Kiralanan Yerin İadesi - İspat Külfeti
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2017/16346
Karar No : 2019/6715
Karar Tarihi : 2019-09-16





Özet:

  • Kiracı, kira sözleşmesinin bitiminde kira sözleşmesi dolasıyla almış olduğu kiralanan yeri geri vermekle yükümlüdür.
  • Bu konuda ispat yükümlülüğü kiracıya aittir. Kira sözleşmesinde özel hükümler bulunuyorsa kiracı bu kurallara uygun şekilde kiralanan yeri geri verdiğini ispatlamalıdır.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davacı şirketin asansör işi ile uğraştığını, diğer davacı ...'in ise şirket çalışanı olduğunu, davalı ile aralarında uzun süreli ticari ilişkinin bulunduğunu ve iskele kiralama işinin yapıldığını; davalı ile aralarında düzenlenen 13/02/2008 tarihli sözleşme gereğince çelik iskele kiralandığını ve sözleşme imzalanırken dava konusu teminat senedinin davalı şirkete verildiğini; davalı tarafından bahse konu senedin hiçbir şekilde takibe konulmayacağı, iskelenin teslimi sırasında iade edileceğinin taahhüt edildiğini, iskelenin davalıya teslim edilmesine ve sözleşmeden kaynaklı edimlerin yerine getirilmesine rağmen, senedin iade edilmeyerek davalı tarafından icra takibine konulduğunu ileri sürerek; senedin iptali ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı; davalı şirketin inşaat alanında çelik iskele imalatı ve kiralaması işi yaptığını; davacı şirket tarafından sözleşmeye konu çelik iskelenin kiralandığını, sözleşme uyarınca iskele ve aksamlarının davacı şirkete teslim edildiğini, kira bedellerinin tüm ısrarlara rağmen ödenmediği gibi kiralananın da teslim edilmediğini; bu nedenle, aylık kira bedelinin işlemeye devam ettiğini, dava konusu senedin haklı olarak icra takibine konulduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; dava konusu senedin kira bedeline mahsuben değil kiralanan iskelenin teminatı olarak davalıya verildiği; davalı şirket tarafından düzenlenen 09/07/2008 ve 15/09/2008 tarihli faturalar ile eksik ve hasarlı malzeme bedelinin davacı kiracıdan talep edildiği, karine gereği kiralama konusu iskelelerin davalıya teslim edilmiş olduğunun kabulü gerektiği; davacının ödemesi gereken kira bedeli ile iskele hasar bedeli toplamının ise 19.059,28 TL olduğu, işbu miktarın takip tarihi öncesi davalıya ödenmiş olması karşısında senedin davacıya iadesinin gerektiği; senedin haksız ve kötüniyetli olarak takibe konu edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacıların İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün ( Eski Beyoğlu 2. ) 2008/22952 E. Sayılı takip dosyasına konu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, bononun yapılan ödeme ile bedelsiz hale gelmiş olduğunun tespitine, icra takibinin iptaline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; kambiyo senedi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.

1-) Türk Borçlar Kanunu'nun "Kiralananın geri verilmesi" başlığı altında düzenlenen 334. maddesinde; "Kiracı kiralananı ne durumda teslim almışsa, kira sözleşmesinin bitiminde o durumda geri vermekle yükümlüdür." şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Kira sözleşmesinde kiracının en önemli borçlarından biri kiralananı geri verme borcudur. Kiracı, kira sözleşmesinin bitiminde kira sözleşmesi dolayısıyla teslim almış olduğu kiralananı geri vermekle yükümlüdür. Kiracı, kiralananı geri verme borcunu, taraflar arasında anlaşıldığı biçimde; taraflar arasında anlaşma yoksa kiralananı kiraya verene fiili olarak teslim ederek gerçekleştirmelidir. Kiracı, kiralananı kiraya verene teslim ettiğini ispatla yükümlüdür.

Somut olayda; taraflar arasında 13/02/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin varlığı ve dava konusu 13/02/2008 düzenleme tarihli, 13.593,00 TL bedelli senedin, kira sözleşmenin teminatı olarak verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; kiralanan "1440 metrekarelik çelik iskelenin" kiraya verene teslim edilip edilmediğine ilişkindir. Kira sözleşmesinin 7. maddesi ile;" Sözleşme konusu malzeme kiralayanın deposundan kiracıya teslim edilir. Kira süresinin sonunda kiracıyı temsil yetkisine sahip bir kişi, sözleşme konusu malzemeyi kiralayan şirketin deposuna teslim tutanağı mukabilinde teslim eder. Kiracı, kiraladığı malzemeyi iade sevk irsaliyesi keserek teslim edecektir. Aksi takdirde doğabilecek her türlü zarar ve vergi cezalarından kiracı sorumludur." şeklinde kiralananın teslim yeri ve şekli kararlaştırılmıştır. Davacı kiracı, kiralananın davalıya teslim edildiğini iddia etmiş; davalı kiraya veren ise kiralananın teslim edilmediğini savunmuştur. İspat yükü kendisinde olan davacı, teslim borcunu yerine getirdiğini, iddiasını sözleşmeye uygun yazılı delille ispat edememiştir. Her ne kadar, mahkemece; davalı şirket tarafından düzenlenen faturalardaki "eksik ve hasarlı malzeme bedeli" şeklindeki açıklamanın, kiralananın teslim edildiğine karine olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş olsa da , taraflar arasında davaya konu kiralanan çelik iskele dışında, bir başka boyutta çelik iskele ve aksamlarının da davacıya kiraya verildiği, davacı şirketin de ikrarıyla sabit olduğu üzere aralarında dava konusu sözleşme ilişkisi dışında uzun süreli ticari ilişkinin var olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, tarafların hür iradeleri ile kararlaştırdıkları sözleşme şartlarının geçerli olduğu, tarafları bağlayacağı, kiralananın teslim koşulunun sözleşmeyle kararlaştırıldığı, ispat yükünün davacı kiracıda olduğu, davacıların iddiasını ispat edemediği, dava konusu senedin de teminat senedi olarak düzenlendiği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.