Projeden Satışlarda Konutun Tamamlanmaması Nedeniyle Tazminat İsteminde Bankanın Sorumluluğunun Bulunması İçin Bağlı Kredi Olması Gerekir
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2020/4771
Karar No : 2020/4255
Karar Tarihi : 2020-09-16





Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, davalı ... İnşaat şirketinin gerçekleştirdiği... konut projesinden bir bağımsız bölüm satın aldığını, diğer davalı bankadan da bu nedenle konut kredisi kullandığını, sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslimin gerçekleşmediğini ve davalı şirketin inşaatın yapımını durdurduğunu ileri sürerek satın aldığı bağımsız bölüme yapılacak masraflar için şimdilik 30.000 TL, ortak mahaller için şimdilik 8.000,00 TL, sözleşmesel tazminat olarak şimdilik 2.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek en yüksek mevduat faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

Davalı banka, kredinin bağlı kredi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 56.238 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm davalı Banka tarafından temyiz edilmişir.

Davacı, davalı müteahhit şirketten aldığı bağımsız bölümün tamamlanmaması nedeniyle gereken imalat bedeli ve sözleşmesel tazminatın tahsilini istemiş, davalı banka ise kredinin bağlı kredi olmadığı ve sorumluluğunun olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davanın her iki davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının konut satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir.

Davacı ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinde satın alınacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismi de belirtilmemiştir. Konut satış sözleşmesi ve broşürlerde de davalı bankanın adı hiç geçmemiştir. Öyle olunca, bankanın davacıya kullandırdığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilerek davalı banka hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.