Tıp Fakültelerinde Öğretim Üyesi Olarak Görev Yapmakta İken Aynı Zamanda Mesai Saatleri Dışında Muayenehanelerinde Serbest Meslek Faaliyetinde Bulunan Öğretim Üyelerinin Ödenmeyen Üniversite Ödeneği...
Danıştay
Esas No : 2020/19
Karar No : 2020/44
Karar Tarihi : 2020-02-24





İzmir Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 19/01/2018 tarih ve E:2018/8, K:2018/10 sayılı kararıyla; …. ….. vekili Av …… ….tarafından, İzmir Bölge İdare Mahkemesi

Beşinci İdari Dava Dairesinin, davalı idarenin istinaf istemi kabul edilerek verilen davanın reddi yolundaki 17/10/2017 tarih ve E:2017/2266, K:2017/1965 sayılı kararı ile Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 20/09/2017 tarih ve E:2017/3583, K:2017/3534 sayılı ve 10/11/2017 tarih ve E:2017/3609, K:2017/4212 sayılı kararları arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle,

"Aykırılığın, dava konusu işlemin iptali yolundaki Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesi kararları doğrultusunda giderilmesi gerektiği" görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:

I-  AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :

A- İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BEŞİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2017/2266 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: …..Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun Geçici 70. maddesi nedeniyle 2014 yılı Kasım ayından itibaren ödenmeyen üniversite ödeneği ve döner sermaye ek ödemesinin, Anayasa Mahkemesinin 22/06/2016 tarih ve E:2016/13, K:2016/127 sayılı kararı uyarınca ödenmesi için yapılan başvurunun reddine ilişkin 11/10/2016 tarih ve 77539 sayılı işlemin iptali ile söz konusu parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28/02/2017 tarih ve E:2016/1529, K:2017/337 sayılı kararının özeti:

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 58. maddesinin (c) bendi ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 12. maddesi ile 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesi hükümleri ve anılan maddenin birinci cümlesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 22/06/2016 tarih ve E:2016/13, K:2016/127 sayılı kararının gerekçesi belirtilerek;

Mevzuat hükümleri ile hukuki süreç incelendiğinde, yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine belli kıstaslar ve oranlar dahilinde döner sermaye gelirlerinden ve üniversite ödeneğinden ek ödeme yapılacağının öngörüldüğü, ancak 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesi ile tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan öğretim üyelerinden, anılan kanun maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunanlara veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olanlara, bu faaliyetlerini sona erdirinceye kadar üniversite ödeneği ve ek ödeme ödenmeyeceği hükmü getirilmişse de, söz konusu kanun hükmünün Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan kararı ile iptal edildiği;

Uyuşmazlıkta; davalı idare bünyesinde öğretim üyesi olarak görev yapan davacıya, mesai saatleri dışında kendisine ait muayenehanede mesleğini serbest olarak icra ettiğinden bahisle, 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddenin birinci cümlesi nedeniyle döner sermaye ek ödemesi ile üniversite ödeneğinin ödenmediği, anılan hükmün Anayasa Mahkemesi kararı ile iptali sonrasında, davacının söz konusu parasal haklarının ödenmesi için yaptığı başvurunun ise, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı uyarınca reddedildiği;

Anayasa'nın 153. maddesinde yer alan, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralının, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan, doğumu anında hukuka uygun olarak tamamlanmış ve böylece kişiye özgü, lehe sonuçlar doğurmuş, daha sonra mevzuat değişikliği veya işlemin geri alınması gibi nedenlere rağmen, hukuk düzenince korunması gereken haklara yönelik olduğu, Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş bir düzenlemeyle ilgili uyuşmazlıkların, Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmelerinin Anayasa'nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil edeceği;

Bu bağlamda; öğretim üyesi olan, çalışmakta olduğu kadronun kanuni yükümlülüklerini yerine getiren, görev, yetki ve sorumluluklarını ifa eden davacıya, yalnızca mesai saatleri dışında kendisine ait muayenehanede mesleğini serbest olarak icra ettiğinden bahisle ödeme yapılmasına engel olan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle oluşan yeni hukuki duruma göre, ödenmeyen döner sermaye ek ödemesi ile üniversite ödeneğinin ödenmesi gerektiğinden, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, üniversite ödeneği ve ek ödemenin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesinin 17/10/2017 tarih ve E:2017/2266, K:2017/1965 sayılı kararının özeti:

İdare hukukunda bir idari işlemin yargı yerince iptal edilmesi halinde bu iptal kararının idari işlemin tesis edildiği tarihe kadar hüküm ve sonuç doğuracağı, idari işlem hukuk aleminde hiç sonuç doğurmamış gibi, iptal edilen idari işlemden dolayı hak kaybına uğrayan kişinin haklarının kendisine verileceği;

Bu durum idare hukukunda genel kural olmakla birlikte, kanun koyucu tarafından, Anayasa Mahkemesi kararları yönünden bu kuralın kabul edilmediği ve Anayasa'nın 153. maddesinde iptal kararlarının geriye yürümeyeceğinin hükme bağlandığı;

Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralının, belli bir süre veya uzun bir süre yürürlükte kalan bir kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptali halinde, iptal edilen kanun hükmüyle verilen veya alınan hakları korumaya yönelik olduğu, keza bu düzenlemenin objektif nitelikte olduğu ve genel hukuk aleminde kabul gördüğü, düzenlemenin uygulamada doğacak karışıklığın önlenmesini amaçladığı;

Kaldı ki bir kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinin, iptalden önceki düzenlemenin geri gelmesini de sağlamayacağı, bu konuda kanun koyucu tarafından yeniden bir düzenleme yapılması gerektiği, dolayısıyla, Anayasa'nın 153. maddesindeki açık hükme rağmen iptal kararlarını geriye yürüterek kişilere hak sağlayıcı yorum yapılarak karar verilemeyeceği;

Uyuşmazlık konusu olayda, 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesi uyarınca davacıya üniversite ödeneği ve ek ödeme ödenmediği, anılan maddenin davacıya ödeme yapılmasına engel olan hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması, yukarıda belirtildiği üzere davacıya geçmişe yönelik hak sağlamayacağından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu bağlamda davacının geçmişe yönelik tazmini gereken bir hakkı da bulunmadığı gerekçesiyle, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B- KONYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2017/3583 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: ….Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun Geçici 70. maddesi nedeniyle 26/11/2014 ile 21/09/2016 tarihleri arasında ödenmeyen üniversite ödeneği ve döner sermaye ek ödemesinin ödenmesi için yapılan başvurunun reddine ilişkin 26/11/2016 tarih ve 130526 sayılı işlemin iptali ile söz konusu parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Antalya 4. İdare Mahkemesinin 17/05/2017 tarih ve E:2017/108, K:2017/680 sayılı kararının özeti:

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 58. maddesinin (c) bendi ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 12. maddesi ile 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesi hükümleri ve anılan maddenin birinci cümlesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 22/06/2016 tarih ve E:2016/13, K:2016/127 sayılı kararı belirtilerek;

Mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, gelir getiren görevlerde çalışan öğretim elemanlarına katkısı oranında aylık ek ödeme yapılacağı, ayrıca akademik kıdemine göre her ay üniversite ödeneği ödeneceği, ancak 26/11/2014 tarihinde yürürlüğe giren 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesi ile mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunan veya özel sağlık kuruluşlarında çalışanlara ödeme yapılmayacağı kuralının getirildiği, nitekim davacıya da bu kural sebebiyle ödeme yapılmadığı;

Anayasa Mahkemesinin 22/06/2016 tarih ve E:2016/13, K:2016/127 sayılı iptal kararının derdest davalarda dikkate alınması ve mevcut uyuşmazlıkların Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kurallar ile oluşan yeni hukuki duruma göre çözümlenmesi gerektiği;

Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra; mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunan veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olan öğretim elemanlarına ek ödenek veya üniversite ödeneği ödenmesine engel olan bir mevzuat kuralı kalmadığı;

Bu nedenle, diğer öğretim elemanlarına yapılan ödemeler gibi davacıya da ödeme yapılması gerektiği, aksi yöndeki işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, üniversite ödeneği ve ek ödemenin idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 20/09/2017 tarih ve E:2017/3583, K:2017/3534 sayılı kararının özeti:

Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf isteminin reddine kesin olarak karar verilmiştir.

II- İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Aykırılığın giderilmesi istemine konu uyuşmazlıklarda davacılar, muhtelif üniversitelerin tıp fakültelerinde öğretim üyesi olarak görev yapmakta, aynı zamanda mesai saatleri dışında muayenehanelerinde serbest meslek faaliyetinde bulunmaktadırlar.

Davacılara, öğretim üyesi unvanları nedeniyle üniversite ödeneği ve ek ödeme yapılmakta iken 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na 19/11/2014 tarih ve 6569 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile eklenen Geçici 70. maddenin 1. fıkrasının birinci cümlesi ile, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olanlara, bu faaliyetlerini sona erdirinceye kadar üniversite ödeneği ve ek ödeme ödenmeyeceği kurala bağlanmıştır.

Anılan madde, 26/11/2014 tarih ve 29187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu tarihten sonra davacılara üniversite ödeneği ve ek ödeme yapılmamıştır.

Anayasa Mahkemesi tarafından itiraz yolu ile yapılan inceleme sonucunda 21/09/2016 tarih ve 29834 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 22/06/2016 tarih ve E:2016/13, K: 2016/127 sayılı kararı ile Geçici 70. maddenin 1. fıkrasının birinci cümlesinin iptaline karar verilmiştir.

Söz konusu iptal kararı sonrasında davacılar, görev yaptıkları üniversitelere başvurarak ödemelerin yapılmasına engel olan kanuni düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gerekçesiyle kendilerine ödenmeyen üniversite ödeneği ve ek ödemelerinin ödenmesini talep etmişlerdir.

Davalı idareler tarafından, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında, kararın yürürlüğüne ilişkin herhangi bir süre belirlenmediği, Anayasa'nın 153. maddesinde de iptal kararlarının geriye yürümeyeceğinin hükme bağlandığı, dolayısıyla söz konusu iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı 21/09/2016 tarihinden itibaren hüküm ve sonuç doğuracağı, bu nedenle 21/09/2016 tarihinden önceki ödememe işlemleri açısından anılan iptal kararının uygulanamayacağı gerekçesiyle başvuruların reddi üzerine işbu davalar açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası:

Anayasa Mahkemesinin kararları

Madde 153 - Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.

Anayasa Mahkemesi bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.

Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.

İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun (...) teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.

İptal kararları geriye yürümez.

Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.

2-  2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu:

Döner sermaye :

Madde 58 - (Değişik: 21/1/2010-5947/5 md.)

...

c) Tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinin hesabında toplanan döner sermaye gelirleri bakiyesinden, bu yerlerde;

1) Gelir getiren görevlerde çalışan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme, ödenek (geliştirme ödeneği hariç) ve her türlü tazminat (28/3/1983 tarihli ve 2809 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca ödenen tazminat dahil, makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamından oluşan ek ödeme matrahının yüzde 800'ünü, araştırma görevlilerine ise yüzde 500'ünü; bu yerlerde görevli olmakla birlikte gelire katkısı olmayan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine yüzde 600'ünü, araştırma görevlilerine ise yüzde 300'ünü,

2) Diğer öğretim elemanlarına ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personel (...) ile aynı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre sözleşmeli olarak çalışan personele ek ödeme matrahının; uzman tabipler için yüzde 600’ünü, hastaneler başmüdürü ve eczacılar için yüzde 250'sini, başhemşireler için yüzde 200'ünü, diğer öğretim elemanları ile diğer personel için yüzde 150'sini, işin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, enfeksiyon, özel bakım gerektiren ruh sağlığı, organ ve doku nakli, acil servis ve benzeri sağlık hizmetlerinde çalışan personel için yüzde 200'ünü geçmeyecek şekilde aylık ek ödeme yapılır. Sözleşmeli personele yapılacak ek ödeme matrahı, sözleşmeli personelin çalıştığı birim ve bulunduğu pozisyon unvanı itibarıyla aynı veya benzer unvanlı memur kadrosunda çalışan, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personel dikkate alınarak belirlenir. Emsali bulunmayan sözleşmeli personelin ek ödeme matrahı ise brüt sözleşme ücretlerinin yüzde 25'ini geçemez. (Ek cümle: 11/10/2011-KHK-666/5 md.) Bu fıkra uyarınca yapılacak ödeme sigorta prim kesintisine tabi tutulmaz.

...

g)

...

(Ek paragraf: 23/7/2010-6009/52 md.; Değişik ikinci paragraf: 11/10/2011-KHK-666/5 md.) Bu maddenin (c) ve (f) fıkraları kapsamında bulunanlar dışındaki 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar ile aynı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalışan personele 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesi kapsamında ödeme yapılır ve bunlara bu madde uyarınca ayrıca ek ödeme yapılmaz.

...

i)

...

(Değişik üçüncü paragraf: 11/10/2011-KHK-666/5 md.) Üniversitelerin (c) ve (f) fıkraları kapsamındaki personeline bu madde uyarınca her ay yapılacak ek ödemenin net tutarı, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesi uyarınca kadro ve görev unvanı veya pozisyon unvanı itibarıyla belirlenmiş olan ek ödemenin net tutarından az olamaz. Bu kapsamda ek ödemeden yararlanan personele, ayrıca 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesi uyarınca ödeme yapılmaz.

...

Geçici Madde 70 - (Ek: 19/11/2014-6569/32 md.)

Tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan öğretim üyelerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olanlara, bu faaliyetlerini sona erdirinceye kadar üniversite ödeneği ve ek ödeme ödenmez. Bunlardan belirtilen faaliyetlerini sona erdirmek isteyenler, 31/12/2014 tarihine kadar bu konudaki iradelerini görevli oldukları kurum yönetimlerine bildirirler ve bunların en geç 31/5/2015 tarihine kadar bu faaliyetleri sona ermiş sayılır ve çalışma uygunluk belgesi veya izni iptal edilir. Bu süre içinde mali hakları ve ek ödemeleri tam olarak ödenmeye devam olunur.

...

3- 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu:

Üniversite Ödeneği

Madde 12 - (Değişik : 20/3/1997 - KHK - 570/4 md.)

657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuru bürüt aylık (ek

gösterge dahil) tutarının;

1) Profesörlerden Rektör, Rektör Yardımcısı, Dekan,

Dekan Yardımcısı, Yüksekokul Müdürü olanlar ile

Profesör kadrosunda üç yılını tamamlamış bulunanlara % 245'i,

2) Diğer Profesör kadrosunda bulunanlara       % 215'i,

3) Doçent kadrosunda bulunanlara       % 175'i,

4) (Değişik: 22/2/2018-7100/14 md.)

Doktor öğretim üyesi kadrosunda bulunanlara           % 175'i

5)  Diğer Öğretim elemanlarından;

a) Birinci dereceden aylık alanlara        % 130'u,

b)  İkinci dereceden aylık alanlara          % 117'si,

c) Üçüncü dereceden aylık alanlara      % 110'u,

d) Dördüncü ve beşinci dereceden aylık alanlara         % 104'ü,

e) Diğer derecelerden aylık alanlara      % 98'i,

Her ay üniversite ödeneği olarak ödenir.

Bu ödenek damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve kısmi statüde görev yapanlara ödenmez.

4-  375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname:

Ek Madde 9- (Ek: 11/10/2011-KHK-666/1 md.)

Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre almakta olan personele, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personele, subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, sözleşmeli subay ve astsubay adayları ile uzman jandarma ve uzman erbaşlara, mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarı dikkate alınmak suretiyle aynı veya benzer kadro ve görevlerde bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla, en yüksek Devlet memuru aylığına (ek gösterge dahil), ekli (I) sayılı Cetvelde yer alan kadro ve görev unvanlarına karşılık gelen oranların uygulanması suretiyle hesaplanan tutarda ek ödeme yapılır.

...

Birinci fıkra kapsamına giren personelden; 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin (c) ve (f) fıkraları ve 14/4/1982 tarihli ve 2659 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi kapsamında döner sermayeden ek ödeme yapılan personele, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin (Ç) fıkrası uyarınca sağlık hizmetleri tazminatı ödenen personele, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Kanunun 221 inci maddesi, 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca ödeme yapılan personele, sözkonusu mevzuat hükümlerine göre ödeme yapılmaya devam olunur ve bunlara bu maddeye göre ayrıca ek ödeme yapılmaz. (Değişik ikinci cümle: 20/8/2016-6745/76 md.) Bu fıkra kapsamındaki idarelerin döner sermaye saymanlık hizmetlerini yürüten personele bu fıkrada yer alan mevzuat uyarınca döner sermaye gelirlerinden herhangi bir ad altında ödeme yapılmaz.

...

5- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:

Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)

...

4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:

...

c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.

...

5. (Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.

KONU İLE İLGİLİ ANAYASA MAHKEMESİ KARARI :

Anayasa Mahkemesinin 21/09/2016 tarih ve 29834 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 22/06/2016 tarih ve E:2016/13, K:2016/127 sayılı kararında 2547 sayılı Kanun’un Geçici 70. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinin incelenmesi sonucunda özetle;

Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devletinin, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olduğu;

Hukuk devleti ilkesinin ön koşullarından birinin, kişilerin hukuki güvenliğinin sağlanması olduğu, hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuki güvenlik ilkesinin, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı;

Üniversite ödeneğinin, 2914 sayılı Kanun’un 12. maddesinde düzenlendiği ve anılan maddeye göre, üniversitelerde belirli görev veya unvanlarda bulunanlar ile belirli dereceler üzerinden aylık alan öğretim elemanlarına, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tâbi en yüksek Devlet memuru brüt aylık (ek gösterge dahil) tutarının her unvan veya derece için ayrı ayrı belirlenen yüzdesi olarak ödendiği;

Üniversitelerde görevli akademik personelin ek ödemesinin ise 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 9. maddesinde düzenlendiği, aylıklarını 2914 sayılı Kanun çerçevesinde alan akademik personelden, kendisine 2547 sayılı Kanun’un 58. maddesinin (c) ve (f) fıkraları kapsamında döner sermaye ödemesi yapılanlara "ek ödeme” yapılmadığı, döner sermaye almayanlara ise "ek ödeme” yapıldığı;

İtiraz yoluna başvuran Mahkemelerde görülmekte olan davaların konusunu, görevli bulunduğu hastanede öğretim üyesi olarak çalışmaktayken mesai saatleri sonrasında mesleğini özel bir sağlık kuruluşunda veya serbest olarak devam ettiren davacıların, almakta olduğu üniversite ödeneği ve ek ödemenin ödenmemesinin oluşturduğu;

Kanun koyucu tarafından sağlık hizmetlerinin belirtilen özelliği gözetilerek sağlık sorunlarının çözüme kavuşturulması veya bu alandaki hizmetlerin geliştirilmesi için öğretim elemanlarının unvan ve statülerine uygun bazı sınırlamalar getirilerek çalışma koşullarının belirlenebileceği, başka bir ifadeyle, sağlık hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde sunulması bakımından kanun koyucunun, Anayasa’nın temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla, sağlık çalışanları açısından belli kurallar ve sınırlamalar öngörebilme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu;

Kanun koyucunun bu takdir yetkisini kullanırken diğer bir ifade ile herhangi bir konuda düzenleme yaparken kamu yararını da göz önünde bulundurmak zorunda olduğu, ancak getirilen kural ile ulaşılmak istenen amaç arasında adil bir dengenin bulunmasının, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu, kural ile ulaşılmak istenen amaç arasında bulunması gereken adil dengenin, "ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırıldığı ve bu ilkenin alt ilkelerini de, elverişlilik, gereklilik ve orantılılık ilkelerinin oluşturduğu, "elverişlilik ilkesi”nin, öngörülen kuralın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, "gereklilik ilkesi”nin öngörülen kuralın ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, "orantılılık ilkesi”nin ise öngörülen kural ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade ettiği;

Mesai saatleri dışında çalışan öğretim üyelerine ödenmeyen ve yukarıda değinilen “üniversite ödeneği” ve “ek ödeme” ödemelerinin mahiyetleri itibarıyla fazla mesai ya da performans karşılığı verilmediği ve anılan ödemelere hak kazanılması için "öğretim üyesi” sıfatına sahip olmanın yeterli bulunduğu; bir başka ifadeyle öğretim üyesi sıfatını haiz bütün akademik personelin, kanunda öngörülen diğer şartları taşımak kaydıyla, söz konusu ödemelere, aylıklarını oluşturan diğer unsurlarla birlikte hak kazanabildiği;

Bu bağlamda, çalışmakta oldukları kadronun kanuni yükümlülüklerini yerine getiren, görev, yetki ve sorumluluklarını ifa eden öğretim üyelerinin, hukuk sisteminin tanıdığı bir imkândan yararlanarak mesai saatleri dışında çalışmaya devam etmeleri nedeniyle çalışma koşullarının kurallarda belirtildiği şekilde özlük hakkı kapsamındaki bazı ödemeler bakımından sınırlandırılarak aynı hak ve yükümlülüklere sahip öğretim üyeleri arasında farklılaşmaya gidilmesi ve kurallarda öngörülen bazı ödemelerden tamamen yoksun bırakılmalarının ölçülü kabul edilemeyeceği gibi hakkaniyete de uygun olmadığı,

Açıklanan nedenlerle, 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesindeki kuralın, Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Başvuruya konu olan kararlar arasındaki aykırılığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının geriye yürüyüp yürümeyeceği hususu oluşturmaktadır.

