İyi Niyetli Üçüncü Kişilere Ait Taşınır Mallara Usulsüz El Koyma
Yargıtay 12. Ceza Dairesi
Esas No : 2021/10276
Karar No : 2024/20
Karar Tarihi : 2024-01-08





Özet:

Davacı, kendisine ait aracın suçla ilgisi bulunmadığı halde fiilen el konularak yediemine teslim edildiğini, uzun süre iade edilmediğini ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin 20.09.2017 tarihli ve 2014/14195 başvuru numaralı kararı doğrultusunda, iyi niyetli üçüncü kişilere ait taşınırlar hakkında yapılan fiili el koyma işlemleri nedeniyle bu kişilerin uğradıkları zararı talep edebilecekleri kabul edilmiştir. Yargıtay’ın Değerlendirmesi: Fiili el koyma işlemi yapılmışsa, mahkemece el koyma süresinin makul olup olmadığı değerlendirilmelidir. Davacının aracının ne zaman iade edildiği ve makul sürede iade edilip edilmediği araştırılmadan karar verilmesi eksik inceleme niteliğindedir. Bu nedenle, CMK m.141/1-j kapsamında tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususu yeniden incelenmelidir. Sonuç: İyi niyetli üçüncü kişilere ait mallara yapılan uzun veya usulsüz el koymalar nedeniyle zarar doğmuşsa, CMK m.141 kapsamında tazminat hakkı tanınmalıdır.

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Davacı vekili 23.09.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; "müvekkilinin 27 HK 352 plaka sayılı aracına 27.12.2018 tarihinde içinde kaçak iddia edilen av tüfekleri bulunduğu iddiası ile el konulduğunu, Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/5047 soruşturma sayılı dosyasında ele geçirilen av tüfeklerinin yasal bir şekilde faturalı olduğundan müvekkili lehine 05.09.2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, haksız olarak yaklaşık 9 aydan fazla süre araca el konulması nedeniyle aracı kullanamaması nedeniyle maddi kayıp yaşadığını ve ... üzerinde satılamaz şerhi de bulunduğundan tasarrufta yapamadığını belirterek; haksız el koyma tedbiri uygulanması nedeniyle 135.000 TL maddi tazminatın haksız el koyma tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ile davalıdan tahsilini" talep etmiştir.

Davalı vekili 06.11.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; " açılan davanın süresinde olmadığını, bu konuda mahkemece araştırma yapılması gerektiğini, davacının yargılama esnasında yasalara ve diğer hukuk kurallara aykırı herhangi bir işlem yapmadığı davacı hakkında yapılan yargılamanın yasal kurallara uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini, davacının maddi zararları ispat etmesi gerektiğini belirtmek suretiyle davanın reddi gerektiğini" beyan etmiştir.

... Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2020 tarihli ve 2019/231 Esas 2020/66 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 02.07.2020 tarihli ve 2020/765 Esas 2020/683 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 15.12.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Davacı vekilinin temyiz istemi; davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince; dava dışı şüpheliler Mehmet Sabir Fırat ve Osman Öz hakkında 5607 sayılı yasaya muhalefet ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından soruşturma başlatıldığı, Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/5047 soruşturma sayılı dosyası kapsamında şüpheliler hakkında 05.09.2019 tarih ve 2018/5047 soruşturma sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu kapsamda 27 HK 352 plaka sayılı araca 27.12.2018 tarihinde el konulduğu ve 05.09.2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla birlikte aracın sahibine iadesine karar verildiği, her ne kadar davacı vekili tarafından el koyma nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, davaya konu 27 HK 352 plaka sayılı aracın olay tarihi olan 27.12.2018 tarihinde ele geçiriliş şekli, söz konusu aracı kullanan şoför Mehmet Sabir Fırat'ın soruşturma aşamasında emniyetteki ifadesinde söz konusu aracı Gazi Taşçı isimli şahıstan emanet olarak aldığı, aracın ruhsat sahibi olan davacı ... isimli kişiyi tanımadığını belirttiği, soruşturma aşamasında Mehmet Gazi Taşçı'nın kollukta alınan beyanında Mehmet Sabir Fırat'ın arkadaşı olduğunu, dava konusu olan 27 HK 352 plaka sayılı aracın kendisine ait olduğunu ancak ruhsat sahibinin davacı ... olduğunu, ...'ın cezavine girdiğinden dolayı aracın ruhsatını kendi üzerine alamadığını, söz konusu aracı arkadaşı olan Mehmet Sabir Fırat'a yardım amacıyla emaneten verdiğini belirttiği, dava konusu aracın kolluk görevlileri tarafından el koyma tarihinde trafikten men kaydının bulunduğu, bu yönüyle kolluk görevlileri tarafından yapılan işlemlerde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yasal koşullar oluşmadığından davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Bölge Adliye Mahkemesince; vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, davanın reddi gerektiği yönünde mahkemede oluşan kanaat ve takdirin dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Tazminat talebinin dayanağı olan Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/5047 soruşturma numaralı dosyası kapsamında, davacının kayıt maliki olduğu dava konusu 27 HK 352 plaka sayılı aracın 27.12.2018 tarihinde muhafaza altına alındığı, Hakkari Sulh Ceza Hakimliğinin 28.12.2018 tarihli 2018/1591 D.İş sayılı kararıyla 5607 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 2 nci fıkrası gereğince alıkonulmak üzere el konulmasına karar verildiği, yapılan soruşturma neticesinde dava dışı şüpheliler hakkında 05.09.2019 tarih ve 2018/5047 soruşturma 2019/1111 karar sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek dava konusu el konulan 27 HK 352 plakalı aracın sahibine iadesine karar verildiği, kararın dava dışı şüpheliler Mehmet Sabir Fırat'a 19.09.2019 tarihinde, Osman Öz'e 15.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, el konulma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 141 vd. maddelerinin yürürlükte olduğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;

