Sebepsiz Zenginleşme İddiasından Kaynaklanan Alacak İstemi
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/54
Karar No : 2020/942
Karar Tarihi : 2020-09-24





TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Küçükbakkalköy Şubesi nezdinde davalı firma adına açılan ... nolu hesaba 30.03.2017 tarihinde 102.365,00 TL yatırılması gerekirken ilgili personel tarafından işleme ait fişin üzerine 2.000-TL yerine sehven 20.000-TL yazılması neticesinde ilgili müşteri hesabına 120.365,00.TL yatırıldığını, gün sonu kasa sayımı sırasında 18.000,00 TL eksik olduğunun tespit edilmesi üzerine, davalılara söz konusu tutarın iadesi hususunda Kartal ... Noterliği' nin 07.04.2017 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, fakat taraflarına bir ödeme yapılmadığını belirterek, davalılara fazla ödenen 18.000,00 TL asıl alacağın temerrüt tarihinden itibaren işlemiş (yıllık %39 faiz), faizin % 5 BSMV' si birlikte toplam alacağın, dava tarihinden itibaren %39 temerrüt faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: firmanın imza yetkilisi ...'nin 30.03.2017 tarihinde davacı bankanın İstanbul/Soğanlık şubesinde bulunan hesaba para yatırmak üzere bankaya gittiğini ve o günün hasılatı olan 120.365-TL'yi şirket hesabına yatırdığını, işlemin banka çalışanı tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkilinin yatırmak istediği bedelin bankaya ait para sayma makinesinden geçirildiğini, banka çalışanınca teyit edilerek teslim alındığını, 18.365,00 TL'nin müvekkili tarafından banka çalışanına önden takdim edildiğini ve görevlinin bu miktarı para makinesinde saydırarak ayrı bir kağıda not aldığını, bu işlemden sonra geri kalan miktar olan 102.000,00 TL'nin görevliye yine aynı şekilde teslim edildiğini, tutar makinede saydırıldıktan sonra dekontun üstüne görevli tarafından not alındığını, yapılan işlemlerin tümünün para sayma makinesinde gerçekleştiğini, bu yüzden makinenin slibi incelendiğinde de miktarların ortaya çıkacağını, müvekkili firmanın anılan tutarı banka hesabına yatırdığını ve bununla ilgili kendisine dekont verildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/09/2018 tarih ve 2017/582 Esas - 2018/930 Karar sayılı kararı ile; " ... toplanan deliller, işleme ait dekont, kasa açığına ilişkin dekont, küpür raporu, gişe para teslim tesellüm bordroları, ihtarnameler, kamera kayıtlarına ilişkin CD, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı ...'nin yetkilisi olduğu şirket hesabına 30/03/2017 tarihinde para yatırmak üzere davacı bankanın Soğanlık/İstanbul Şubesi nezdinde işlem yaptırdığı, işlem sonunda davalı şirket hesabına 120.365,00 TL yatırıldığına ilişkin dekont düzenlendiği, para yatırma işlemi sonucu düzenlenen dekonta yazılan şerhe göre 2x10x100=20.000,00 TL şeklindeki matematiksel işlemde hata olduğu, işlem sonucunun esasen 2.000,00 TL olması gerektiği, ancak matematiksel işlem hatasının çarpan/çarpılan bölümünde ya da eşitliğin sonuç bölümünde olup olmadığının tespitinin gerektiği, işlem anına ilişkin olan ve bilirkişi tarafından tespit edilen kamera kayıtlarına göre davalı şirket yetkilisinin hesaba yatırmak için getirdiği banknotlarda iki deste 10 TL'lik paranın bulunduğu, her destede 100 adet onluk para bulunduğu nazara alındığında davalı şirket yetkilisinin şirket hesabına yatırmak için bankaya getirdiği 10 TL'lik paraların toplamı 2.000,00 TL olduğu, buna göre makbuzdaki işlem hatasının sonuç bölümünde meydana geldiği, makbuza yazılan "2x10x100" şeklindeki tespitte herhangi bir hata bulunmadığı, davalı şirket yetkilisince her biri 100' er adetten oluşan 4 adet 100 TL'lik deste, 6 adet 50 TL'lik deste, 6 adet 20 TL'lik deste ve 2 adet 10 TL'lik deste olmak üzere toplam 84.000,00 TL ile ayrıca karışık para