Teşvik İndiriminden Yararlanma - Husumet
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 2017/387
Karar No : 2017/657
Karar Tarihi : 2017-04-05





Özet:

  • Dava, davacı şirketin 5510 sayılı Kanunun 81. maddesi gereği % 5 puanlık teşvik indirimden yararlandırılması ve fazla ödenen primlerin tahsili istemine ilişkindir.
  • İhtilaf davacı şirket almış olduğu ihale sonucu çalıştırdığı işçiler için % 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanması gerekli iken yararlandırılmamasının sonucunda bu miktarın davalı Kurumdan iadesinin istenip istenemeyeceği noktasındadır.
  • Hal böyle olunca, davacı şirketin % 5 puanlık teşvik indirimden yararlanıp yararlanmayacağının belirlenmesi ve bu kapsamda ödemiş olduğu primlerin iadesini isterken davalı Kuruma husumet yöneltilmesi isabetli olduğu gibi söz konusu uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanundan kaynaklanması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun % 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma davasında taraf sıfatı bulunmaktadır.
 
Taraflar arasındaki “% 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.11.2014 gün ve 2013/900 E.-2014/583 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 10.12.2015 gün ve 2015/5688 E., 2015/22161 K. sayılı kararı ile;

(...Dava, yersiz olarak tahsil edildiği ve talep edildiği halde iade edilmediği iddia olunan işveren hissesi sigorta priminin %5 puanlık Hazine teşvikinin, Kurumdan talepte bulunulan tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Uyuşmazlık, ihale konusu iş nedeniyle Kuruma yapılan bildirim ve prim ödemesi esnasında 5510 sayılı Kanun'un 81/1-(ı) bendi kapsamında %5 oranındaki prim teşvikinden yararlanamayan davacı işverenin, bu hakka sahip olup olmadığı ve Kuruma yapılan bu ödemenin iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

5510 sayılı Kanun'un 81/1-(ı) bendinde düzenlenen prim teşviği, 5510 sayılı Kanun'a 5763 sayılı Kanun'un 24.maddesi ile eklenmiş olup 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Somut olayda 5510 sayılı Kanun'un 81/1-(ı) bendindeki düzenlemeye göre; aynı yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran işverenlerce ödenecek primin işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarı Hazine tarafından karşılanacağından, gerek bu tutarın Hazinece karşılanmaması, gerek işverenin bu tutarı davalı Kuruma ödemiş olması, gerekse de ihale makamınca işveren şirketin hak edişlerinden, sigorta primi işveren hissesinin, %5 puanlık muafiyet indirimi yapılmadan tümüyle kesilmesi durumunda sebepsiz zenginleşen Hazine olacaktır. Bu durumda husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekir.

Hal böyle olunca mahkemece, davanın pasif husumet (davalı sıfatı) yokluğu nedeni ile reddi gerekirken bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile işin esasına yönelik olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, davacı şirketin 5510 sayılı Kanunun 81. maddesi gereği % 5 puanlık teşvik indirimden yararlandırılması ve fazla ödenen primlerin tahsili istemine ilişkindir.

Davacı vekili müvekkil şirketin Kurum nezdinde kayıtlı olduğunu, prim borcu bulunmamasına ve tüm şartları sağlamasına rağmen 5510 sayılı Kanunun 81. maddesi gereği % 5 puanlık prim desteğinden yararlandırılmağını ileri sürerek fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla 4.010,98 TL’nin davalı Kurumdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Kurum vekili davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davacı ile dava dışı kurum arasında akdedilen hizmet alım işinde 5510 sayılı Kanunun 81. maddesine göre prim ödemelerinde işveren hissesinin % 5’lik kısmının karşılanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Kurum vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde belirtilen gerekçelerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece önceki karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme hükmünü, davalı Kurum vekili temyize getirmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ihale konusu iş nedeniyle Kuruma yapılan bildirim ve prim ödemesi esnasında 5510 sayılı Kanunun 81/1-ı bendi kapsamında % 5 puanlık prim teşvikinden yararlanamayan davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna husumeti yöneltip yöneltemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davaya konu somut uyuşmazlık kapsamında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 81. maddenin incelenmesi gerekmektedir.

5510 sayılı Kanunun “Prim oranları ve Devlet Katkısı” başlıklı 81. maddesi “Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:… ı) (Ek: 15/5/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna, muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini ise Maliye Bakanlığına vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu bent hükümleri; vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları ile okul-aile birliklerince çalıştırılanlar hariç olmak üzere 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır. (Mülga yedinci cümle: 21/5/2013-6486/5 md.) (Ek cümle: 31/7/2008-5797/2 md.) Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu idareleri hariç bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah, oran ve esaslar üzerinden 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır. (Mülga son cümle: 21/5/2013-6486/5 md.)” şeklinde düzenlenmiştir.

