Devre Mülk Satışı - Senedin İadesi Borcun İfa Edildiğine Karine Teşkil Etse de Aksi İspat Edilebilir
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Esas No : 2015/18580
Karar No : 2015/27250
Karar Tarihi : 2015-09-17





Davacı, davalıların....’nın.... ilçesinde birlikte inşa etmeyi üstlenerek satışa sundukları devre mülklerden 2 adet satın aldığını, projenin iptal edildiğini ileri sürerek şimdilik A grubu devre mülkün rayiç değeri olarak önceden belirlenen 7500 TL den iki adet devre mülk için 15.000,00 TL tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalılardan..... Belediyesi, devre mülk satımına ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, aradan 16 sene geçtikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 2010/13-516 esas 2011/6 karar nolu ilamıyla sorumlu tutulduklarını, bunu fırsat bilen diğer davalı.....i.’nin sayısı bilinmeyen eski tarihli yeni sözleşmeler akdettiğini, gelişen teknoloji ışığında ‘mürekkep yaş’ yöntemiyle bu tür sözleşmelerdeki imzanın atılış tarihinin tam olarak belirlenebildiğini, şirketten devre mülk satın alan üye sayısının bilinmediğini, üyelerin iddia edilen tarihte mi yoksa HGK kararından sonra mı üye yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, bu sahte ödeme belgeleri ve o dönem Belediye Başkanının şirket tarafından yetkisiz temsili sonucu büyük oranda zarara uğratıldığını, ödemelerin gerçekleşmediğini, şirketin ticari defterlerini ibraz etmediğini, bugüne kadar sayısı 300'ü geçen ve sadece bir kişinin 238 adet devre mülkü bu şirketten satın aldığının iddia edildiğini, devre mülk inşaatlarının yapı ruhsatlarının iptal edildiğinin hem yerel hem de genel basında defalarca yer aldığını, inşaata çivi çakmanın imkansız hale geldiğini, inşaatlara mühür vurulduğunu, devre mülkle ilgili ihalenin de feshedildiğini, bu sebeple ifanın imkansız hale geldiği tarihin 20.04.2004 tarihi olarak kabul edilse bile zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle olmadığı takdirde esastan reddini dilemiştir.

Diğer daval....i ise şirketleri açısından davanın reddini Belediye açısından davanın kabulünü savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile 15.000,00 TL'nın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı Belediye tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dava devre mülk satışından doğan tazminat istemine yöneliktir. Davacı delil olarak sözleşme aslı, banka dekontu, ödeme belgeleri olarak senet iadelerine dayanmıştır. Mahkemece davalı belediyenin savunması üzerinde durulmadan, ödeme belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki davacı satış bedelini satıcıya ödediğini yasal delillerle ispat etmek kaydıyla talep hakkı kazanabilir. Davalı şirketin borçluya bir makbuz vermediğinin anlaşılmasına göre sadece senedin iade edilmiş olması borcun ifa edildiğine karine teşkil eder. Bu karinenin aksi ispatlanabilir. Gerçekten senet iadesinin ifa dışında bir sebeple vuku bulması da mümkündür. Hal böyle olunca sözleşme ile ödemeye esas teşkil eden belgelerin asılları ibraz edildikten sonra davalı belediyenin sahtecilik savunması da gözetilerek senet iadeleri ve banka dekontları ile davalı şirketin kayıtları karşılaştırılmalı, alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınmalı, senet iadesinin ifadan kaynaklandığının anlaşılması halinde ödeme miktarı ile sözleşme bedeli oranlanıp bulunacak bedele hükmedilmesi gerekir. Mahkemece değinilen bu yönler gözardı edilerek, dayanak belgelerin sıhhati ispatlanmış gibi eksik araştırma ve incelemeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre davalı belediyenin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının belediye yararına BOZULMASINA 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde ...'na iadesine, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.