinde ödenmemesi üzerine borcun yedi gün içinde ödenmesi aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsiline devam olunacağına dair herhangi bir bildirimde bulunulmadan … tarih ve …, … ve … tarih ve … sayılı haciz bildirileri ile haciz konulduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda, amme alacağının haciz tatbiki suretiyle cebren tahsili yoluna gidilmeden önce borçlunun borcunu rızaen ödemesini sağlamak, borcu ve borçluyu tespit etmek ve borçlunun borca itirazı olup olmadığını bilmek bakımından davacı adına usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeksizin davacı tarafından teminat olarak gösterilen gayrimenkul üzerine uygulanan haciz işlemlerinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle uyuşmazlık konusu işlemleri iptal etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 16/05/2018 tarih ve E:2017/480, K:2018/4657 sayılı kararı:

6183 sayılı Kanun'un 56. maddesinde anılan bildirim şartı teminat veren şahıs için değil asıl borçlu için getirilmiş olup Mahkeme kararında bu yönüyle yasal isabet bulunmamaktadır.

Bu durumda, asıl borçlu şirkete ait haczin dayanağı olan ödeme emirlerinin şirketin bilinen adresinde usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, edildi ise buna ilişkin belgelerin Mahkemece istenilerek tüm bu bilgi ve belgeler ışığında yeni bir karar verilmesi gerekmektedir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

... Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Vergi mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık konusu 06/07/2007 tarih ve … sayılı yazı, kesin ve yürütülmesi gereken işlem niteliğini haiz olmadığından davanın bu işlem yönünden esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

Davacı tarafından … ve … 'ın vergi borçları için adına kayıtlı gayrimenkullerin 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında teminat olarak gösterilmesinin akabinde anılan gayrimenkullerin teminat olarak kabulünün gereği olarak gayrimenkuller için düzenlenen haciz bildirilerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Bu nedenle ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacı, … Anonim Şirketi ile ... ve ...'nin vergi borçları için adına kayıtlı gayrimenkullerini 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında teminat olarak göstermiştir.

Davalı idarece, davacının teminat olarak gösterdiği gayrimenkulleri üzerine … tarih ve …, … ve … sayılı haciz bildirileri ile haciz konulmuştur.

Davalı idarece Avcılar Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan … tarih ve … sayılı yazı ile ... Anonim Şirketi, ... ... hakkında mal varlığı araştırması yapılarak sonucunun bildirilmesi istenmiştir.

Davacı tarafından, … tarih ve …, … ve … sayılı haciz bildirileri ile … tarih ve … sayılı davalı idare yazısının iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin, 3/d bendinde dava dilekçelerinin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde de, dava konusu edilebilecek bir işlem bulunmadığı takdirde davanın reddedileceği hüküm altına alınmıştır.

Vergi hukukundan doğan uyuşmazlıkların çözümü, öncelikle 2577 sayılı Kanun'da belirtilen usuller ve bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda yer alan usullere tabidir. (Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, E:2009/1, K:2012/2, 02/07/2012) Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanları belirleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesinin birinci fıkrasında, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilmiştir. Kanun'un 378. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 10. maddesinde ilgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar tarafından gösterilen ve alacaklı amme idaresince haciz varakasına müsteniden haczedilen menkul ve gayrimenkul malların teminat olarak gösterilebileceği belirtilmiş, 56. maddesinde "Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün (7061 sayılı Kanun'un 9. maddesiyle 15 gün) içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağı borçluya bildirilir. 7 gün (7061 sayılı Kanun'un 9. maddesiyle 15 gün) içinde borç ödenmediği takdirde teminat bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağı tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

… tarih ve … sayılı yazının iptali istemi yönünden:

Yukarıda anılan mevzuat uyarınca, vergi mahkemelerinde dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler, tesis sebepleri, şekli, doğuracağı hukuki sonuçları vergi kanunlarıyla belirlenmiş vergi tarhiyatına, ceza kesilmesine ve vergi tevkifatına ilişkin işlemler ile düzeltme işlemleri, düzeltme ve şikayet başvurularının reddine ilişkin işlemler, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uygulanmasına ilişkin ödeme emri, haciz, ihtiyati tahakkuk, ihtiyati haciz gibi işlemler ile ilgilinin hukuki menfaatini etkileyen diğer işlemlerdir.

Uyuşmazlık konusu yapılan … tarih ve … sayılı yazı içeriğinde davalı idarece ...Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben ... Anonim Şirketi, ..., ... ve ... hakkında mal varlığı araştırması yapılarak sonucunun bildirilmesi istenmiştir.

Bu durumda, 06/07/2007 tarih ve … sayılı yazı idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir bir idari işlem nitelinde olmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın bu işlem yönünden esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle ısrar kararının bozulması gerekmiştir.

… tarih ve …, … sayılı haciz bildirileri yönünden:

6183 sayılı Kanun'un 10. maddesi lafzından, bu hüküm uyarınca ilgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar tarafından teminat olarak gösterilen gayrimenkulün teminat hükmü kazanabilmesi için alacaklı amme idaresince haciz varakasına müsteniden haczedilmesi gerektiği hususu açıkça anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından başka mükelleflerin vergi borçları için teminat olarak gösterilen gayrimenkuller için düzenlenen haciz bildirileri gayrimenkullerin iyi niyetli üçüncü kişilere devri halinde oluşabilecek hak kayıplarının önlenmesi amacıyla aleniyet sağlanması gerekliliğine istinaden düzenlenmiş olup teminat kabulü işleminin bir parçası mahiyetindedir.

Anılan Kanun'un 56. maddesinde öngörülen bildirim şartı ise teminatın kabulü işlemini takiben alacağın tahsili amacıyla paraya çevirme işlemlerinin başlatılabilmesinin ön şartıdır.

Bu durumda davacı tarafından ... ve ... 'nin vergi borçları için adına kayıtlı gayrimenkullerin 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında teminat olarak gösterilmesinin akabinde anılan gayrimenkullerin teminat olarak kabulünün gereği olarak gayrimenkuller için düzenlenen haciz bildirilerinde hukuka aykırılık bulunmadığından ısrar kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,

2- ... Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz..