Fetö Sebebiyle Açığa Alınma - Çalıştığı Kurum Tarafından İhraç - Daha Sonra KHK ile İhraç - KHK ile İhraçtan Önce Kurum İşlemine Karşı Dava Açılmış Olması
Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi
Esas No : 2019/90
Karar No : 2019/800
Karar Tarihi : 2019-03-12





İSTEMİN ÖZETİ : ..... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapmakta iken FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında 667 sayılı ve sonrasında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında açığa alınan ve hakkında soruşturma başlatılan davacı tarafından, ..... Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 21/09/2016 tarihli ve 2016/13-10 sayılı kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptaline ve ödenmeyen parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; ..... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapan davacının, 667 sayılı ve sonrasında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında açığa alındığı ve hakkında soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma sonucunda ..... Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 21/09/2016 tarihli ve 2016/13-10 sayılı kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği, bu işlemden sonra ise 677 sayılı KHK ile davacının "başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılmasına" dair hukuki tasarrufun tesis edildiği anlaşıldığından ve 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu görevli olduğundan, 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasına, 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 56. maddesiyle eklenen hüküm uyarınca dava hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle Konya 2. İdare Mahkemesi'nce verilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava dosyasının, davacının başvurusu beklenmeksizin Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na gönderilmesine ilişkin 08/11/2017 tarih ve E:2016/1120, K:2017/1863 sayılı kararın, davacı vekili tarafından; davanın 677 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'den kaynaklanan bir dava olmadığı, davalı idarenin 21.09.2016 tarih ve 2016/13-10 sayılı kararının iptaline, davacının ödenmeyen parasal haklarının iadesine ilişkin açılan bir dava olduğu, davalı Üniversite Yönetim Kurulu'nun müvekkilini kamu görevinden çıkarma yetkisinin olmadığı, davacı hakkında tesis edilen işlemin dayanağı olacak şekilde açılmış bir ceza davası ya da kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığı iddialarıyla istinafen incelenerek kaldırılması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Kesin olarak verilen istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararına yönelik hukuka aykırı istinaf başvurusunun reddi ile istinafa konu Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi'nce, Konya 2. İdare Mahkemesi'nin 08.11.2017 tarih ve E:2016/1120, K:2017/1863 sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf istemine konu Konya 2. İdare Mahkemesi'nin 08.11.2017 tarih ve E:2016/1120, K:2017/1863 sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere esas kaydı kapatılarak dosyanın Konya 2. İdare Mahkemesine gönderilmesine ilişkin Dairemizin 26.06.2018 tarih ve E:2018/111, K:2018/1235 sayılı kararının, Danıştay Beşinci Dairesi'nin 27.11.2018 tarih ve E:2018/4067, K:2018/17722 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak işin gereği görüşüldü;

Dava, ..... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapmakta iken FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında 667 sayılı ve sonrasında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında açığa alınan ve hakkında soruşturma başlatılan davacı tarafından, ..... Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun 21/09/2016 tarihli ve 2016/13-10 sayılı kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptaline ve ödenmeyen parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini, temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik Devletimize ve milletimize karşı 15.7.2016 günü başlatılan darbe girişimi üzerine; kamu düzeni ve güvenliği açısından Anayasa’nın 120. maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nu çerçevesinde; Milli Güvenlik Kurulu'nun 20.7.2016 tarihli ve 498 sayılı kararı ile Hükümete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesi üzerine, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nca ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmesine karar verilmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylanan karar 21.7.2016 tarihli ve 29777 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu çerçevede; Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameler yürürlüğe girmiş ve bu Kanun Hükmünde Kararnamelerle, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu belirlenen kişiler, iki yöntemle kamu görevinden çıkartılmıştır. Bunlardan birincisi, Kanun hükmünde kararnamelerin ekindeki listede isimlerine yer verilmek suretiyle başka bir işleme gerek kalmaksızın doğrudan kamu görevinden çıkartılma şeklinde, diğeri ise yine Kanun hükmünde kararnamelerde yer alan "kamu görevlilerine ilişkin tedbirler" başlığı altında çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kamu görevinden çıkartılmasının usul ve esaslarını düzenleyen ve bu kapsamda personelin görev yaptığı kurumda oluşturulan kurullar tarafından tesis edilen işlemlerle kamu görevinden çıkartılma şeklinde olmuştur.

