Tazminatın İleride Yapılacak Estetik Ameliyat Ödemelerini De Kapsaması
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
Esas No : 2017/479
Karar No : 2019/5762
Karar Tarihi : 2019-12-03





Özet:

  • Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 
  • Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. 
  • Bu giderlere, zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. 
  • Bu bakımdan, davacının tedavi gideri istemi, yapılmış olan tedavilere ilişkin ödemeleri içerdiği gibi, ileride yapılacak estetik ameliyat ödemelerini de kapsamaktadır. 
  • Şu halde; mahkemece uzman hekimden rapor alınmak suretiyle davacı ...’ün yaralanmaya bağlı kolunda oluştuğunu ileri sürdüğü yara izi nedeniyle estetik müdahalenin gerekli olup olmadığı ve gerekli ise ne kadar masrafla karşılanabileceği hususları tespit edilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bu yönün incelenmemesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
 
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 20/08/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/07/2016 günlü kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davalılar ... Mühendislik Mimarlık İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 03/12/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalılardan ... ve diğerleri vekili Avukat ... geldiler, diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

Davacılar vekilinin davalılardan ... Mimarlık ve Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ...’a yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

Davacılar vekili davalılar ... Mimarlık ve Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.ve ...’a yönelik temyiz isteminden 01/12/2016 tarihli dilekçesiyle feragat ettiklerini bildirdiğinden, davacılar vekilinin bu davalılara yönelik temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar ... şirketi ile ...’nun ve davacıların davalılardan ...’a yönelik tüm, davacıların davalılardan yapı malikleri ... ve ... mirasçıları ..., ... ve ... (... dışındaki) ile diğer davalılar ... Ltd. Şti. ve ...’ya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

a)Davacıların davalılar ... ve ... mirasçıları ..., ..., ...’ye (... dışındaki) yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı ...’ün maddi ve manevi tazminat istemlerinin, davacılar ... ve ...’ün manevi tazminat istemlerinin davalılar ... Ltd. Şti, ... Ltd. Şti, ... ve ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... Şirketi ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar vekili; müvekkili ...’ün 21/08/2008 tarihinde kaldırımda yürüdüğü sırada davalılardan ... ve ...’nin maliki bulunduğu binanın altıncı ve en üst katından düşen pencere camının kolunu kesmesi nedeniyle ağır yaralandığını, yapı maliklerinin 6. katta bulunan dairelerinin dekorasyon işlerini davalılardan ... Ltd. Şti.'ne verdiğini, bu firmanın da kolon güçlendirme işlerini diğer davalı ... şirketine verdiğini, her iki firmanın şantiye sorumluları hakkında açılan ceza davasında cezalandırılmalarına karar verildiğini, davalılardan ... ve ...’nin yapı maliki, davalı şirketlerin tadilat işlerini yapan firmalar olmaları, davalılar ... ve ...’ın dairelerde yapılan işlere dair iş talimatlarını vermeleri, davalı ...’nun olay esnasında tadilata konu dairelerde çalışmakta olması nedeniyle sorumluluklarının bulunduğunu belirterek, davacı ... yönünden oluşan maddi ve manevi zararın ve diğer davacılar yönünden oluşan manevi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini isteminde bulunmuştur. Yargılama sırasında davalı ...’nin vefatı üzerine davacılar vekili mirasçı ... (...)’nin mirastan feragat sözleşmesi bulunduğunu belirterek, ... mirasçıları ..., ... ve ...’nin davaya dahil edilmesini istemiş, diğer mirasçı ...’nin ise halihazırda davalı konumunda olduğunu beyan etmiştir.

Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkemece, benimsenen 30/03/2015 tarihli kusur raporu uyarınca, kusurları bulunmaması nedeniyle davalı yapı malikleri ..., ... mirasçıları ve ... şirketinin yetkilisi, ortağı ve genel müdürü olan davalı ... yönünden davanın esastan reddine, olayda kusurlu bulunan davalılar ... şirketi, ... şirketi, ... ve ... yönünden davacı ...’ün maddi ve manevi tazminat istemlerinin ve davacılar ... ve ...’ün manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 58. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69.) maddesi ile “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Yapı eserinin maliki, bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, bir yapı eserinde herhangi bir yapım bozukluğu olmasa bile, ek güvenlik ve koruma tertibatının bulunmaması, yine de bir bakım eksikliği sayılır. Yapı sahibinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamaktadır. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir.

Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.

Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Ayrıca bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu kusur aranmayan bir sorumluluk olduğu için, malikin kusursuzluğunu ispat ile sorumluluktan kurtulması mümkün olmadığı gibi, varsa kusurunun derecesi de tazminatın belirlenmesinde önem taşımaz. Fakat, bina malikinin zararın meydana gelmesinde kusuru var örneğin bina ile hiç ilgilenmemiş ise, tazminatın indirilmesini gerektiren sebepler bulunsa bile, fazladan (munzam) kusur bu indirime engel olabilir. Keza zarardan sorumlu olan başka kişiler de varsa, fazladan kusur rücuda da rol oynayabilir.

Davaya konu olayda; davacılardan ...’ün kaldırımda yürürken, davalı yapı maliklerine ait apartmanın 6. katından düşen pencere camının koluna çarpması sonucu yaralandığı anlaşılmakla, malik olan davalılar, davacının zararından 818 sayılı BK’nun 58. maddesi (6098 sayılı TBK’nun 69. maddesi) gereğince kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca sorumludurlar. Mahkemece, bu yön gözetilmeyerek, yazılı gerekçe ile davalı yapı malikleri yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

b)Davacıların davalılar ... Ltd. Şti. ve ...’ya yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;

Davacılardan ..., maddi tazminat kapsamında yaralanma nedeniyle kolundaki yara izi için yapacağı estetik tedavi giderlerine ilişkin zararını da talep etmiş, mahkemece davacının bu talebi hakkında değerlendirme yapılmamış, olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.

Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali, olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 46/1. maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir.” Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere, zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan, davacının tedavi gideri istemi, yapılmış olan tedavilere ilişkin ödemeleri içerdiği gibi, ileride yapılacak estetik ameliyat ödemelerini de kapsamaktadır.

Şu halde; mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek, uzman hekimden rapor alınmak suretiyle davacı ...’ün yaralanmaya bağlı kolunda oluştuğunu ileri sürdüğü yara izi nedeniyle estetik müdahalenin gerekli olup olmadığı ve gerekli ise ne kadar masrafla karşılanabileceği hususları tespit edilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bu yönün incelenmemesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (3/a-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davalılar ... Ltd. Şti. ve ...’nun tüm, davacıların davalılardan ...’a yönelik tüm, davacıların davalılardan yapı malikleri ... ve ... mirasçıları ..., ..., ...’ye (... dışındaki) ve davalılar ... Ltd. Şti. ve ...’ya yönelik diğer temyiz itirazlarının (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, davacıların davalılardan ... Mimarlık Şirketi ve ...’a yönelik temyiz isteminin ilk bentte belirtilen nedenle reddine ve davacılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalı ..., ... ve ... Mimarlık ve Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.'nden gayri davalılara yükletilmesine, davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

kaynak: (www.corpus.com.tr)