Trafik Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat İsteminde Miktar
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
Esas No : 2016/10679
Karar No : 2019/4690
Karar Tarihi : 2019-04-15





Davacılar vekili, 25.11.2010 tarihinde, davacıların eş/babaları ....'nun sürücüsü olduğu araçla, davalıların işleten, sürücü, trafik ve kasko sigortacısı (aynı zamanda destek ...'in kullandığı aracın trafik sigortacısı) bulundukları aracın çarpışması sonucu ...'in vefat ettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş Kadriye için 2.000,00 TL destekten yoksun kalma ve 27.000,00 TL manevi, diğer davacı çocuklar için 12.000,00'er TL manevi tazminatın, işleten ve sürücü yönünden olay tarihi, davalı ... AŞ yönünden limitle sınırlı olarak temerrüt tarihi, davalı ... AŞ.nin (maddi tazminatla ve poliçe limitiyle sorumlu olmak kaydı ile) dava tarihinden itibaren yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, maddi tazminat talebini davacı eş... için 128.543,05 TL. olarak ıslah etmiştir.

Davalı ... şirketleri vekilleri, diğer davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 85.271,46 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... için temerrüt tarihi olan 03/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacı ... için 28.423,82 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ....Sigorta A.Ş için poliçe

limitiyle sınırlı olmak ve dava tarihi olan 17/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak koşuluyla, diğer davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 26/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacı ... için 8.000,00 TL, davacı ..., ...için ayrı ayrı 3.000,00'er TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... için poliçe limitiyle sınırlı olmak ve temerrüt tarihi olan 03/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak koşuluyla, diğer davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 26/11/2010'dan itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Dava, trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

2-BK'nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın

satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)

Yukarıda belirtilen hususlar ve olay tarihi, tarafların kusur durumları gibi hususlar da dikkate alındığında, davacılar için takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

3- Adli Tıp Kurumu raporu için davacılar tarafından ödenen meblağa, yargılama giderleri arasında yer verilmemesi de doğru olmamıştır.

SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)ve(3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 15/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.