tutarlarında oluşan ve küpür raporuyla tespit edilen 18.365,00 TL'nin bankaya getirildiği ve bu miktarlar ile işlem yapıldığı, işlem tutarının 102.365,00 TL olduğu, bu nedenle davalı şirket hesabına fazladan 18.000,00 TL'nin para yatırıldığı zannıyla işlendiği, bu miktarda davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği ve 18.000,00 TL'nin davalı şirket tarafından davacı bankaya iadesinin gerektiği, ancak işlem banka personelinin hesap hatasından kaynaklandığından temerrütün oluşabilmesi için ihtarın gerekli olduğu, her ne kadar davalı tarafa ihtar çekilmiş ise de ihtarın tebliğ tarihinin belirsiz olduğu bu nedenle iadesi gereken alacağın dava tarihinden itibaren her iki tarafın tacir olması nedeniyle ticari faiz uygulanması gerektiği, davalı ...'nin para yatırma işlemini şirket yetkilisi olarak şirket adına gerçekleştirmesi ve işlem hatasını banka personelinden kaynaklı olması nedeniyle bu davalı yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne ... " karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; " 1-Davanın Davalı ... yönünden REDDİNE, Davalı şirket yönünden KABULÜNE, 2-Dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 18.000,00 TL'nin davalı ..... San. ve Tic. Ltd. Şti.' den alınarak davacıya verilmesine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı ....san.ve Tic.Ltd.Şti.' ni temsilen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ..... San.ve Tic. Ltd. Şti.' ni temsilen vekili istinaf dilekçesi ile, Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, yapılan işlemlerin tümünün para sayma makinesinde gerçekleştirildiğini, ancak para sayma makinesinin slibinin dava sürecinde bilirkişiden incelenmesi istenilmesine rağmen bir türlü ortaya çıkartılamadığını, makinenin slibi incelendiğinde miktarların ortaya çıkacağını, kaldı ki davacı tarafın iddiaları doğru olsa idi bu rakamın 102.365,00 TL çıkması gerektiğini, bu sebeplerle dekont üzerinde yazılan yazıların gerçeği yansıttığının kendileri için mümkün olmadığını, 02.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda olay günü gösterilen kamera kayıtlarının incelenmesi ile yatırılan miktarın 102.365,00 TL olarak tespit edildiğinin belirtildiğini, mevcut kamera kayıtları kendilerine de iletilmiş olup, izlenildiğinde görüntülerden de anlaşılacağı üzere miktarın ne kadar olduğunun hiçbir şekilde tespit edilemediğini, kamera uzaktan çekim yaptığı için söz konusu miktarların tespitinin mümkün olmadığını, dolayısı ile raporda belirtilen 102.365,00 TL' nin kamera kayıtlarından tespit edilmesinin mümkün olmayacağını, ancak para sayma makinesinin slip kısmı incelendiğinde ortaya çıkacağını, bu durumda bilirkişiden beklentilerinin, kamera kayıtlarına dayalı bir inceleme değil, para sayma makinesinin teknik açıdan incelenip, makinaya o süre zarfında ne kadar tutar girişi yapıldığının tespit edilmesi neticesinde belirlenecek olan bir inceleme olduğunu, Yerel mahkemece bilirkişi raporuna itiraz ve farklı bir bilirkişi heyetine dosyanın tevdii edilmesi taleplerinin red edildiğini, dosyanın farklı bir bilirkişi heyeti tarafından incelenmesi talepleri olduğunu, Ayrıca olay 30.03.2017 Cuma günü gerçekleşmesine rağmen, davacı banka tarafından yetkili birimlere ve müfettişe Pazartesi günü konunun aksettirildiğini, yani gerekli inceleme için başvuru zamanının davacı banka tarafından geciktirildiğini, Ayrıca müvekkilinin, para yatırdığı esnada farklı bir banka çalışanı tarafından bir kısım para destelerinin para sayma makinesinden alındığının davalı müvekkil tarafından gözlemlediğini, bu yüzden kamera kayıtlarının detaylı olarak incelemezi gerektiğini belirterek, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2017/582 Esas - 2018/930 Karar sayılı 20.09.2018 