Suriye Vatandaşının Evlilik Nedeniyle Türk Vatandaşlığına Geçme Başvurusu Yapması
Danıştay İdari Dava Daireleri
Esas No : 2015/4972
Karar No : 2018/23
Karar Tarihi : 2018-01-17





Özet:

  • Davacının, Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek iki çocukları bulunduğu, bu evliliğe ait ortak meskenleri olduğu, evlilikten doğan sorumluluğun eşler arasında paylaşıldığı, eşlerin birbirlerini anlayacak kadar Türkçe bildiklerinin tespit edildiği, mülakat sonucunda oluşan kanaatin olumlu olarak değerlendirilmesi neticesinde, davacının aranan şartları taşıdığı sonucuna varıldığı,
  • İdarece yapılan soruşturma sonucu ise davacının eşinin Ağır Ceza Mahkemesinde "uyuşturucu madde ticareti" suçu isnadıyla yargılandığı ve hapis ile adli para cezasına mahkum edildiği, halen M Tipi Cezaevinde tutukluluk halinin devam ettiğinin tespit edildiği, bu nedenle de davacının vatandaşlık başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmış olup,
  • Türk vatandaşlığına kabul etme konusunun Devletin hükümranlık yetkisine ilişkin olduğu gözetildiğinde, davalı idarece takdir yetkisi çerçevesinde davacı ve eşi hakkındaki kayıtların değerlendirilmesi sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; Suriye vatandaşı olan davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi hükümlerine göre evlenme yoluyla Türk vatandaşlığı kazanmak için yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin 28/05/2010 günlü, 94008 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Ankara 5. İdare Mahkemesi'nin 26/05/2011 günlü, E:2010/1609, K:2011/692 sayılı kararıyla; davacının, 05/07/2004 tarihinde bir Türk vatandaşı ile evlendiği ve bu evlilikten 2005 ve 2007 tarihlerinde iki çocuğu olduğu, evliliğinin devam ettiği, davacının Türk vatandaşlığını evlenme yoluyla kazanmak için davalı idareye başvurduğu, 09/09/2009 tarihinde Vatandaşlık İnceleme Komisyonu tarafından davacının kendisi ile eşinin mülakata tabi tutulduğu, yapılan mülakat sonucu davacının vatandaşlığı kazanmasına engel bulunmadığının belirlendiği, davalı idarece yapılan soruşturma sonucu davacının eşinin Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı ve 6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edildiği, halen Van M Tipi Cezaevinde tutukluluk halinin devam ettiğinin tespit edildiği, davalı idarece davacının eşinin mahkumiyeti gerekçesiyle davacının vatandaşlık başvurusunun redddedildiği, 5901 sayılı Yasa'da evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması için başvuru sahiplerinin taşıması gereken şartların belirlendiği, Türk vatandaşı olan diğer eşin de bu şartları taşımasının değerlendirme kriteri olarak belirlenemeyeceği de açık olduğundan, davalı idarenin başvuru şartlarıyla ilgili hükümleri Türk vatandaşı olan eşi de kapsayacak şekilde genişleterek tesis ettiği dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Anılan karar, Danıştay Onuncu Dairesi'nin 16/02/2015 günlü, E:2011/10326, K:2015/493 sayılı kararıyla; vatandaşlığın kazanılması için başvuru sahiplerinin taşıması gereken şartların sadece başvuru sahiplerinde bulunması gerektiği, Türk vatandaşı olan diğer eşin de bu şartları taşımasının değerlendirme kriteri olarak belirlenemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmişse de, mevzuatta öngörülen başvuru koşullarının sadece başvuran yabancı açısından değil her iki eşi de kapsayacak şekilde irdelenmesi gerekliliği vatandaşlık konusunda Devletin hükümranlık hakkının bir sonucu olduğu, davalı idarece konunun incelenmesi sonucunda 5901 sayılı Yasa'nın tanıdığı yetki çerçevesinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare, Ankara 5. İdare Mahkemesinin 25/06/2015 günlü, E:2015/1671, K:2015/1130 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılması" başlıklı 10. maddesinde; "Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.", "Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması" başlıklı 16. maddesinde, "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;

a) Aile birliği içinde yaşama,

b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,

c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,

şartları aranır." hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Suriye vatandaşı olan davacının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına geçme istemiyle yaptığı başvuru neticesinde Vatandaşlık Başvuru İnceleme Komisyonunca 09/09/2009 tarihinde davacı ve tutuklu bulunan Türk vatandaşı eşi ile gerçekleştirilen mülakat sonucu, davacının, 05/07/2004 tarihinden beri Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek 2 çocukları bulunduğu, bu evliliğe ait ortak meskenleri olduğu, evlilikten doğan sorumluluğun eşler arasında paylaşıldığı, eşlerin birbirlerini anlayacak kadar Türkçe bildiklerinin tespit edildiği, mülakat sonucunda oluşan kanaatin olumlu olarak değerlendirilmesi neticesinde, davacının 5901 sayılı Yasa'nın 16. maddesinde aranan şartları taşıdığı sonucuna varıldığı, davalı idarece yapılan soruşturma sonucu ise davacının eşinin Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinde "uyuşturucu madde ticareti" suçu isnadıyla yargılandığı ve anılan Mahkemenin 17/02/2010 günlü, E:2009/55, K:2010/30 sayılı kararıyla, 6 yıl 8 ay hapis ile 5.000 TL adli para cezasına mahkum edildiği, halen Van M Tipi Cezaevinde tutukluluk halinin devam ettiğinin tespit edildiği, bu nedenle de davacının vatandaşlık başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, Türk vatandaşlığına kabul etme konusunun Devletin hükümranlık yetkisine ilişkin olduğu gözetildiğinde, davalı idarece takdir yetkisi çerçevesinde davacı ve eşi hakkındaki kayıtların değerlendirilmesi sonucu 5901 sayılı Yasa'nın idareye takdir yetkisi veren 10. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, Ankara 5. İdare Mahkemesi'nce verilen 25/06/2015 günlü, E:2015/1671, K:2015/1130 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Ankara 5. İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.