Gıyapta Yapılan Haciz - Borçluların Hakları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas No : 2021/2188
Karar No : 2021/6920
Karar Tarihi : 2021-06-24





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçluların icra mahkemesine başvurularında; ihtiyati haciz kararına dayalı olarak düzenlenen 14/01/2019 tarihli haciz tutanaklarının usulüne uygun olarak tanzim edilmediğini, geçersiz olduğunu ve aciz vesikası hükmünde olmadığını, ileri sürerek iptalini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince; icra tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, borçluların istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, aciz vesikası şartlarının oluşup oluşmadığının tasarrufun iptali davasının ön koşulu olması ve bu ön koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışma yetkisinin de Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına gireceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.

İİK’nun “Borç Ödemeden Aciz Vesikası” başlıklı 105. maddesinde de aynen; “Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143 üncü maddedeki aciz vesikası hükmündedir. İcraca takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları verir.” hükmü bulunmaktadır.

Aciz belgesi borçlunun malvarlığının alacaklının alacağını karşılamaya yetmediğini gösteren tek ispat aracıdır. Haczedilen taşınır ve taşınmazlar hakkında, haczin yapıldığı mahalde haczi yapan memur tarafından bir tutanak düzenlenir. İİK'nun 102. maddesine göre haciz tutanağına alacaklı ve borçlunun ad ve soyadları, alacağın miktarı, haczin yapıldığı gün ve saat, haczedilen malların cins ve miktarı ile kıymetleri ve varsa üçüncü kişilerin iddiaları yazılarak haczi yapan memur tarafından imza edilir. Ayrıca hazır bulunan alacaklı, varsa vekili, borçlu, yediemin ve bilirkişiler de tutanağı imza ederler. Borçlunun haczedilen malları alacağı karşılamaya yeterli olmazsa veya haczi kabil mal bulunmazsa bunlar da tutanağa yazılır (İİK.m.102/son). Alacaklı veya borçlu haciz sırasında hazır değilse, kendilerine tebligat yapılarak üç gün içinde tutanağı inceleyip diyecekleri varsa bildirmeleri için davet olunurlar (İİK.m.103). Bu üç günlük süre yapılan haciz işlemine karşı şikayet süresinin başlamasını sağlamak amacına yöneliktir.

Bu durumda; somut olayda, haciz sırasında hazır olmayan şikayetçiler takipte borçlu olup taraf sıfatını haiz olduklarından, borçluların haciz tutanaklarının yasal şartları taşımadığından bahisle aciz vesikası hükmünde olmadığını şikayet yoluyla icra mahkemesi nezdinde ileri sürüp haciz tutanaklarına yönelik şikayette bulunarak iptalini istemekte hukuki yararları vardır. Hal böyle olunca somut olaydaki şikayete yönelik uyuşmazlığı gidermek icra mahkemesinin görev ve yetkisinde olduğundan borçluların şikayetlerine ilişkin bir hüküm verilmesi gerekmektedir.

O halde Bölge Adliye Mahkemesince; borçluların şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 16/12/2020 tarih ve 2019/1686 E. - 2020/1871 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.