Davadan Feragat - Bozma Kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/1037
Karar No : 2020/106
Karar Tarihi : 2020-01-14





Özet:

  • Davadan feragat, HMK'nun 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır.
  • Aynı yasanın 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır.
  • Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Ancak, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan feragat hakkında bir karar verme yetkisi ise hükmü veren mahkemeye aittir.
  • Bu itibarla, somut olayda davacı ... karardan sonra verdiği dilekçe ile davadan feragat ettiğini açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.

 

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının, davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı şirket yönünden reddine dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 17/12/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacılar vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, icra takip dosyasının gönderilmesi istenilmiş, eksik hususun giderilmesinden sonra, bu kez belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, taraflar arasında imzalanan 18/01/2013 tarihli sözleşmede, davacılara ait taşınmazın davalılar tarafından 31/12/2016 tarihine kadar bedelsiz kullanılacağı, sonrasında ise aylık 20.000 USD kira ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalıların 01/01/2017 tarihinde taşınmazı tahliye etmeyerek kullanmaya devam ettiklerini ancak kira bedelini ödemediklerini, kira alacağının tahsili için takip başlattıklarını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Davalılar, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, davalı ... Polietilen Ürünleri İmalat İnşaat Sanayi ve Ticaret A.ş.'ye karşı açılan davanın reddine, diğer davalıya karşı açılan davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 22.İcra Müdürlüğünün 2017/8299 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile 20.000 USD alacak üzerinden takibin devamına, bakiye talebin reddine, kabul edilen asıl alacağın %20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-)Davacılardan ..., 03/07/2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

Davadan feragat, HMK'nun 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır.

Aynı yasanın 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır.

Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Ancak, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan feragat hakkında bir karar verme yetkisi ise hükmü veren mahkemeye aittir.

Bu itibarla, somut olayda davacı ... karardan sonra verdiği dilekçe ile davadan feragat ettiğini açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.

3-) Davada dayanılan ve hükme esas alınan 18/01/2013 tarihli, ortaklığı sonlandırma sözleşmesine göre kiraya verenler davacılar ... ve ... olup, kiraya verenler tarafından birlikte takip başlatılmış ve dava açılmış ise de davacı ... davadan feragat etmiştir. Kural olarak kira alacağı ve sözleşmeden kaynaklanan parasal haklar bölünebilir nitelikte olup, kiraya verenin birden fazla olduğu durumda her bir kiraya veren kendi payına düşen kira alacağını talep edebilir. Sözleşmede kiraya verenlere hangi oranda ödeme yapılacağına ilişkin açık bir hüküm olmadığı gibi binanın eşit şekilde davacılara devredileceği belirtilmiştir. Bu durumda davacıların payının 1/2 olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, davacılardan ...'ın davadan feragat etmesi nedeniyle, mahkemece davaya konu talep hakkının bölünebilir olduğu nazara alınarak, davacı ... yönünden payı oranında alacağa hükmedilmesi gerektiğinden bu nedenle de hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

(www.corpus.com.tr)