5271 sayılı Kanun'un 141 inci maddesinin (j) bendinde, eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişilerin uğramış olduğu zararları isteyebilecekleri düzenlenmiş olup, aynı Kanun'un 128. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen el koyma kararlarının sicile şerh verilmek suretiyle icra olunacağı belirtildiği, bunun istisnası ise 5607 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinde düzenlenmekte olup, bu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan düzenlemeye göre aracın kaçakçılıkta kullanılması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma devam ederken, kaçakçılık suçunun işlenmesinde tekrar kullanılması halinde, el konulan ... alıkonulacaktır.

Dairemizce yapılan incelemede, Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/5047 soruşturma numaralı dosyası kapsamında,davacının kayıt maliki olduğu dava konusu 27 HK 352 plaka sayılı ... 27.12.2018 tarihinde yapılan önleme araması neticesinde durdurulması üzerine aracın yapılan sistem sorgulamasında aracın üzerinde ... Hazırlık Bürosunun 2017/282 Soruşturma kapsamında 5607 sayılı Kanun kapsamında ihtiyati tedbir kararının bulunduğunun tespiti üzerine savcılıkça alınan talimat üzerine dava konusu aracın muhafaza altına alınarak arama kararı talebinde bulunulduğu, Hakkari Sulh Ceza Hakimliğinin 27.12.2018 tarihli 2018/1582 D.İş sayılı kararına istinaden araçta yapılan arama neticesinde aracın arka açık kasa kısmında bulunan kömür çuvallarının alt kısmında gizlenmiş vaziyette faturası ve belgesi bulunmayan av tüfeği, kuru sıkı tabanca ve tabanca fişeklerinin bulunduğunun tespit edilmesi üzerine anılan mahkeme kararına istinaden ele geçirilen dava konusu olmayan yazılı suç unsurlarına el konulduğu,Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 28.12.2018 tarihli yazısıyla; dava konusu 27 HK 352 plaka sayılı aracın kaçakçılık suçunda ikinci kez kullanılması ve üzerinde ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/282 soruşturma sayılı dosyası kapsamında 06.02.2017 tarihli 5607 sayılı Kanun gereğince konulan ihtiyati tedbir olması sebebiyle 5607 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca alıkonulmak üzere el konulmasına karar verilmesinin talep edilmesi üzerine Hakkari Sulh Ceza Hakimliğinin 28.12.2018 tarihli 2018/1591 D.İş sayılı kararıyla, suçun işlenilmesinde ikinci defa kullanılan dava konusun aracın 5607 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 2 nci fıkrası gereğince alıkonulmak üzere el konulmasına dair verilen karar gereğince 31.12.2018 tarihli teslim ve tesellüm tutanağı ile yediemine teslim edildiği, yapılan soruşturma neticesinde Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığınca dava dışı şüpheliler Mehmet Sabir Fırat ve Osman Öz hakkında kaçak olduğu şüphesi ile ele geçirilen dava dışı malzemeleri faturalı olduğu, bahse konu faturalarda herhangi bir usulsüzlük tespit edilemediğinden şüphelilerin üzerine atılı kaçakçılık suçunu işlediğine dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı anlaşıldığından 05.09.2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına ve dava konusu el konulan 27 HK 352 plakalı aracın sahibine iadesine karar verildiği ancak dosya kapsamına göre dava konusu aracın kayıt maliki olan davacıya iade edildiğine dair herhangi bir belge ya da tutanağın bulunmadığı dava dilekçesinde de davacı tarafından aracın iade edildiğine ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davanın 05.09.2019 tarihli takipsizlik kararından sonra 23.09.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

İlk derece mahkemesince dava konusu aracın kolluk görevlileri tarafından el koyma tarihinde trafikten men kaydının bulunduğu, bu yönüyle kolluk görevlileri tarafından yapılan işlemlerde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı şeklindeki yetersiz gerekçe ve eksik araştırma neticesinde davanın reddine karar verilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin 20.09.2017 tarih, 2014/14195 başvuru numaralı kararında belirttiği hususlar dahilinde, iyiniyetli üçüncü kişilere ait taşınırlar hakkında yapılan fiili el koyma işlemlerine ilişkin olarak bu şahısların zararlarını talep edebilecekleri, ancak bu halde, fiili el koyma süresinin makul olup olmadığı hususunun gözetilmesi gerektiği de dikkate alınarak; mahkemece 27.12.2018 tarihinde muhafaza altına alınarak daha sonra verilen el koyma kararı doğrultusunda 31.12.2018 tarihinde yediemine teslim edilen iyi niyetli 3. kişi konumunda olan davacıya ait dava konusu aracın Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 05.09.2019 tarihli kararı ile iadesine karar verilmesi üzerine davacıya teslim edilip edilmediği, edilmiş ise ne zaman teslim edildiğine ilişkin araştırma yapılmadan ve aracın makul sürede iade edilip edilmediğine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında; mahkemece belirtilen hususlarda araştırma yapılarak sonucuna göre CMK’nın 141/1-j maddesi gereğince tazminat isteme koşullarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile verilen davanın reddine ilişkin kararın Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 02.07.2020 tarihli ve 2020/765 Esas 2020/683 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ... Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

01.2024 tarihinde karar verildi.