İhracatı Gerçekleşmeyen Mal İçin Tahakkuk Ettirilen ÖTV den Kimin Sorumlu Olduğu
Danıştay 7. Daire
Esas No : 2016/4367
Karar No : 2020/1577
Karar Tarihi : 2020-02-20





Dava Konusu İstem: İmalatçı olan davacı şirket tarafından, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ihraç kayıtlı olarak ... Otomotiv İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine yapılan mal teslimlerinin, sonradan yapılan inceleme sonucunda Türkiye'de ikamet etmeyen yabancı uyruklu kişilere yolcu beraberi veya bavul ticareti kapsamında özel fatura düzenlenmesi suretiyle teslim edilmek üzere yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle ihracat sayılamayacağı ve tecil terkin uygulamasından faydalanamayacağından bahisle, tecil edilen 2005 yılının Temmuz, Eylül ve Aralık dönemlerine ait özel tüketim ve damga vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Bozma kararı üzerine, olayda davacı şirket tarafından ihraç kayıtlı olarak... Otomotiv İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine mal teslim edilirken, 4670 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının sağladığı imkandan yararlanılarak anılan firmadan özel tüketim vergisinin tahsil edilmediği, davacı şirket ile adı geçen şirketin beraber hareket ettiğine dair bir tespit yapılmadığı sürece, söz konusu verginin davacı şirketten değil ihraç kaydıyla mal teslim alan ama bu malı herhangi bir nedenle yurt dışına ihraç etmeyerek Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara özel fatura karşılığında teslim edenden, yani gerçek mükelleften, tahsil edilmesinin hakkaniyet ilkesine uygun olacağı, bu durumda, ihraç kaydıyla yapılan teslimlerde Kanun ile tanınan bir hak olan tecil terkin uygulamasından yararlanmak amacıyla ihracatçı firmadan tahsil edilmeyen verginin, ihracatçı firma tarafından eşyanın 4760 sayılı Kanun'un 5.maddesine uygun bir şekilde ihraç edilmediğinden bahisle davacı şirketin mal varlığından alınmasına yönelik olarak düzenlenen ödeme emrinde hukuka ve hakkaniyet ilkesine uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İhraç kaydıyla teslim edilen ve Türkiye'de ikamet etmeyen yabancı uyruklu kişilere özel fatura düzenlenmesi suretiyle ihracatçı tarafından yurt içinde yapılan eşya teslimlerinin 4760 sayılı Kanun'un 5. maddesi kapsamında ihracat sayılmadığı, ihracatı gerçekleşmeyen ürünler için tecil edilen özel tüketim vergisinin, malın imalatçısı ve özel tüketim vergisinin mükellefi olan davacıdan ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

İmalatçı olan davacı şirket tarafından, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ihraç kayıtlı olarak ... Otomotiv İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine yapılan mal teslimlerinin, sonradan yapılan inceleme sonucunda Türkiye'de ikamet etmeyen yabancı uyruklu kişilere yolcu beraberi veya bavul ticareti kapsamında özel fatura düzenlenmesi suretiyle teslim edilmek üzere yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle ihracat sayılamayacağı ve tecil terkin uygulamasından faydalanamayacağından bahisle, tecil edilen 2005 yılının Temmuz, Eylül ve Aralık dönemlerine ait özel tüketim ve damga vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun ''Mükellef ve vergi sorumlusu'' başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, özel tüketim vergisinin mükellefinin, bu Kanun'a ekli (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanları imal, inşa ve ithal edenler ile bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler olduğu; ''İhracat istisnası'' başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun'a ekli listelerdeki eşyanın ihracat teslimlerinin maddedeki şartlarla vergiden istisna tutulacağı, aynı fıkranın (a) bendinde, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılmasının gerektiği, yurt dışındaki müşteri tabirinin, ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin yurt dışında faaliyet gösteren şubelerini ifade edeceği, (b) bendinde ise, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkış olmasının gerektiği, malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat alıcıya, işlenmek yada herhangi bir şeklide değerlendirilmek üzere yurt içinde tesliminin ihracat sayılmayacağı; "Verginin tecili" başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasında, ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallara ait özel tüketim vergisinin, mükelleflerce ihracatçılardan tahsil edilmemesi şartıyla, bu mükelleflerin talebi üzerine vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı, ihracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan verginin vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte tahsil olunacağı, ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilememesi halinde, tecil edilen verginin, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere; bir teslimin ihracat sayılabilmesi için teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve eşyanın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olması koşullarının bir arada bulunması gerektiğinden, ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan kişilere ya da yurt içinde bulunan bir işletmenin yurt dışında faaliyet gösteren şubelerine yapılmayan teslimlere konu eşyanın, yurt dışı edilmiş olsa dahi, yukarıda sözü edilen yasa hükümleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Olayda, davacı tarafından ... Otomotiv İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ihraç kaydıyla teslim edilen ve adı geçen ihracatçı firma tarafından da Türkiye'de ikamet etmeyen yabancı uyruklu kişilere özel fatura düzenlenmesi suretiyle yurt içinde yapılan eşya teslimi ihracat kaydıyla yapılan teslim olmadığı gibi, bu eşyanın yurt dışındaki bir müşteriye teslim edilmediği tartışmasızdır. Söz konusu eşyanın yolcu beraberinde yurt dışına çıkarılmış olması halinin, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu kapsamında yapılan bir ihracat sayılmasını sağlamayacağı da açıktır.

Bu durumda, ihraç kaydıyla teslimi yapılan ve ilgili firmaca özel faturalar ile Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara satıldığı anlaşılan eşyanın imalatçısı olan davacı, Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca verginin mükellefi olup, aynı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, imal edilen malların süresi içerisinde ihraç edilmemesi halinde gecikme zammı ile birlikte tahsil edileceği yolundaki hüküm dikkate alındığında, ihracatı gerçekleşmeyen eşya için tecil edilen özel tüketim vergisinin, malın imalatçısı ve özel tüketim vergisinin mükellefi olan davacıdan ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, yukarıda yer verilen gerekçeyle işlemi iptal eden mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Temyiz isteminin kabulüne,

2. ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.