Cevap Dilekçesinde Öne Sürülmeyen Zamanaşımı İtirazı Bilirkişi Raporunda İleri Sürülse Dahi Dikkate Alınamaz
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Esas No : 2019/497
Karar No : 2021/522
Karar Tarihi : 2021-03-18





 

MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVANIN KONUSU : Tazminat

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

Davacı vekili, 31.08.2008 tarihinde davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan bisiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesinin ........Esas -.....arar sayılı dosyası sonucu Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan rapor ile araç sürücüsünün asli kusurlu, davacının tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, Ceza Mahkemesi kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesi ...... E. .......... K. sayılı ilamıyla onandığını, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin . E. sayılı dosyası ile aracın işleteni ve sürücüsüne karşı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat talepli dava açtıklarını, davalıların 33.354,97 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat ile yükümlü olduğuna karar verildiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin.........E-..........K. sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararının maddi tazminat yönünden onandığını, davalıların 33.354,97 TL maddi 7.500,00 TL manevi zararı tazminle yükümlü olduğuna karar verildiğini, davalı ... şirketine 2013 yılında başvuru yapıldığını ancak dosyanın temyiz sonucunun beklendiği gerekçesi ile ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 52.000,00 TL geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigortadan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili; kazaya karışan...... plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 27/08/2008-27/08/2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Sigorta Poliçesinin düzenlendiğini, davalının sorumluluğunun sigortalısının kusuru nispetinde ve teminat limitiyle sınırlı olduğunu, davacının Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin....... E....... K. sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açtığını, davacı lehine 503,26 TL geçici iş göremezlik ve 32.851,71 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 33.354,97 TL maddi tazminata hükmedildiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin ....... esas .......karar sayılı ilamı ile yalnızca manevi tazminatın fazla olması yönünden kararı bozmuş olup maddi tazminat yönünden mahkemece verilen kararın kesinleştiğini, davacı tarafın 52.000,00 TL maddi tazminat talebinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece toplanan delillere göre; Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin ....... E - ....... K. sayılı kararında; davacı ...'ın 31.08.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanmasından ötürü araç sürücüsü ve işleteni ......l ile ...e tazminat davası açtığı, dosyada alınan kusur raporunda davalı ......l'in %75, davacı sürücünün ise %25 oranında kusurlu bulunduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanlığının 18.01.2013 tarihli raporu ile davacının %11.3 oranında maluliyetinin bulunduğu ve 1 ayda iyileşeceğinin belirlendiği, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 33.354,97 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin........E. - ..... K. sayılı bozma ilamı ile manevi tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verildiği, aynı kazaya ilişkin araç işleteni ve sürücüsü hakkında Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada alınan kusur raporu ve maluliyet raporu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin denetiminden geçtiğinden yeniden kusur ve maluliyet raporu alınmasına gerek görülmediği, hesap bilirkişisinden alınan denetime elverişli rapora göre davacı için 58.238,08 TL daimi iş göremezlik tazminatı belirlendiği, davalı 09.11.2018 tarihli dilekçesi ile zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de; zaman aşımı itirazının süresinde cevap dilekçesi ile ileri sürülmediği, davacının 02.09.2013 tarihinde sigorta şirketine ödeme için başvuruda bulunduğu ve başvurunun davalı şirkete tebliğ olduğu anlaşılmakla 23.09.2013 tarihinde temerrüde düştüğü gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne; 52.000,00 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının 23.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın 8 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, 33.354,97 TL'nin üzerinde talep edilen kısım için zamanaşımının kesilmediğini, Ankara 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin ..... E. - ....K. sayılı dosyasında zarar miktarının tespit edildiğini ve kesinleştiğini, buna rağmen güncel veriler üzerinden hesap raporu alınmasının ve 23.09.2013 tarihinden faize hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

Dava konusu kaza; 31.08.2008 tarihinde davalı ... şirketine sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan bisiklete çarpması sonucu davacının yaralandığı belirtilmiş, dava 10.08.2017 tarihinde açılmıştır.

2918 sayılı KTK.'nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı Kanunun 109/2 maddesinde ise, "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.

Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde de “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir.

Davalı ... şirketi davaya yasal cevap süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde, davanın esasına ilişkin itirazlarını bildirmiş, ön inceleme aşamasına kadar zamanaşımı definde bulunmamış, mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporuna itirazlarını sunduğu 09.11.2018 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuş, davacı vekili tarafından 06.12.2018 tarihli duruşmada davalının zamanaşımı definde bulunduğu, savunmanın genişletilmesine muvafakatları olmadığını beyan etmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK.'nın "İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi" başlıklı 141. maddesinde; "(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” düzenlemeleri yer almaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı ... şirketi tarafından dilekçeler aşamasında ileri sürülmeyen zamanaşımı definin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile ileri sürülmesi ve davacının davalının bu savunmasına karşı savunmanın genişletilmesi itirazında bulunması nedeniyle zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiş olmasında ve davacının zararının karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak hesaplanmış olmasında bir isabetsizlik olmamasına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.552,12 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44.40 TL. + 888,50 TL.nın mahsubu ile kalan 2.619,22 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,

3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK'nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 18.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.