Kanun hükmünde kararnamelere ekli listelerde isimlerine yer verilmek suretiyle başka bir işleme gerek kalmaksızın doğrudan kamu görevinden çıkartılan personelin açmış olduğu davalarda idare mahkemelerince, genellikle anılan kanun hükmünde kararnamelerde söz konusu kamu görevinden çıkarılma konusunda idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma yetki ve görevi verilmediği, kanun niteliğini taşıyan hukuki bir düzenleme ile kamu görevinden çıkarılma işlemi gerçekleştirildiği, dolayısıyla davalı idarece tesis edilmiş, idari davaya konu olabilecek bir idari işlemin bulunmadığı ve davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle "davaların incelenmeksizin reddi yönünde" kararlar verilmiştir. Buna karşın, Kanun hükmünde kararnamelerde belirlenen usul ve esaslara göre personelin görev yaptığı kurumda oluşturulan kurullar tarafından tesis edilen kamu görevinden çıkartılmaya ilişkin işlemlere karşı açılan davalarda, idare mahkemelerince uyuşmazlığın esasının incelenmesine devam edilmiştir.

Bu arada, personelin görev yaptığı kurumda oluşturulan kurul tarafından tesis edilen kamu görevinden çıkartılmaya ilişkin işlemlere karşı açılan davaların incelemesi devam ederken, aynı personelin bu kez Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekindeki listelerde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı hallerde, yasa hükmünde olan kanun hükmünde kararname ile kamu görevinin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın doğrudan sonlandırılmış olması karşısında, idare tarafından oluşturulan kurulun tesis ettiği kararın kendiliğinden ortadan kalktığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle kimi idare mahkemelerince dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde kararlar verilmiştir.

Bir idari işlem açıkça idare tarafından geri alınmadığı veya bir başka işlemle yürürlükten kaldırılmadığı ya da idare mahkemesince iptal edilmediği sürece hukuk aleminde varlığını sürdürecektir. Bu nedenle, kanun hükmünde kararnamenin ekindeki listelerde ismine yer verilmek suretiyle başka hiçbir idari işleme gerek kalmaksızın doğrudan kamu görevinin sonlandırılmasına dair tasarruflara karşı açılan davalarda idare mahkemelerince, kanun hükmünde kararnamelerin kanun niteliği taşıdığı gerekçesiyle "incelenmeksizin ret" kararları verildiği de göz önünde bulundurulduğunda, personellerin görev yaptığı kurumda oluşturulan kurullar tarafından tesis edilen kamu görevinden çıkarma işlemlerine karşı açılan davaların (idari işlemden sonra çıkartılan kanun hükmünde kararnamenin eki listesinde aynı personelin ismine yer verilmek suretiyle ikinci kez görevine son verilmiş olsa bile idari işlemin hukuken yürürlükte olması nedeniyle) esastan sonuçlandırılması gerektiği açıktır.

Ancak, 23.01.2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 1 inci maddesi ile Anayasa'nın 120 nci maddesi kapsamında ilan edilen ve 21.07.2016 tarihli ve 1116 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla onaylanan olağanüstü hal kapsamında, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuş; Komisyonun, olağanüstü hal kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararnameler ile tesis edilen kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi konularındaki başvuruları değerlendirip karar vereceği belirtilmiş, yine aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin "yargı denetimi" başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasında, Komisyon kararlarına karşı idari dava açma hakkı tanınmış olup, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nca belirlenecek Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açılabileceği hükme bağlanmış, "Geçiş Hükümleri" başlıklı geçici 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında ise; komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurmuş veya dava açmış olanlar için de 7 nci maddedeki usul ve sürelerin uygulanacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan, 29.4.2017 tarih ve 30052 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 690 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 56 ncı maddesiyle 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin yukarıda yer verilen geçici 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına, "Bu dosyalar hakkında yargı mercilerince karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına dosya üzerinden kesin olarak karar verilir, vekâlet ücretine hükmedilmez. Bu dosyalar, yeni bir başvuru şartı aranmaksızın incelenmek üzere Komisyona gönderilir." hükmü eklenmiştir.

Böylece, olağanüstü hal kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararnamelerin ekindeki listelerde isim belirtilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılma yönündeki idari tasarruflara karşı dava açılmadan önce Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na başvurunun zorunlu bir yol olduğu, bu kapsamda Komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurulmuş veya dava açılmış ise bu dosyaların da yargı yerlerince yeni bir başvuru şartı aranmaksızın incelenmek üzere Komisyona gönderileceği, dolayısıyla doğrudan kanun hükmünde kararnameler ile tesis edilen işlemlere karşı değil, Komisyonca verilen kararlara karşı iptal davası açılabileceği dikkate alındığında; personelin çalıştığı kurum bünyesindeki kurul kararı ile ilk olarak kamu görevinden çıkarıldığı, daha sonra da Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamelerin ekindeki listelerde ismine yer verilmek suretiyle ikinci kez kamu görevine son verildiği hallerde, hem kurum bünyesinde oluşturulan kurul kararına hem de inceleme komisyonunca verilen karara karşı iptal davaları açılmasına olanak bulunduğu ve esasen personelin hem kurul kararıyla hem de kanun hükmünde kararname ile kamu görevinden çıkarılmasının "sebep" unsurunun her iki halde de aynı olduğu; yani Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklandığı ve ilgililerin "(...) Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatının (...)" bulunduğundan bahisle kamu görevinden çıkarıldığı açıktır. Bu nedenle, anılan her iki işleme karşı açılan davalarda yargı yerlerince verilecek kararların uygulanması aşamasında ortaya çıkabilecek hukuki sorunların da önlenmesi amacıyla Mahkemece; öncelikle personelin ilgili kanun hükmünde kararnamenin ekli listesinde isminin yer alması nedeniyle kamu görevinden çıkartılması işlemine karşı dava açıp açmadığı, dava açmış ise 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince dava dosyasının İnceleme Komisyonuna gönderilip gönderilmediği, kanun hükmünde kararname ile kamu görevinden çıkarılmasına karşı dava açmamış (ya da dava açmış) olsa bile Komisyona başvurma hakkını da kullanabileceğinden, personelin Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuruda bulunup bulunmadığı ve Komisyonca başvuru hakkında bir karar verilip verilmediği veya Kanun Hükmünde Kararnamenin ekli listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmasının iptali istemiyle açılmış dava nedeniyle 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince Komisyona gönderilmesi gereken bir dosyasının mevcut olup olmadığı (Komisyonca verilecek karar hem personelin hukuki durumunu hem de davacının çalıştığı kurum bünyesinde oluşturulan Kurul tarafından verilen kamu görevinden çıkarma işlemine karşı açtığı davada yargı mercilerince verilecek kararın hukuki sonucunu etkileyeceğinden) araştırılması, şayet personelin herhangi bir davası veya Komisyona başvurusu yok ise Anayasa'nın 36 ncı maddesiyle de koruma altına alınan hak arama hürriyetinin engellenmemesi için, davacının çalıştığı kurum bünyesinde oluşturulan kurul kararı ile ihraç edilmesi işleminin iptaline konu uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden, ..... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesinin 8. fıkrası ile değişik (d) bendi uyarınca Üniversite Yönetim Kurulu'nun 21.09.2016 tarih ve 2016/13-10 sayılı kararıyla kamu görevinden çıkarıldığı ve bu işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davayı açtığı, dava açıldıktan sonra davacının bu kez de 22.11.2016 tarih ve 29896 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin ekindeki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, davacının, 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ekindeki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmasına dair hukuki tasarrufa karşı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvurabileceği ve Komisyonun vereceği karara karşı da dava açabileceği, söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameden önce davacının çalıştığı kurum bünyesinde oluşturulan Kurulun kararına karşı açtığı davanın sonuçlandırılması halinde, anılan yargı kararının Komisyonun vereceği kararı etkileyeceği gibi Komisyon kararına karşı açılacak davada verilecek kararı da etkileyeceği dikkate alındığında, idare mahkemesince, davacının, dava konusu işlemden sonra yürürlüğe giren 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden çıkarıldığından bahisle davanın konusuz kaldığı gerekçesine dayalı olarak verilen "karar verilmesine yer olmadığı" yolundaki istinaf başvurusuna konu kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun KABULÜNE, istinaf istemine konu Konya 2. İdare Mahkemesi'nin 08.11.2017 tarih ve E:2016/1120, K:2017/1863 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemiz kararında yer verilen gerekçe doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Konya 2. İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, mahkemece verilecek kararla birlikte istinaf ve temyiz aşamalarına ilişkin yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde doğrudan Dairemiz'e veya Dairemiz'e iletilmek üzere anılan Kanun'un 4 üncü maddesinde sayılan yerlere verilecek dilekçe ile Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.