Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma - Taksirle Yaralama
Yargıtay 12. Ceza Dairesi
Esas No : 2019/2677
Karar No : 2020/1122
Karar Tarihi : 2020-02-05





Özet:

  • Kazadan yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra saat 04.57'de yapılan ölçümde 1,78 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, yerleşik Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Dairesi uygulamalarına göre vücuttaki alkol oranının her saat ortalama 15 promil düştüğü de dikkate alındığında, olay anında 1,96 promil civarında alkollü halde araç kullandığı tespit ve kabul edilen sanığın idaresindeki araçla seyir halinde iken sebep olduğu olayda,
  • TCK'nın “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup,
  • Somut olayda ise katılanların yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, zarar sonucu gerçekleştiği durumda sanığın sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.

 

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Hüküm : TCK'nın 89/4, 62/1, 51/1-6, 52/7 ve TCK'nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2, 62, 51/3-7 maddeleri gereği mahkumiyet

Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

1-)Taksirle yaralama suçu sebebiyle kurulan hükmün temyizen incelenmesinde;

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre, olay günü sanığın idaresindeki otomobille, gece vakti, aydınlatmanın bulunmadığı bölünmüş, asfalt kaplama yolda, direksiyon hakimiyetini kaybederek iki bariyerin arasından boş araziye düşmesiyle sonuçlanan sanığın asli ve tam kusuruyla iki kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda; kazadan yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra saat 04.57'de yapılan ölçümde 1,78 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, yerleşik Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Dairesi uygulamalarına göre vücuttaki alkol oranının her saat ortalama 15 promil düştüğü de dikkate alındığında, olay anında 1,96 promil civarında alkollü halde araç kullandığı tespit ve kabul edilen sanığın eyleminde bilinçli taksir koşullarının oluştuğunun ve sanık hakkında TCK'nın 22/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

TCK'nın 89/5. maddesine göre, bilinçli taksirle yaralama suçunun soruşturulmasının ve kovuşturulmasının, aynı Kanunun 89/1. maddesindeki yaralanma hali hariç olmak üzere, şikayete tabi olmadığı, bilinçli taksir koşulları oluşan somut olayda sanık hakkında şikayetçi olmayan ...'ün kati hekim raporunun KBB uzmanı tarafından verilmesi gerektiğini bildiren Ezine İlçe Devlet Hastanesi adli raporu gözetildiğinde yaralanmasının 89/1 kapsamında olup olmadığının anlaşılması için kati hekim raporu alınması gerektiği gözetilmeden TCK'nın 89/4. maddesinden cezalandırılmaya gidilmesi,

Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken, 5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesinde bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere denetim süresinin belirlenebileceği ve 5237 sayılı TCK'nın 51/7. maddesinde denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilebileceğinin düzenlenmesine karşın uygulama maddelerinin TCK'nın 51/1 ve 52/7. maddeleri şeklinde hatalı olarak gösterilmesi,

Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,

2-)Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu sebebiyle kurulan hükmün temyizen incelenmesine gelince;

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Kazadan yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra saat 04.57'de yapılan ölçümde 1,78 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, yerleşik Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Dairesi uygulamalarına göre vücuttaki alkol oranının her saat ortalama 15 promil düştüğü de dikkate alındığında, olay anında 1,96 promil civarında alkollü halde araç kullandığı tespit ve kabul edilen sanığın idaresindeki araçla seyir halinde iken sebep olduğu olayda, TCK'nın “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise katılanların yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, zarar sonucu gerçekleştiği durumda sanığın sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(www.corpus.com.tr)