Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma İsteminde Destek Paylarının Hesaplanması Yöntemi
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
Esas No : 2016/8880
Karar No : 2019/3488
Karar Tarihi : 2019-03-25





Davacılar vekili; davalılardan...’in maliki olduğu, davalı ... şirketi nezdinde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı, ... idaresindeki aracın, 05.02.2012 tarihinde yaya ...'e çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin desteği ve ortak murisi olan ...’ün vefat ettiğini, davacıların desteklerinden yoksun kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak davacı ... için 9.000,00 TL ve davacı ... için 1.000,00 TL maddi tazminatın müteselsil olarak tüm davalılardan, davacı ... için 50.000,00 TL, davacı ... için 150.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ...Ş. vekili; kaza nedeniyle davacı tarafın başvurusu üzerine 11.05.2012 tarihinde 10.851,02 TL (... için 9.529,13 TL ve ... için 1.321,88 TL) tazminat ödemesi yapıldığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun sona erdiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili; kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine, davacı ... tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 8.941,56 TL'nin davalılardan müteselsil olarak alınarak davacıya verilmesine hükmedilen bu tutara 06/02/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalı ... şirketinin 18/04/2012 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizden müteselsil sorumlu olmasına,her iki davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı ... için 40.000,00 TL ve davacı ... için 40.000,00 TL manevi tazminatın 06/02/2012 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalı ... 'dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair verilen hüküm, davalı ... vekili ve davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davacılar vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.

Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, destek payları, ilk dönem için davacı ...’in destek payı alacağı olmadığı belirlendiği halde davacı ... için %20 oranında destek payı belirlenmiş bu hesaplama doğru olmamıştır.

Bu durumda mahkemece; Dairemiz'in yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda ifade olunan destek payları esas alınmak suretiyle, davacıların desteği mütevefa ...’ün 15.12.2011 tarihinde eşinden boşandığı, davacı ...’in destek payı alacağı olmadığı belirlendiğine, mütevefanın davacı ... dışında destek olacağı kimsenin olmadığı anlaşıldığına göre, mütevefanın gelirinin 2 payının kendisine, 1 payının davacı ...’a ayrılarak, davacı ...’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarının belirlenmesi için başka bir aktüerya uzmanı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

3-Destekten yoksun kalınacak sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü gerekmektedir. Somut olayda; davacı ...’ın öğrenci olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacı çocuk ...’ın öğrenim görüp görmediğinin tespiti açısından anılan davacının varsa öğrenci belgesinin, öğrenci olduğunun tespiti halinde öğreniminin sona erdiğinden söz etmek mümkün olamayacağından öğrenim süresi 25 yaşına kadar devam edeceğinden 25 yaşına kadar annesinden destek göreceği kabul edilmesi, öğrenci olmadığının tespiti halinde ise 22 yaşına kadar annesinden destek göreceği kabul edilmesi gerekmektedir. Tüm bu hususlar araştırılarak anılan davacı ... için destekliğin sona erme yaşı belirlenerek usulü kazanılmış haklara da riayet edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4-Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi(TBK 56. mad) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)

Yukarıda belirtilen hususlar ve tarafların kusur durumu dikkate alındığında,davacılar lehine takdir olunan manevi tazminat miktarının fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...'a geri verilmesine 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.