Ticari Hatlı Minibüs - Alacaklının Vefatı - Tazminat Talebi
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No : 2018/2150
Karar No : 2020/661
Karar Tarihi : 2020-07-02





Özet:

  • Dava, davacının müteveffa eşi ile davalılar arasında imzalanan 09/12/2010 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca, bedeli ödenen sözleşme konusu ... plakalı aracın davalılarca 3. kişilere satışından doğan zararın ve müteveffanın ölüm tarihinden sonra kira bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. 
  • Davacı bu hususta delil listesi ekinde ... Bankası hesap hareketlerini ve buna göre davalıya 03/08/2011 tarihinde yapıldığı anlaşılan 75.000 TL lik banka havalesini delil olarak göstermiştir. 09/12/2010 tarihli sözleşme tarafların kabulündedir. 
  • Mahkemece davanın aydınlatılması yükümlülüğü kapsamında davacının delil olarak dayandığı 75.000 TL'lik bu ödemeye ilişkin banka kayıtları celp edilerek, iş bu ödemenin ne için yapıldığı hususunda davalı yandan açıklama istenerek ve ayrıca davalı şirket olup, ihtilafında ticari hatlı minibüsün işletilmesinden kaynaklandığı gözetilerek, davalı şirket ile davacı müteveffa eşinin varsa işletme defterleri incelenmek ve sözleşme hükümleri bu kapsamda değerlendirilip tartışılarak sonuca gidilmesi gerekecektir. 
  • Bu yönüyle davacı yanca gösterilen ve esasa etkili deliller toplanıp değerlendirilmeksizin yazılı şekilde davanın ispatlanmadığı gerekçesiyle hüküm kurulması isabetsizdir.
 
