Sigorta Şirketinin Temerrüde Düştüğü An Hakkında
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/2242
Karar No : 2020/1355
Karar Tarihi : 2020-10-20





 

MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2019 tarih ve 2017/490 Esas, 2019/621 Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kızı olan ..... .....'nin dava dışı ..... .....'ın sevk ve idaresinde olan ..... .....'a ait olan davalı kurumun 380395 numaralı ZMMS poliçesinde olan 80GZ187 plakalı aracın altında kalarak vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kalmalarına ilişkin davalı kuruma 02/03/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından 10.000,00TL tazminat ödemesi teklif edildiğini ancak davacıların teklifi kabul etmediğini, bu nedenlerle haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 15/11/2015 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı kurumun sigorta poliçe limitleri sınırını aşmamak üzere cenaze ve defin giderlere ilişkin olarak 1.000,00TL, davacı ..... ..... için şimdilik 1.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı ..... ..... için şimdilik 1.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı ..... ..... için 123.982,10-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı ..... ..... için 166.017,90-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın cenaze giderlerine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; mahkeme hükmünün faizlerin başlangıç tarihinin davalı şirketi başvuru tarihi olan 02/03/2017 tarihinden itibaren başlatılması gerekçesi ile kaldırılarak yeniden bir hüküm kurmak gerektiği için yerel mahkeme kararının bu hususta kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.

Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili; bilirkişi tarafından hazırlanan raporda hesaplama TRH 2010 ölüm tablosuna göre ve %10 iskonto faizi kullanılarak yapıldığını, destek alacaklarının yaşam olasılıklarının ise hesaplamaya dahil edilmediğini, bu yöntemin hatalı olup hesaplamanın TRH 2010 ölüm tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak yapılması gerektiğini, ayrıca destek alacaklarının yaşam olasılıklarının hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda destek paylarının anne ve baba için hatalı olup raporda müteveffanın 22 yaşında gelir elde etmeye başlayacağı varsayımı altında anne ve baba için ayrı ayrı %5 oranında yetiştirme masrafı hesaplanması gerektiğini, dosyasının konusunda uzman, Hazine lisanslı başka bir aktüer bilirkişiye gönderilerek rapor düzenlenmesi gerekirken itirazlarının değerlendirilmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu açılan destekten yoksun kalma tazminatına yöneliktir.

Mahkemece destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne, cenaze giderlerine yönelik talebin reddine karar verilmiş olup karar davacılar vekili tarafından sigortaya başvuru olduğu ve faizin başvuru tarihinden itibaren uygulanması gerektiği, davalı yönünden ise hesap raporunun hatalı olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.

Faizin başlangıç tarihine yönelik yapılan istinaf incelemesinde;

Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.

Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Sigorta şirketinin ise poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.

Mahkemece davalı sigorta şirketinden hasar dosyası varsa getirtilmeden, davalının temerrüde düşüp düşmediği, düşmüşse ne zaman düştüğü araştırılmadan karar verilmesi hatalı olup davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin istinaf sebebi yönünden yapılan incelemede;

Trafik kazasının 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlüğe girdikten sonra 15/11/2015 tarihinde meydan geldiği dikkate alındığında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları A.5/ç ve Ek Cetvel 2/3 ve 4 maddelerine göre davacıların destek zararının hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosunun ve 1,8 teknik faizin (iskonto oranının) esas alınması gerekmektedir.

O halde TRH 2010 Yaşam Tablosunun ve %10 iskonto yapılarak hazırlanan 15/08/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre karar verilmesi hatalı olup davalı vekilinin yapılan hesaplamaya göre karar verilmesine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.

Anayasa Mahkemesi'nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas 2019/40 sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu'nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, " ....Trafik Sigortası Genel Şartları ...." ifadelerini iptal ettiği anlaşılmakta olup bu iptal kararının somut davada uygulanabilirliğinin tespiti gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararları geçmişe etkili değildir. Söz konusu bu kural, 1982 Anayasası'nın 153. maddesinin 5. fıkrasında; "İptal kararları geriye yürümez." şeklinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla, verilen iptal kararının, tamamlanmış hukuki durum ya da olaylara etkili olacak şekilde geçmişe dönük olarak uygulanması mümkün değildir.

HMK'nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;

İlk Derece Mahkemesince davalının temerrüde düştüğü tarih belirlenmeden başvuru tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ve dava, olay ve poliçe tarihinde yürürlükte bulunan Genel Şartlara göre TRH ve 1,8 teknik faiz esas alınarak aktüerya raporu alınması gerekirken eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle HMK' nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı taraf vekillerinin istinaf taleplerinin, HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2019 tarih ve 2017/490 Esas, 2019/621 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

3-Taraflar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,

4-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,

5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

6-HMK'nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.20.10.2020