Kasten Yaralama - Fikri İçtima
Yargıtay 3. Ceza Dairesi
Esas No : 2019/18120
Karar No : 2020/3823
Karar Tarihi : 2020-02-25





Özet:

  • Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.06.2015 tarih ve 2013/713 Esas, 2015/203 sayılı kararında belirtildiği üzere; sanığın silahla birden fazla ateş ederek mağdurları yaraladığı olayda, TCK'nin 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca, sanığın yalnızca en ağır cezayı gerektiren nitelikli kasten yaralama suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, ayrıca genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçundan TCK'nin 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle sanığa fazla ceza tayini bozmayı gerektirmiştir.

 

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;

Gereği görüşülüp düşünüldü:

1)Sanık hakkında mağdurlar ... ve ...'a karşı kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;

Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü akşam 20.00 saatlerinde araçlarının stop etmesi nedeni ile araçtan inip kontrol yaptıkları sırada sanık tarafından ateş açılması sonucu mağdurlar ... ve ...'ın yaralandığı olayda, Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğünün 10.04.2013 tarihli ekspertiz raporuna göre olay yerinden elde edilen 5 adet kovan ve 2 adet mermi çekirdeği ve gömleğinin, sanığın kendisine ait olduğunu beyan ederek aynı gün 21.20 saatlerinde polislere teslim ettiği üzerinde "STAR BECHEVERIA EIBAR-ESPANA S.A CA 9 m/m P" yazan yarı otomatik tabancadan atıldığının tespit edildiği, sanığın olay günü tabancanın kendisinde olduğunu kabul ettiği ve tabancayı herhangi birine verdiğine dair beyanının bulunmadığı, yine sanığın suçun işlendiği saatlerde olay yerine yakın olan abisine ait kahvehanede bulunduğunu bildirmesine göre HTS kayıtlarının istenmesinin sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından, mahkemenin mağdur ... ve ...'ın yaralanması eylemlerinin sanık tarafından işlendiğinin kabul ve gerekçesinde isabetsizlik görülmeyerek tebliğnamenin bu konudaki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.

Kabule göre de;

Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,

2)Sanık hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;

a)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.06.2015 tarih ve 2013/713 Esas, 2015/203 sayılı kararında belirtildiği üzere; sanığın silahla birden fazla ateş ederek mağdurları yaraladığı olayda, TCK'nin 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca, sanığın yalnızca en ağır cezayı gerektiren nitelikli kasten yaralama suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, ayrıca genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçundan TCK'nin 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle sanığa fazla ceza tayini,

b)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Not:  (www.corpus.com.tr)