İNCELENEN DOSYANIN

MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

NUMARASI : 2017/677 Esas - 2018/444

TARİHİ: 30/04/2018

DAVA: Tazminat

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının vefat eden eşine ait minübüsün davalılarca yapılan sözleşmeye uyulmayarak davacıya tesliminden kaçınıldığını, aracın talep edilmesine rağmen teslim edilmeyerek çalıştırılmaya devam edildiğini, elde edilen gelirin ödenmediğini, aracın bir süre sonra başkasına devredildiğini öğrendiklerini belirterek, davalı şirketin satışa kadar ve daha sonrasında aracı çalıştırılarak elde ettiği gelirin tespitini, aracın satışı ile uğranılan zararın tespitini, araç bedelinin tespitini, noter sözleşmesinin 6. maddesine göre ödenen kira bedelinin aracın satışından itibaren yasal faizi ile birlikte tespitini, tahsilini, yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ...'un sözleşmenin tarafı olmadığını, bu kişi yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, davacıların murisinin aracın hiçbir zaman maliki olmadığını, davacıların murisiyle de borç doğurucu bir sözleşme imzalanmadığını, murisle 09/12/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, murisin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden hak sahibi olmadığını, sözleşmenin 5. maddesine göre araç bedelinin davalı şirkete ödenmesi gerektiğini, bunun ödenmediğinden bahisle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 30/04/2018 tarihli, 2017/677 Esas - 2018/444 Karar sayılı kararında, "...sözleşmenin tarafı müteveffa ... mirasçısı eşi tarafından kendisi adına asaleten ve çocukları adına velayeten açılmış olup, aracın 3.kişilere satışından doğan zararın ve kira bedelinin tespiti ve tahsili istenmiştir. Müteveffa ... tarafı olduğu sözleşmeye davalı tarafça itirazda bulunulmadığı, bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı sabit olup, davalı taraf, davacıların murisinin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden hak sahibi olamayacağını, araç bedelinin ve kira bedelinin ödenmediğini iddia etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ile aracın ve araca bağlı hattın işletilmesinin, buna mukabil araç bedelinin ödeneceğinin taahhüt edildiği, kira bedeli olarak yıllık 14.400,00 TL belirlendiği, sözleşmenin 1 yıl süre ile geçerli olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin 1 yıl süre ile geçerli olduğu belirlendiğinden 09/12/2011 tarihine kadar geçerlidir. Taraflar arasında bu tarihten sonra yapıldığı iddia edilen bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacıların murisi 09/10/2013 tarihinde vefat etmiş, işbu dava 30/12/2015 tarihinde açılmıştır. Sözleşmenin bitiminden itibaren davacıların murisi tarafından sözleşme gereklerinin ifası için açılmış bir dava ya da gönderilmiş ihtarname bulunmamaktadır. Davacı tarafa yazılı delillerini ibraz için kesin süre verilmiş olup araç bedeli ve kirasının ödendiğine ilişkin delil ibraz edilememiştir. Davacı tarafça tanık deliline dayanılmış ise de, davanın mahiyeti ve davalı tarafın açık muvafakatı bulunmadığından tanık dinletilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığından bu hususta mahkememizce hatırlatma yapılmamıştır. Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafça iddialarının ispat edilemediği..." gerekçesiyle davanın subüt bulmadığından reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davacının eşi ... 09/10/2013 tarihinde vefat ettiğini, eşi ... ait.... plakalı aracın Çorlu ...Noterliğinin 09/12/2010 tarih ve ... yevmiye nolu sözleşmesi gereğince yolcu taşımacılığında kullanıldığını, sözleşmeye eşi ... vefat tarihi 09/10/2013 tarihine kadar uyulup ... bağlı olarak yolcu taşımacılığında kullanıldığını, ... ölümünden sonra ise davalı ... tarafından sözleşme gereğince araca yapılan masraf olduğu ve aracın modelinin de yenilenmesi gerektiğinin taraflarına bildirildiğini, 6.250 TL'nin davalı ...'a ait hesaba yatırıldığını, arabanın modelinin de yükseltilmesi için kendilerinden süre alındığını ve bu konuda anlaşıldığını, ancak davalı tarafından ne aracın taraflarına teslim edildiğini, ne de gelirinin taraflarına ödendiğini, ... ait aracın davalılar tarafından işletilmeye devam edildiğini, daha sonra da aracın davalılarca rızaları ve bilgileri dışında satıldığını, zararlarının tesbiti ve tahsili için açılan davada mahkeme davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davayı reddettiğini, davalı tarafın 09/12/2010 tarihli noter sözleşmesine itiraz etmediğini ancak bedelinin ödenmediği gerekçesiyle itiraz ettiğini, ancak 05/03/2018 tarihli delil listelerinin açıklamalar kısmının 4. maddesinde belirtildiği gibi araç bedelinin ödendiğini, mahkemenin hesap hareketlerini dahi inceleme gereği duymadan ispatlanmadığı gerekçesiyle davayı reddettiğini, yani mahkeme tarafından adil yargılama yapılsa süresinde verdikleri deliller incelenmiş olsa idi, iddialarının haklı olduğunun anlaşılacağını ileri sürerek, adli yardım taleplerinin kabulüne, açıklanan nedenlerle ve resen de görülecek nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, kanuna ve hakkaniyete aykırı mahkeme kararının bozulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının müteveffa eşi ile davalılar arasında imzalanan 09/12/2010 tarihli sözleşme hükümleri uyarınca, bedeli ödenen sözleşme konusu ... plakalı aracın davalılarca 3. kişilere satışından doğan zararın ve müteveffanın ölüm tarihinden sonra kira bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı yan eldeki davada müteveffa eşi ile davalı şirket arasında ... plakalı hatlı minibüsün hattı ile birlikte kira karşılığı çalıştırılması hususunda 09/12/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre aracın bedelinin davalı hesabına gönderilmesine rağmen, aracın mülkiyete geçirilmeyip, sonradan üçüncü kişiye devrinin yapıldığını iddia etmiştir. Davacı bu hususta delil listesi ekinde ... Bankası hesap hareketlerini ve buna göre davalıya 03/08/2011 tarihinde yapıldığı anlaşılan 75.000 TL lik banka havalesini delil olarak göstermiştir. 09/12/2010 tarihli sözleşme tarafların kabulündedir. Mahkemece davanın aydınlatılması yükümlülüğü kapsamında davacının delil olarak dayandığı 75.000 TL'lik bu ödemeye ilişkin banka kayıtları celb edilerek, iş bu ödemenin ne için yapıldığı hususunda davalı yandan açıklama istenerek ve ayrıca davalı şirket olup, ihtilafında ticari hatlı minibüsün işletilmesinden kaynaklandığı gözetilerek, davalı şirket ile davacı müteveffa eşinin varsa işletme defterleri incelenmek ve sözleşme hükümleri bu kapsamda değerlendirilip tartışılarak sonuca gidilmesi gerekecektir. Bu yönüyle davacı yanca gösterilen ve esasa etkili deliller toplanıp değerlendirilmeksizin yazılı şekilde davanın ispatlanmadığı gerekçesiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, HMK 353/1-a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına,2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, talep halinde kendisine iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK'nın 353/1.a.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02/07/2020

kaynak: (www.corpus.com.tr)