Asıl İşveren-Taşeron İlişkisi - İşyeri Devri - Kıdem Tazminatı
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi
Esas No : 2018/9977
Karar No : 2018/23967
Karar Tarihi : 2018-11-08





Özet:

6360 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre ... ilinde Büyükşehir Belediyesi kurulmuş, ayrıca aynı Kanun'un 2. maddesinin 14. ve 15. fıkralarına göre merkezde ... ilçesi ve aynı adla belediyesi ile ... ilçesi ve aynı adla belediyesi kurulmuştur. Diğer taraftan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nun "Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları" başlıklı 7. maddesine göre "büyükşehir katı atık yönetim plânını yapmak, yaptırmak; katı atıkların kaynakta toplanması ve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yeniden değerlendirilmesi, depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu amaçla tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek" görevi büyükşehir belediyesine ait iken, "Büyükşehir katı atık yönetim plânına uygun olarak, katı atıkları toplamak ve aktarma istasyonuna taşımak" görevi ilçe belediyelerine aittir. Belirtilen maddi ve hukuki olgulara göre, ... Belediyesi nezdinde alt işveren yanında çalışmakta iken 6360 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesi ile birlikte fesih bildirimi olmaksızın yeni kurulan belediyede alt işveren yanında çalışmaya devam eden işçiler yönünden iş sözleşmesinin feshedilmediği ve alt işverenler arası işyeri devrinin bulunduğunun kabulü gereklidir.

I-BAŞVURU

Başvurucu avukat tarafından sunulan dilekçe ile; ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. ve 7. Hukuk Daireleri'nin ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin kararları ile uyuşmayan aynı hukuki sorun hakkında verilmiş olan 3. Hukuk Dairesi'nin kararları karşısında, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş. Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 35/1-3 ve Yargıtay Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.

Başvurucu avukat dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsili amacıyla ... Belediyesi'ne karşı kırkın üzerinde dava açıldığını, açılmış olan bu davaların tamamında yerel mahkemelerce, müvekkillerin iş akitlerinin haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğinin belirtildiğini ve davaların kabulüne/kısmen kabulüne karar verildiğini, yerel mahkemelerce verilen bu kararlara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğunu, dosyaların bir kısmının istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. ve 15. Hukuk Daireleri'nce reddedilmesi üzerine (miktar itibariyle) kesinleştiğini, bir kısmının ise hali hazırda - ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'nin red kararına karşı - temyiz edilerek Yargıtay'a gönderildiğini, üstelik bir kısım dosyada Yargıtay'ca onama kararı dahi verildiğini, ancak ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'nin kesin kararlarına (ve aynı konuda verilmiş Yargıtay onama kararlarına) rağmen ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce, müvekkillerin iş akitlerinin feshedilmediği, aslen devir işleminin mevcut olduğunu belirtmekle kıdem, ihbar ve yıllık izin alacaklarının doğmadığı yönünde - ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'nin kesin kararlarına (ve aynı konuda verilmiş Yargıtay onama kararlarına) aykırı kesin kararlar verildiğini, kendileri tarafından açılmış olan aynı hukuki mahiyetteki ... 1. İş Mahkemesi'nin 2015/351 E. 2017/330 K. , ... 1. İş Mahkemesi'nin 2015/347 E. 2017/358 K. ... 2. İş Mahkemesi'nin 2016/230 E. 2017/260 K. sayılı dosyalarında yerel mahkemelerce verilen kabul kararlarının Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce ortadan kaldırıldığını ve müvekkillerin iş akitlerinin feshedilmediği devrin söz konusu olduğu gerekçesi ile yerel mahkeme kararı ortadan kaldırılarak kıdem, ihbar tazminatları ile yıllık izin alacaklarının reddine karar verildiğini, müvekkilleri tarafından aynı hukuki mahiyette davalı belediyeye karşı açılan bir çok davada yerel mahkemenin kararına karşı yapılan istinaf başvuruları reddedildiği gibi işbu davalar ile mahiyeti itibariyle birebir örtüşen bir davada Yargıtay'ca onama kararı verildiğini, Yargıtay kararlarının bölge adliye mahkemelerini bağladığına şüphe bulunmadığını, ancak ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince Yargıtay kararına aykırı ve kesin kararlar verilmeye devam edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararlarında "davacının çalıştığı iş yerinde alt işverenlerin değişmesine rağmen hizmet sözleşmesi sona ermeyip yeni alt işverene devredilmiştir (...) davacının iş akdi sona ermemiş, işi devralan alt işverene devredilmiştir. Davacının hizmet akdi devam etmektedir. " denildiğini ve müvekkillerin feshe bağlı haklarının reddine karar verilerek yerel mahkemelerin kararlarının ortadan kaldırıldığını, davalı tarafın ikrarlarına ve dosyalar uhdesinde bulunan bilirkişi raporlarına karşın bu şekilde verilen kararların hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkillerin iş akitlerinin feshedilmiş olduğunun aynı hukuki mahiyette açılmış olan tüm davalara ait cevap dilekçelerinde, "(...) Davacının iş akdi haklı nedenle feshedilmiştir" denilmekle açıkça kabul ve ikrar edildiğini, aynı hukuki mahiyette açılan bir çok dosyaya sunulu bilirkişi raporunda müvekkilin en son çalışmış olduğu "... A.Ş.'nin ilçe belediyesi ile temizlik işlerini yüklenmesinin söz konusu olmadığı bu kapsamda alt işverenler arasında işyeri devrinin gerçekleşmediği, işten ayrılış bildirgesinin kod 18 (işin sona ermesi) gerekçesinin gösterildiği bu itibarla iş akdinin dava dışı alt işverenlikçe haklı nedene dayalı olmaksızın feshedildiği" hususunun belirtildiğini, burada dikkat edilmesi gereken noktanın, müvekkilinin iş akdinin ... A.Ş tarafından feshedilmiş olduğu ve ... A.Ş' nin ilçe belediyesinde temizlik işini yüklenmemiş olduğunu, işyeri devrinin ancak alt işverenin bütün işçilerini alarak başka bir işyerine geçmesi yahut aynı işyerinde ve aynı üst işverene bağlı olarak aynı işçilerin farklı alt işverenler nezdinde çalışmasını sürdürmesi halinde söz konusu olabileceğini, mevcut vakada ise, ... Büyükşehir Belediyesi bünyesinde temizlik işlerini yüklenen ... A.Ş. 'nin ... İlçe Belediyesi bünyesinde temizlik işlerini yüklenmediğini, müvekkilinin ... İlçe Belediyesi'nde temizlik işlerini yüklenen farklı sicil no'lu bir başka firma işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, neticede, açılan tüm davalarda olduğu gibi, hem üst işverenin hem de alt işverenin aynı anda değiştiği bir durumun işyeri devri olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, böyle bir kabulun hukuka ve yerleşik içtihatlara açıkça aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II-... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 04.06.2018 tarih ve 2018/11-11 E.K. sayılı kararı ile “Talep dilekçesinde belirtilen kararların bir kısmının kesin nitelik taşıması nedeniyle temyiz incelemesi yapılarak düzeltilmesi olanağının bulunmadığı, bir kısmında Yargıtay'ca onandığı anlaşıldığından, kararlar arasında meydana gelen içtihat farklılığının giderilmesi amacıyla ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairelerinin ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin kararları ile aynı hukuki sorun hakkında verilmiş olan ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve içtihatların birleştirilmesinin Yargıtaydan istenmesine dair talebinin kabulüne, Av. ... tarafından sunulan uyuşmazlığın giderilmesi talepli dilekçesinde belirtilen kararlar arasındaki çelişkinin giderilmesinin gerekip gerekmediği hususunun takdir edilerek ifası için uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesinin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 'ne gönderilmesine” karar verilmiştir.