Söz konusu yasal düzenlemenin anlaşılabilmesi için sosyal sigorta priminin açıklanması gerekmektedir. Sosyal sigorta primi Kanunun kendilerine karşı güvence sağladığı sosyal risklerden birinin gerçekleşmesi halinde yapılacak sigorta yardımları ile Kurum yönetim giderlerinin karşılığı olarak çalışanlar için kazancının belli bir yüzdesi üzerinden 5510 sayılı Kanunun 4/I-b bendine tabii olanlar için ise belirlenecek alt veya üst sınır arasında değer üzerinden alınan miktardır ve işverenler 5510 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların primlerini her ay Kurumun belirleyeceği tarih sonuna kadar öderler.

Sosyal sigorta primlerinin ödenmesi 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi kapsamında prim teşviki ise 81. madde kapsamında düzenlenmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun işverenlerden primleri kolay ve zamanında tahsil edebilmesi için yasal düzenlemelerle getirilen prim teşviklerinden birisi de malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılanmasıdır. Kanun koyucu teşvikle, prim oranlarını doğrudan düşürmemiş, prim borcunun düzenli ödenmesi ve kayıt dışı sigortalı çalıştırılmaması koşuluyla teşvikten yararlanma esasını kabul etmiştir. Ayrıca bu madde kapsamında istihdamın artırılması, kayıt dışılığın önlenmesi ve düzenli prim ödemesi de teşvik edilmiştir.

İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ayrıca teşviklerden yararlanabilmek için Kurumca denetlenecek işverene, işyerine ve sigortalıya ait ayrı ayrı şartlar mevcuttur. Bu şartları denetleyecek olan ve denetleme sonucuna göre işverenlerin beş puanlık indirimden yararlanıp yararlanmayacağına karar verecek olan Kurum, 5510 sayılı Kanunun 79 uncu maddesine göre primleri tahsil etmekle yükümlü Sosyal Güvenlik Kurumudur. Sosyal Güvenlik Kurumu inceleme sonucu işverenin teşvikten yararlanamayacağına karar verdiğinde % 5 puanlık primi işverenden tahsil edecek aksi takdirde bu miktarı Hazineden yani genel bütçeden alacaktır.

Prim borcunun doğup doğmadığı hususu prim ödeme durumunda olan işveren ile SGK arasındaki ihtilaftır. Maliye Bakanlığının prim borcunun doğumu ve prim teşvikinden kimlerin yararlanacağı konusunda görevi yoktur. Aksi halde 5510 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen görevler Maliye Bakanlığı’nca yerine getirilmesi gerekecektir. İşverenlerin prim borçlarına ilişkin ihtilaflar ve prim teşvikini düzenleyen 81. maddenin (ı) bendi 5510 sayılı Kanunda düzenlenmiş olmakla birlikte, yine 101 inci maddede "…bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülmektedir." denilmektedir. 101. madde değerlendirildiğinde % 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma davalarının iş mahkemesinde görülmesi gerektiği aşikârdır.

Tüm bu açıklamalar ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde, ihtilaf davacı şirket almış olduğu ihale sonucu çalıştırdığı işçiler için % 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanması gerekli iken yararlandırılmamasının sonucunda bu miktarın davalı Kurumdan iadesinin istenip istenemeyeceği noktasındadır. Hal böyle olunca, davacı şirketin % 5 puanlık teşvik indirimden yararlanıp yararlanmayacağının belirlenmesi ve bu kapsamda ödemiş olduğu primlerin iadesini isterken davalı Kuruma husumet yöneltilmesi isabetli olduğu gibi söz konusu uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanundan kaynaklanması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun % 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma davasında taraf sıfatı bulunmaktadır.

Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında husumetin Sosyal Güvenlik Kurumuna yöneltilmesinin hatalı olduğu, ihtilafın Hazine ve davacı şirket arasından doğması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun taraf sıfatının bulunmadığı, somut olayda 5510 sayılı Kanundan kaynaklanan % 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma konusunda uyuşmazlık bulunmadığı gibi Kurum işleminin de olmadığı bu nedenle direnme kararının bozulması görüşü dile getirilmiş ise de bu görüş kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Hal böyle olunca mahkemenin davalı Kuruma husumet yöneltebileceğine ilişkin verdiği direnme kararı yerindedir.

Ne var ki, bozma nedenine göre işin esası Özel Dairece incelenmediğinden, davalı Kurum vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle direnme uygun olup; davalı Kurum vekilinin işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için, dosyanın YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 05.04.2017 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

kaynak:(www.corpus.com.tr)