Ancak bu husustan önce uyuşmazlığa konu olaylarda dava konusu işlemlerin tesisine dayanak olan Anayasa Mahkemesinin 22/06/2016 tarih ve E:2016/13, K: 2016/127 sayılı kararının kapsamının belirlenmesi gerekmektedir.

Yukarıda aktarılan mevzuata bakıldığında;

-2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Döner sermaye" başlıklı 58. maddesinin (c) bendi uyarınca tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinin hesabında toplanan döner sermaye gelirleri bakiyesinden, gelir getiren görevlerde çalışan öğretim üyesi ve öğretim görevlileri ile diğer öğretim elemanlarına ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi personel ile aynı Kanun'un 4. maddesinin (B) bendine göre sözleşmeli olarak çalışan personele bu bentte belirlenen oranlarda ek ödeme yapılacağı;

-2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun "Üniversite ödeneği" başlıklı 12. maddesinde, üniversitelerde belirli görev veya unvanlarda bulunanlar ile belirli dereceler üzerinden aylık alan öğretim elemanlarına, maddede belirlenen oranlarda her ay üniversite ödeneği ödeneceği;

-375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 9. maddesinin 1. fıkrasında; aylıklarım 2914 sayılı Kanun'a göre almakta olan personele, mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarı dikkate alınmak suretiyle aynı veya benzer kadro ve görevlerde bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla, en yüksek Devlet memuru aylığına (ek gösterge dahil), ekli (I) sayılı Cetvelde yer alan kadro ve görev unvanlarına karşılık gelen oranların uygulanması suretiyle hesaplanan tutarda ek ödeme yapılacağı, 3. fıkrasında ise; birinci fıkra kapsamına giren personelden 2547 sayılı Kanun'un 58. maddesinin (c) bendi kapsamında döner sermayeden ek ödeme yapılan personele, söz konusu mevzuat hükümlerine göre ödeme yapılmaya devam olunacağı ve bunlara bu maddeye göre ayrıca ek ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.

2547 sayılı Kanun'a 6569 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 70. maddenin 1. fıkrasının birinci cümlesinde; tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan öğretim üyelerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olanlara, bu faaliyetlerini sona erdirinceye kadar üniversite ödeneği ve ek ödeme ödenmeyeceği hükmüne yer verilmiş ve bu cümleyi iptal eden Anayasa Mahkemesinin anılan kararında ise; mesai saatleri dışında çalışan öğretim üyelerine ödenmeyen “üniversite ödeneği” ve “ek ödeme” ödemelerinin, mahiyetleri itibarıyla fazla mesai ya da performans karşılığı verilmediği, anılan ödemelere hak kazanılması için "öğretim üyesi” sıfatına sahip olmanın yeterli bulunduğu; bir başka ifadeyle öğretim üyesi sıfatını haiz bütün akademik personelin, kanunda öngörülen diğer şartları taşımak kaydıyla, söz konusu ödemelere, aylıklarını oluşturan diğer unsurlarla birlikte hak kazanacağı değerlendirilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda aktarılan gerekçesine bakıldığında; 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesi ile engellenen ödemelerin, fazla mesai ya da performans karşılığı verilmeyen ve ödemeye hak kazanılması için "öğretim üyesi” sıfatına sahip olmanın yeterli bulunduğu 2914 sayılı Kanun'da yer alan 'üniversite ödeneği' ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de yer alan 'ek ödeme'nin olduğu ve kararın kapsamını da bu ödemelerin oluşturduğu görülmektedir.

2547 sayılı Kanun'un 58. maddesinin (c) bendinde düzenlenen döner sermaye ek ödemesi, Geçici 70. madde kapsamına dahil edilmediğinden, söz konusu döner sermaye ödemelerinin, Geçici 70. madde ve dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile irtibatlandırılamayacağı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; anılan iptal kararı gerekçe gösterilerek döner sermaye ek ödemesi ödenmesi istemiyle yapılan başvuruların reddine ilişkin dava konusu işlemlerde, bu nedenle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamında yer alan ve 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesinin yürürlüğe girdiği tarih ile iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarih aralığında ödenmeyen üniversite ödeneğinin bu karar uyarınca ödenmesi istemiyle yapılan başvuruların reddine ilişkin işlemlere gelindiğinde ise;

Anayasa'nın 153. maddesinin 3. fıkrasında; kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerinin, iptal kararlarının Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, 5. fıkrasında ise; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği hükme bağlanmıştır.