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘Kaldırılarak’ ve yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK' nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re'sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı banka vekili, davalı şirketin müvekkili banka nezdinde bulunan kendi hesabına para yatırılır iken banka çalışanının hesap hatası yapması neticesinde davalı şirket hesabına 18.000,00 TL fazla para yatırıldığını, bu durumun gün sonu hesabında tespit edilmesi üzerine davalılara, fazladan yatırılan paranın iade edilmesi talepli ihtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafça iade edilmediğini belirterek, davalı şirket hesabına hataen yatırılan paranın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı şirket yönünden açılan davanın kabulüne, davalı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı şirket vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı ...'nin yetkilisi olduğu şirketin davalı banka nezdindeki hesabına 30/03/2017 tarihinde 120.365,00 TL yatırıldığına ilişkin dekont düzenlenmiş ise de; Para yatırma işlemi sonucu düzenlenen dekont üzerine, yatırılan diğer paralarla birlikte 2x10x100=20.000,00 TL yazıldığı, bu işlem sonucu 2.000,00 TL olması gerekirken yine dekont üzerinde toplam yatırılan miktar belirlenirken bunun matematiksel hata yapılarak 20.000,00 TL olarak toplama işlemine katıldığı görüldüğü gibi, Banka kamera kayıtları incelenerek tanzim edilen bilirkişi raporunda; davalı şirket yetkilisinin hesaba yatırmak için getirdiği banknotlarda iki deste 10 TL'lik paranın bulunduğu, her destede 100 adet onluk para bulunduğu nazara alındığında davalı şirket yetkilisinin şirket hesabına yatırmak için bankaya getirdiği 10 TL'lik paraların toplamı 2.000,00 TL olduğu, buna göre makbuzdaki işlem hatasının sonuç bölümünde meydana geldiği, makbuza yazılan "2x10x100" şeklindeki tespitte herhangi bir hata bulunmadığı, davalı şirket yetkilisince her biri 100' er adetten oluşan 4 adet 100 TL'lik deste, 6 adet 50 TL' lik deste, 6 adet 20 TL'lik deste ve 2 adet 10 TL'lik deste olmak üzere toplam 84.000,00 TL ile ayrıca karışık para tutarlarında oluşan ve küpür raporuyla tespit edilen 18.365,00 TL' nin bankaya getirildiği ve bu miktarlar ile işlem yapıldığı, işlem tutarının 102.365,00 TL olması gerekirken hesaba 120.365,00 TL alacak kaydedilmesi ile davalı şirket hesabına fazladan 18.000,00 TL para yatırıldığının tespit edildiğinin belirtildiği, Bu hali ile, davalı şirketin 18.000,00 TL davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği hususu, dekont, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ispatlanmış olup yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasının yargılamaya bir katkı sağlamayacağı, davacı şirket yetkilisinin, para yatırdığı esnada farklı bir banka çalışanı tarafından bir kısım para destelerinin para sayma makinesinden alındığını gözlemlediği iddiasının ilk kez istinaf aşamasında ileri sürülmesi nedeniyle incelenemeyeceği, cuma akşamı olan olayın pazartesi bildirilmesinin olayın akışına bir etkisi bulunmadığı gibi bunun ne şekilde davalı aleyhine sonuç doğurduğunun da açıklanmadığı görülmekle, mahkemece verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı .... San.ve Tic. Ltd. Şti.'nin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.229,58 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı şirket tarafından peşin olarak yatırılan 308,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 921,58 TL' nin davalı .... San.ve Tic. Ltd. Şti.' den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı şirket üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24.09.2020 tarihinde HMK' nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.