Satış İlanının Borçluya Tebliği - Makul Süre
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/5488
Karar No : 2019/7408
Karar Tarihi : 2019-05-02





Özet:

  • Satış ilanının, borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliği gerekmektedir.
  • Somut olayda; borçlu vekiline satış ilanının 29.09.2017 Cuma günü tebliğ edildiği, şikayete konu ihalenin ise 02.10.2017 Pazartesi günü yapıldığı görülmüştür.
  • Buna göre satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle ihale günü arasında makul bir süre olmadığından, borçlunun satış hazırlığı işlemlerine karşı şikayet hakkını kullanması ve satışa katılımı arttıracak çalışmalarda bulunması engellenmiş olup satış ilanının ihaleden önce usulüne uygun olarak tebliği koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemez. Bu durumda ilk derece mahkemesinin davanın kabulü ile ihalenin feshine yönelik kararı yerindedir.

 

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu vekili, satış ilanlarının taraflarına yasal sürelere uygun olarak tebliğ edilmediğini, satış ilanının 1. arttırma tarihinden 1 iş günü önce tebliğ edilmesi nedeniyle satış ilanına karşı yasal haklarını kullanamadıklarını belirterek, 02.10.2017 tarihli taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İstanbul Anadolu 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 31.01.2018 tarih, 2017/717 E.- 2018/117 K. sayılı kararı ile; satış ilanının bir örneğinin borçluya şikayet haklarını kullanabilmelerine imkanı verecek süreden önce tebliğinin gerektiği, borçluya 02.10.2017 tarihinde pazartesi sabah yapılan ihaleden bir iş günü önce cuma günü 29.09.2017 tarihinde satış ilanının tebliğ edildiği, satış hazırlığı işlemlerine karşı şikayet hakkını kullanması ve yine ayrıca satışa katılım arttıracak daha çok müşteri bulmasını sağlayacak çalışmalarda bulunmasının engellenmiş olduğu, satış ilanının satıştan makul bir süre öncesinde borçlu vekiline tebliğ yapılmadığı, borçluya satış ilanının makul bir süre öncesinde tebliğ edilmemiş olmasının başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği, alacaklı vekili tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 23.11.2018 tarih 2018/1150 E.- 2648 K. sayılı kararı ile istinaf istemi kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ortadan kaldırılarak davanın reddine ve borçlunun ihale bedelinin % 10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir.

Satış ilanının, borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliği gerekmektedir. Somut olayda; borçlu vekiline satış ilanının 29.09.2017 Cuma günü tebliğ edildiği, şikayete konu ihalenin ise 02.10.2017 Pazartesi günü yapıldığı görülmüştür. Buna göre satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle ihale günü arasında makul bir süre olmadığından, borçlunun satış hazırlığı işlemlerine karşı şikayet hakkını kullanması ve satışa katılımı arttıracak çalışmalarda bulunması engellenmiş olup satış ilanının ihaleden önce usulüne uygun olarak tebliği koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemez. Bu durumda ilk derece mahkemesinin davanın kabulü ile ihalenin feshine yönelik kararı yerindedir.

Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davalı alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarını kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 23.11.2018 tarih 2018/1150 E.- 2648 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.