İdare hukukunda genel kural olarak, bir idari işlemin yargı yerince iptal edilmesi halinde, bu iptal kararının o işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla hüküm ve sonuç doğuracağı, diğer bir deyişle, iptal kararının geriye yürüyerek hukuk aleminde etki yaratacağı kabul edilmesine rağmen, Anayasa koyucu tarafından, yukarıda aktarılan açık hüküm ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararları için böyle bir sonuç öngörülmediği, aksine herhangi bir istisnaya yer verilmeksizin, uygulamada karışıklıkların önlenmesi, kazanılmış hakların korunması, hukuki güvenlik ve istikrar ilkeleri gözetilerek, bu kararların geriye yürümeyeceğinin kurala bağlandığı görülmektedir.

Anayasa'nın açık düzenlemeleri karşısında, Resmi Gazete'de yayım ile yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararının, kapsamındaki herkes için bu tarih itibarıyla hüküm ve sonuç doğuracağı, iptal edilen hukuki düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geriye yürüyerek hak kazandırmayacağı, iptal edilen düzenleme nedeniyle menfaatinin ihlal edildiğini veya hakkının muhtel olduğunu ileri süren kişilerin, ancak iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilgili idarelerden talepte bulunabileceği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olaylara bakıldığında; üniversitelerin tıp fakültelerinde görev yapan öğretim üyelerine, 2914 sayılı Kanun kapsamında üniversite ödeneği ödenmekte iken 26/11/2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 6569 sayılı Kanun ile 2547 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 70. madde ile bu öğretim üyelerinden, mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olanlara, bu faaliyetlerini sona erdirinceye kadar üniversite ödeneği ve ek ödeme yapılamayacağı düzenlenmiş, Anayasa Mahkemesi tarafından anılan düzenleme Anayasa'nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptal edilmiş ve bu karar 21/09/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Bunun üzerine, davacılar tarafından, Geçici 70. maddenin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihinden Anayasa Mahkemesinin iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı 21/09/2016 tarihine kadar ödenmeyen üniversite ödeneğinin ödenmesi isteminde bulunulmuş ve davalı idareler tarafından dava konusu işlemler ile, Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı gerekçe gösterilerek başvuruları reddedilmiştir.

Yukarıda aktarılan açıklamalar doğrultusunda, Geçici 70. madde uyarınca üniversite ödeneği alması engellenen, mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olan öğretim üyelerinin, Anayasa Mahkemesinin Geçici 70. madde hakkındaki iptal kararının yürürlüğe girdiği 21/09/2016 tarihinden itibaren ilgili idarelere başvurarak kendilerine ödeme yapılması isteminde bulunabilecekleri, bu kararın geriye yürütülerek maddenin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihi itibarıyla ödeme yapılmasının, Anayasa'nın 153. maddesinin 5. fıkrasının açık hükmü karşısında mümkün olmadığı ve aksi kabulün, Anayasa'nın üstünlüğü ilkesine aykırılık teşkil edeceği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesinin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihi ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girdiği 21/09/2016 tarihleri arasında ödenmeyen üniversite ödeneğinin ödenmesi istemiyle yapılan başvuruların reddine ilişkin dava konusu işlemlerde de bu nedenle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

III- SONUÇ       :

Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddi doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 24/02/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Anayasa'nın 153. maddesinin 3. fıkrasında belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi iptal kararları, kararda ayrıca bir tarih belirtilmemiş ise, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecek ve muhatapları için hüküm ve sonuç doğuracaktır.

Anılan maddenin 5. fıkrasında ise, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı ile, kazanılmış hakların, hukuki güvenlik ve istikrar ilkelerinin korunması ile toplum huzurunun bozulmasına yol açacak sonuçların önlenmesi amaçlanmıştır. Geriye yürümeme kural olarak kabul edilmiş ise de, bu kuralın amacı da dikkate alınarak somut olaylarda uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Uyuşmazlık konusu olaylarda, davacı öğretim üyelerine, ilgili mevzuat uyarınca üniversite ödeneği ve ek ödeme ödenmekte iken 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na 6569 sayılı Kanun ile eklenen ve 26/11/2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 70. madde ile mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunan veya özel sağlık kuruluşlarında çalışan öğretim üyelerinin, bu faaliyetlerini sonlandırana dek bu ödemelerden yararlanmaları engellenmiştir.

