İşçilik Alacakları - İbraname - İşçi Maaşına Göre Çok Yüksek Ödeme - Geçersizlik - Usuli Kazanılmış Hak
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2018/8440
Karar No : 2018/18637
Karar Tarihi : 2018-10-18





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar avukatları tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı isteminin özeti:

Davacı vekili, davacının, davalı iş yerinde 1997 tarihinden iş akdinin haksız feshedildiği tarihe kadar çalıştığını, asgari ücretin üstünde ücret almasına rağmen resmi kayıtlarda asgari ücret gösterildiğini, yasada öngörülen ... süresinden daha fazla çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.

B)Davalı cevabının özeti:

Davalı vekili, davacının davacının hiçbir mazeret göstermeden işyerini terk ettiğini, kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceğini, iş aktinin haklı nedenle feshedildiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

C)Yerel Mahkeme kararının özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Yargıtay bozma ilamı öncesinde dosyada mevcut ibraname bakımından davacı vekilinin yazılı beyanda ibranamedeki imzaya itirazlarının bulunmadığını ancak ibranamenin irade fesadı altında imzalatıldığını beyan ettiği, bilirkişi raporu alındığı, Mahkeme'nin 2009/394 Esas sayılı kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2012/29777 Esas sayılı ilamıyla bozulduğu, bozma ilamına uyulduğu, bu bozma ilamında "İbranamede brüt 34.270,97 TL fazla ... ücreti ödendiği bilgisi de yer almaktadır. Ancak bilirkişi raporunda belirlenen fazla ... ücreti 10.18,50 TL dir. Davalı işveren sözü edilen ödemeyle ilgili olarak da gelir vergisi ve sigorta primi ödendiğini kanıtlayamamıştır. Davacı tanıklarının beyanları ve ibranamede yazılı miktarlar ile dosya kapsamı değerlendirildiğinde fazla ... ücreti bakımından da geçerli bir ibranameden söz edilemez. Davacı işçinin hak kazandığının çok üzerinde rakamlar yazılmak suretiyle düzenlenen ibraname inandırıcı olmaktan uzaktır. İbranamede yer alan ihbar ve kıdem tazminatlarının vergilerinin yatırıldığı da kanıtlanamamıştır. Davacı tanıkları baskıyla boş ibraname alındığından söz ettiklerinden somut olay bakımından ibranameye değer verilmesi doğru olmaz. Dosya içindeki bilirkişi raporu bir değerlendirmeye tabi tutularak isteklerle ilgili bir karar verilmelidir. Kabule göre ise, ibranamede yazılı ödeme rakamları kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti bakımından bilirkişi raporunda hesaplanan miktardan daha az olup, sözü edilen isteklerle ilgili olarak ibranamenin makbuz olarak değerlendirilmemesi" yönünde bozma gerekçesi bulunduğu, ıslaha karşı zamanaşımı savunması hakkında ek rapor aldırıldığı, bilirkişi raporunda alacak kalemleriyle ilgili %20 ilâ %25 arasında hakkaniyet indirimi uygulanmış olup bu rakamların %30 oranında hakkaniyet indirimi uygulanarak düzeltildiği, son aldırılan bilirkişi raporu yerinde görülmekle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/23595 Esas sayılı ilamı ile "Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel Mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur. Bu ilke kapsamında davacının temyizi nedenleri incelendiğinde; Mahkemenin ilk kararı "ibranamenin geçersiz olduğu gerekçesi ile bozulmuş ve ibranamenin kıdem ve ihbatr tazminatı yönünden de geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Bu bozma ve bozmaya uyulmasına rağmen, davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi usulü kazanılmış hak ilkesine aykırıdır. 2- Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsar. Bakiye alacak talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir. Kısaca kısmi davadaki alacak miktarı belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmeli, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsamalıdır. İlk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacak, alacaklı lehine hüküm altına alınmalıdır. Davacının fazla ... , hafta tatili ve genel tatil alacaklarında, ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilirken dava dilekçesi ile korunan miktarlar dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalıdır." gerekçesiyle bozulduğu, bozma ilamına uyulduğu, bozma ve dosya kapsamına uygun 10.12.2017 tarihli bilirkişi raporu gözetilerek bozma ilamında belirtilen gerekçelerle hüküm kurulduğu gerekçesi ile yıllık izin ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.

D)Temyiz:

Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

E)Gerekçe:

1- Yargılama sürecinde icra takibinde yapılan ödemelerin infaz esnasında gözetileceğinin anlaşılması nedeni ile bu konu bozma nedeni değildir.

2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

3-Dairemizin evvelce yapılan her iki bozma ilamı kapsamının değerlendirilmesinde, ibranamenin kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı dahil olmak üzere hiç bir alacak kalemi bakımından makbuz dahi kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Buna rağmen, ibranamenin kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacakları bakımından makbuz kabul edilerek mahsup işlemi yapılması hatalıdır.

4-İlk bozma ilamından sonraki 09/06/2015 tarihli Mahkeme kararında yıllık ücretli izin talebinin reddedildiği, ancak, davacının, bu kararı temyizi sırasında yıllık ücretli izne yönelik herhangi bir temyizinin olmadığı ve bu nedenle yıllık ücretli iznin reddi kararının bozma dışı kalıp davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşıldığından, davacının yıllık ücretli izne yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,

Ancak, Mahkemenin yukarda belirtilen 09/06/2015 tarihli kararında hafta tatili ücreti açısından, her ne kadar o Mahkeme kararının gerekçesinde %30 takdiri indirim uygulandığından bahsedilmiş ise de hüküm altına alınan hafta tatili ücretinin takdiri indirim yapılmaksızın belirlenen miktar olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda davalının açık temyizi bulunmadığından hafta tatili ücretinden takdiri indirimin aslında yapılmaması bozma nedeni yapılmamış ve bu durum davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur.

Eldeki 2016/58 Esas sayılı Mahkeme kararında Mahkeme tarafından %30 oranında takdiri indirimin hafta tatili alacağına uygulanması, açıklanan nedenler ile hatalıdır. Ancak davacı vekili eldeki temyizinde %20 oranındaki takdiri indirimle ulaşılan hafta tatili ücreti miktarını talep etmiştir. Zira, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde, dava dilekçesindeki miktara eklenmesi talep edilen 2940,22 TL hafta tatili ücreti 08/05/2015 tarihli bilirkişi raporundaki %20 indirimli miktardır.

Islah zamanaşımına uğrayan miktar dava dilekçesinde hafta tatili için talep edilen 2000 TL’ndan yüksektir.

Tüm bu açıklamalar ışığında davacı lehine hafta tatili ücreti 2940,22 TL + 2000 TL olmak üzere toplam 4940,22 TL olarak hüküm altına alınmalıdır.

5-Yargılama giderleri ve vekalet ücreti de verilecek yeni hükme göre yeniden ele alınmalıdır.

F)SONUÇ:

Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.