Kiralana Yerin Erken Tahliyesi - Delil Tespiti
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2017/1640
Karar No : 2017/1870
Karar Tarihi : 2017-02-22





Özet:

  • Kira sözleşmesi yenilendikten sonra sözleşme süresi dolmadan kiralanan yeri terk eden kiracı kiralanan yerin tekrar kira alınabileceği makul süreyi kapsayan kira borcundan sorumludur. Bu borcun miktarı uzman bilirkişilerden alınacak raporla tespit edilmelidir.
  • Delil tespiti dosyası asıl dava dosyasının eki sayıldığından delil tespiti giderleri asıl dava dosyasının yargılama giderlerine dahildir.

 

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 01.10.2009 tarihli sözleşme gereği kiracısı olduğunu, sözleşmenin her yıl 1 Ekim tarihinde yenilendiğini, davalının buna rağmen Ocak 2015 tarihinde evi tahliye ettiğini, ayrıca taşınmazın hasarlı ve eksik teslim edildiğini, ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/46 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespite göre 4.614,00 TL noksanlık ve hasar bulunduğunu, ayrıca tespit nedeniyle 648,00 TL masraf yaptığını, evin boş kaldığı Şubat 2015 ayının kirası ve aidatı olarak 1.100,00 TL, Mart 2015 ayının kirası ve aidatı 1.100,00 TL olmak üzere toplam 2.200,00 TL kira alacaklarının olduğunu, toplam 7.362,80 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın tahliye edileceğini süresinde kiraya verene bildirdiğini, ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/46 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit raporunun taraflar arasında yapılan sözleşmeye uygun olmadığını, sözleşmede kiralanan daire boşaltılırken boya veya sistire yapılacağına dair bir madde bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; davalı kiracı tarafından erken tahliye edilen mecurda 4.614,00 TL hasar bedeli olduğu, 2015 yılı Şubat, Mart aylarına ait 1.000,00 TL'den 2.000,00 TL kira, 50,00 TL'den 100,00 TL aidat borcu olduğu, davalı tarafından dava konusu kiralanan ve aidatların ödendiğine dair süresi içinde ve duruşmada belge sunamadığı anlaşılmakla 4.614,00 TL hasar, 2.000,00 TL iki aylık kira ve 100,00 TL iki aylık aidat olmak üzere toplam 7.362,28 TL davacının alacağı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davada dayanılan 01/10/2009 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. TBK.nun 347. maddesi gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracının belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmaması halinde sözleşmenin aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılacağı düzenlenmiştir.

Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yeni dönem başlangıcı olan 01.10.2014 tarihinden en az onbeş gün önce kiracı tarafından bildirimde bulunulmadığından yenilenerek 01.10.2015 tarihine kadar uzamıştır. Ancak, kira sözleşmesi yenilendikten sonra davalının yenilenen kira sözleşmesinin süresi dolmadan kiralananı erken tahliye ettiği anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 325.maddesi hükmüne göre kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Makul sürenin tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınamaz.

O halde Mahkemece yapılacak iş, tarafların anlaştıkları tahliye tarihi tespit edilerek dava konusu kiralanan taşınmazın aynı koşullarla ne kadar süre içinde kiraya verilebileceği hususunda gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak, bu mümkün olmaz ise uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle belirlenen süre (makul süre) kadar kira parasına hükmedilmesidir. Bu nedenle Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere inceleme ve araştırma yapılarak, tarafların diğer delilleri toplanıp değerlendirilerek gerek makul süre gerekse itiraza uğrayan tespit dosyasında bilirkişi raporunda belirtilen hasar ve eksikliklerin kira sözleşmesi hükümleri de değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Öte yandan 22.3.1976 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre delil tespiti dosyası asıl dava dosyasının eki sayıldığından delil tespiti giderleri de asıl davanın yargılama giderlerine dahildir. Bu nedenle mahkemece tespit giderlerinin yargılama giderlerine dahil edilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava konusuna dahil edilerek hüküm altına alınması da isabetsiz olmuştur.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.