Aylık Ücretin Belirli Bir Ücrete Endeksli Olması - Belirsiz Alacak Davası
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2022/16953
Karar No : 2023/836
Karar Tarihi : 2023-01-18





Özet:

Davacının aylık ücreti asgari ücretin %10 fazlası olduğu iddia edilmiş olmasına ve yemek yol yardımı gibi ayni yardım iddiasında da bulunulmamış olmasına rağmen davaya konu ücret farkı alacağı, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına yönelik taleplerin tamamının belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bu alacakların belirlenebilir alacaklardan olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, oy birliği ile karar verilmiştir.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1359 E., 2022/2776 K.
DAVA TARİHİ : 08.09.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi  
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 54. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/629 E., 2022/18 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA 
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı hastanede veri giriş kontrol işletmeni olarak alt işveren firma nezdinde ihale usulü ile hizmet alımı ile çalışmakta iken 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, müvekkilinin kadrosu ve eğitim seviyesine göre asgari ücretin %10 fazlası oranına göre eğitim farkı alması gerektiğini, 02.04.2018 tarihinden 2018 yılı sonuna kadar %10 eğitim farkı ve %4+%4 toplu ... sözleşmesi farkının eksiksiz ödendiğini, ancak 01.01.2019'dan sonra eğitim farkının müvekkilinin rızası olmadan kesildiğini, sadece asgari ücretin %4'ü oranında ücret artışı yapıldığını, %10 eğitim farkının ödenmeyeceğine dair müvekkilinden yazılı onay alınmadığını iddia ederek ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin ve buna bağlı alacaklarının doğru hesaplandığını, taleplerin yersiz olduğunu ve davanın haksız açıldığını savunarak reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının aylık ücreti asgari ücretin %10 fazlası olduğu iddia edilmiş olmasına ve yemek yol yardımı gibi ayni yardım iddiasında da bulunulmamış olmasına rağmen davaya konu ücret farkı alacağı, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına yönelik taleplerin tamamının belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bu alacakların belirlenebilir alacaklardan olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesi ile hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; seri olarak açtığı davalarda farklı kararlar verildiğini, hukuki yarar yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ücret farkı alacakları dışında talepleri içinde 2018 yılında hiç ödenmeyen ikramiye alacağına ilişkin ayrı bir talepleri daha olduğunu, emsal dosyada bu talep yönünden karar verildiğini, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle davanın açıldığını, mahkemenin davayı kısmi dava olarak görmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası türünde açıldığı ifade edildiği, talep içeriğinden de anlaşıldığı üzere, davacı tarafın çalışma süresi, en son ödenen ücret, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücretin miktarı, ödenmesi gereken fark ücret alacağı, ilave tediye ve akdi ikramiye tutarlarını davasına dayanak yaptığı ... sözleşmesi hükümleri ve yasal düzenlemeler çerçevesinde belirleyebilecek durumda olduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin uygulaması ve içtihatları da dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının belirsiz alacak davası ile talep edilmesinde hukuki yarar bulunup bulunmadığına ilişkindir. 

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesi şöyledir:

"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.
(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.) "

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. 

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz gideninin temyiz edene yükletilmesine, 

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.