Anayasa Mahkemesi tarafından ise, bu engelleyici hüküm, söz konusu ödemelerin mahiyetleri itibarıyla fazla mesai ya da performans karşılığı verilmediği, bu ödemelere hak kazanılması için "öğretim üyesi” sıfatına sahip olmanın yeterli olduğu, çalışmakta oldukları kadronun kanuni yükümlülüklerini yerine getiren, görev, yetki ve sorumluluklarını ifa eden öğretim üyelerinin, hukuk sisteminin tanıdığı bir imkândan yararlanarak mesai saatleri dışında çalışmaya devam etmeleri nedeniyle çalışma koşullarının kurallarda belirtildiği şekilde özlük hakkı kapsamındaki bazı ödemeler bakımından sınırlandırılarak aynı hak ve yükümlülüklere sahip öğretim üyeleri arasında farklılaşmaya gidilmesi ve kurallarda öngörülen bazı ödemelerden tamamen yoksun bırakılmalarının ölçülü kabul edilemeyeceği gibi hakkaniyete de uygun olmadığı gerekçesiyle Anayasa'nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararının 21/09/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından ise Geçici 70. madde nedeniyle ödemelerden mahrum kalan davacılar tarafından, ilgili idarelere başvurularak ödeme yapılmasını engelleyen hükmün ortadan kalkması nedeniyle kendilerine 26/11/2014 tarihinden itibaren ödenmeyen üniversite ödeneği ve döner sermaye ek ödemelerinin yapılması istemlerinde bulunulmuş ve idarelerce Anayasa'nın 153. maddesi gerekçe gösterilerek istemler reddedilmiştir.

Yukarıda aktarılan sürece bakıldığında, öğretim üyesi olan davacılar için üniversite ödeneği ve ek ödeme yapılmasının, ilgili kanun hükümleri uyarınca kural, bir diğer anlatımla, istikrar kazanmış uygulama olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda; 26/11/2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 70. madde ile, bir kısım öğretim üyelerinin, üniversite ödeneği ve ek ödeme uygulaması dışına çıkarılarak bu ödemelerden yararlanmalarının engellendiği, ancak, Anayasa Mahkemesince söz konusu kanun hükmünün hukuk devleti ilkesine aykırı bulunarak iptal edildiği, Anayasa'nın 153. maddesindeki iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı ile de, yukarıda belirtildiği üzere, kazanılmış hakların, hukuki güvenlik ve istikrar ilkelerinin korunmasının amaçlandığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, Anayasa'ya aykırılığı tespit edilen kanun hükmü nedeniyle üniversite ödeneği kesilen davacılara Geçici 70. maddenin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihinden itibaren mahrum kaldıkları ödemelerin yapılması gerektiği, Anayasa'nın 153. maddesinin lafzi yorumunun hakkaniyete uygun düşmeyeceği sonucuna varılmaktadır.

Öte yandan, iptal kararlarının geriye yürümemesi ilkesi ile iptal edilen kanun hükümleri nedeniyle uygulamada karışıklık yaşanmamasının amaçlandığı söylenebilir. Ancak somut olayda, davacılara ödeme yapılmasını engelleyen Geçici 70. maddenin iptal edilmesinin, kanun koyucu tarafından yeni bir düzenleme yapılmasını gerektirmediği, yalnızca ödemelerin önündeki engelin kaldırıldığı görülmektedir. Bu husus dikkate alındığında, iptal kararının, uygulamada herhangi bir boşluk veya karışıklık oluşturacak bir sonuç doğurmadığı, bu nedenle Anayasa Mahkemesinin iptal kararı geriye yürütülerek kişilere ödeme yapılmasında Anayasa'nın 153. maddesinin 5. fıkrasının amaçlarına aykırı bir yönünün de bulunmadığı görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemlerin, 2547 sayılı Kanun'un Geçici 70. maddesinin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihi ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girdiği 21/09/2016 tarihleri arasında ödenmeyen üniversite ödeneğinin ödenmesi istemiyle yapılan başvuruların reddine ilişkin kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı, işlemlerin iptali ile kişilerin talep ettikleri ödemelerin yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

KARŞI OY

XX- Başvuruya konu aykırılığın, yukarıda gerekçesi belirtilen dava konusu işlemlerin iptali ile üniversite ödeneği ve ek ödemenin idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki Konya Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesinin 20/09/2017 tarih ve E:2017/3583 K:2017/3534 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi oyuyla karara katılmıyoruz.