İşyeri İhtiyacından Dolayı Kiralananın Tahliyesi İstemi
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
Esas No : 2015/11312
Karar No : 2015/11288
Karar Tarihi : 2015-12-21





ÖZET: Dava, işyeri ihtiyacından dolayı kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davalı kiracı ile eski malik arasında 01.04.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin müddet kısmında süre belirtilmemiş, yıllık kiranın 12.000 TL olduğu, ödemenin yıl sonunda peşin olarak yapılacağı kararlaştırılmışır. Davalı kiracının dosyasındaki savunması karşısında eski malikle davalı arasında yapılan kira sözleşmesinin bir yıl süreli olduğu ve davalının bu savunması karşısında davacının davadan vazgeçtiği anlaşıldığından davanın süresinde açıldığının kabulü zorunludur. Öte yandan sözleşmenin belirsiz süreli olduğu kabul edilse dahi 01.04.2014 tarihindeki fesih için ihtarın 01.10.2013 ile 01.01.2014 tarihinde davalı kiracının eline ulaşması gerekir. Davacının önceki açtığı davada, dava dilekçesi davalı kiracının eline 25/10/2013 tarihinde ulaştığından yapılan feshi ihbar da süresindedir. Davacı o davada davalının savunması nedeniyle 01.04.2014 tarihinde başlayacak yeni kira döneminde yeniden dava açma haklarını saklı tutarak davasından vazgeçtiğinden esasen bir feragatta vaki olmadığından dava dilekçesinin tebliği feshi ihbar niteliğindedir ve sözleşme süresiz dahi olsa dava süresindedir. Belirtilen tüm bu nedenlerle işin esasının incelenmesi gerekir.

 

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, işyeri ihtiyacından dolayı kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, feshi ihbar sürelerine uyulmadığından davanın süresinde açılmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili 08.04.2014 tarihinde açtığı dava ile davacının taşınmazı 12.03.2013 tarihinde tam mülkiyet satın aldığını, eski malikle, davacı kiracı arasındaki sözleşmenin 01.04.2012 başlangıç tarihli olup davalıya ihtiyaç iddiasının bildirildiğini, davanın süre bitimi olan 01.04.2014 tarihinden sonra bir aylık sürede açıldığını belirterek kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Davalı sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu, yasal fesih sürelerine uyulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava süresinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiştir.

Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın varlığının kanıtlanması gerekir.

Olayımıza gelince; Davalı kiracı ile eski malik arasında 01.04.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin müddet kısmında süre belirtilmemiş, yıllık kiranın 12.000 TL olduğu, ödemenin yıl sonunda peşin olarak yapılacağı kararlaştırılmışır. Davalı bu dosyadaki savunmasında sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu savunmuş ise de davacının Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/514 esas sayılı dosyasında eski malikle yapılan sözleşmenin belirsiz süreli olduğu gerekçesiyle feshi ihbar sürelerine uyulmuş olduğu gerekçe gösterilerek 11.10.2013 tarihinde açtığı davada, davalı kiracı savunmasında, '' davacının davaya konu kira aktinin belirsiz süreli olduğu iddiasının doğru olmadığını, davacının da delil olarak dosyaya sunmuş olduğu ve davaya konu olan önceki malik G. K. ile yapmış olduğu kira sözleşmesi incelendiğinde kira sözleşmesinin 01.04.2012 tarihinden başlamak üzere bir yıllık olarak düzenlendiğini, kira bedelinin de sözleşme gereğince yıl sonunda yıllık olarak ödenmesi hususunda anlaşılmış olduğunun görüldüğünü, gerek tarafınca gerekse de kiralayan G. K. hatta yeni malik olan davacının kira müddetinin hitamından önce kira sözleşmesinin uzatılmayacağını karsı tarafa bildirmediğinden kira aktinin aynı şartlarla bir yıl yani 01.04.2013 tarihinden 01.04.2014 tarihine kadar uzatılmış sayıldığını sürelere uyulmadan acılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde gerekçe olarak sunmuş olduğu Borçlar kanununun 328, 329 ve 350.maddelerinin tümüyle kira aktinin belirsiz süreli olması hallerine ilişkin olduğunu, davaya konu kira aktinin ise kesin bir şekilde belirli süreli kira akti olduğunu '' bildirmiş, davacı vekili davalının bu savunması karşısında önceki davanın 26.03.2014 tarihli celsesinde 01.04.2014 tarihinde başlayacak yeni kira döneminde yeniden dava açma haklarını saklı tutarak bu aşamada davalarından vazgeçtiklerini belirtmiş, mahkemece o davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu durumda davalı kiracının Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/514 esas sayılı dosyasındaki savunması karşısında eski malikle davalı arasında yapılan kira sözleşmesinin bir yıl süreli olduğu ve davalının bu savunması karşısında davacının davadan vazgeçtiği anlaşıldığından davanın süresinde açıldığının kabulü zorunludur. Öte yandan sözleşmenin belirsiz süreli olduğu kabul edilse dahi 01.04.2014 tarihindeki fesih için ihtarın 01.10.2013 ile 01.01.2014 tarihinde davalı kiracının eline ulaşması gerekir. Davacının önceki açtığı davada, dava dilekçesi davalı kiracının eline 25/10/2013 tarihinde ulaştığından yapılan feshi ihbar da süresindedir. Davacı o davada davalının savunması nedeniyle 01.04.2014 tarihinde başlayacak yeni kira döneminde yeniden dava açma haklarını saklı tutarak davasından vazgeçtiğinden esasen bir feragatta vaki olmadığından dava dilekçesinin tebliği feshi ihbar niteliğindedir ve sözleşme süresiz dahi olsa dava süresindedir. Belirtilen tüm bu nedenlerle işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

 

(www.corpus.com.tr)