Uyuşturucu Madde Ticareti - Etkin Pişmanlık
Yargıtay 20. Ceza Dairesi
Esas No : 2018/5020
Karar No : 2020/4261
Karar Tarihi : 2020-07-13





Özet:

  • Sanık hakkında işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan temyize konu bu davada dava halen derdest ise aralarındaki bağlantı nedeniyle dava dosyalarının birleştirilmesi,
  • Hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın tümünün aslı ya da onaylı fotokopilerinin temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip,
  • Sanık hakkında TCK 192/3 maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediği ve eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sanığın iddianamelerde anlatılan eylemleri birlikte değerlendirilerek mükerrer mahkûmiyete neden olmayacak şekilde sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.

 

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin istemlerinin, 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 7079 sayılı Kanun'un 94. maddesi ile 5271 sayılı Kanun'un 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca; takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.

5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,

Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Tüm dosya kapsamına göre, sanık hakkında 23/03/2017 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 26/04/2017 tarihli iddianame ile temyize konu bu davanın açıldığı, sanık hakkında aynı eylemi nedeni ile İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2017/17867 soruşturma numaralı dosyasında soruşturma yürütüldüğü, 06/11/2017 tarihli iddianame ile İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldığı ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada dosyanın 2017/358 esas ile halen derdest olarak gözüktüğü ve dosyanın bir kısım belgelerinin onaylı örneğinin temyize konu bu dosya içerisinde bulunduğu, sanığın uyuşturucu maddenin sahibinin ... olduğunu beyan ettiği, İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/358 esas sayılı dosyasından ...'nın da sanık olarak yargılandığı anlaşıldığından, dava halen derdest ise aralarındaki bağlantı nedeniyle dava dosyalarının birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın tümünün aslı ya da onaylı fotokopilerinin temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sanık hakkında TCK 192/3 maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediği ve eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sanığın iddianamelerde anlatılan eylemleri birlikte değerlendirilerek mükerrer mahkûmiyete neden olmayacak şekilde sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi'nin, 06/04/2018 tarih 2018/864 esas ve 2018/801 karar sayılı kararı hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, tutukluluk süresi ve tutuklama koşullarında değişiklik bulunmadığından sanık hakkındaki salıverilme talebinin reddine, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 13/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

(www.corpus.com.tr)