III-BAŞVURU KONUSU ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ KARARLARI

A)2017/1962-2018/191 E.K. sayılı Karar

... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/1962-2018/191 E.K. sayılı kararıyla;

"Dava; kıdem-ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarına ilişkindir.

İlk derece mahkemesince dava kısmen kabul edilmiş, davalı vekili kararı istinaf etmiştir.

Tüm dosya kapsamından; davacının değişik alt işverenler nezdinde 05/05/2009 tarihinden 31/08/2014 tarihine kadar ihale makamı ... Belediye Başkanlığı ... Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü olan hizmet sözleşmeleri uyarınca faaliyet alanı katı atık çöp toplama olan belediyeye ait işyerlerinde çalıştığı anlaşılmıştır.

4857 sayılı Yasanın 2/6. maddesi uyarınca işveren tarafından yardımcı işlerin veya asıl işin bir bölümünde, işletmenin ve işinin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirildiği işçilerinin sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanunda iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.

Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı asıl işveren, dava dışı ... A.Ş ise son alt işveren konumundadır.

... Belediyesi'nin Büyükşehir Belediyesi statüsüne geçmesinden sonra, çöp toplanmasına ilişkin işlerin ilçe belediyelerine devredildiği, davaya konu edilen dönemin bu devirden önce gerçekleşen alacaklara ilişkin olduğu, davacının bu dönemde fazla mesai yaptığını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını ıspatladığı, bu çalışmaları karşılığı ücretlerin ödendiğine dair davalı tarafça her hangi bir delil sunulmadığı, davalı belediyenin asıl işveren sıfatı ile bu alacaklardan sorumlu bulunduğu anlaşılmıştır.

Alt işveren işçilerinin yeni alt işveren yanında aynı şekilde çalışmayı sürdürmeleri halinde alt işverenler arasında 4857 sayılı Yasanın 6. maddesi anlamında bir iş yeri devri söz konusudur. Bu durumda yeni alt işverenin devam eden hizmet sözleşmelerini de devraldığı aynı maddede hükme bağlanmıştır .

İş yeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmayacaktır.

Somut uyuşmazlıkta; davacının çalıştığı iş yerinde alt işverenlerin değişmesine rağmen hizmet sözleşmesi sona ermeyip yeni alt işverene devredilmiştir. Davacının hizmet döküm cetveli incelendiğinde ... iş yeri sicil nolu iş yerinden 31/08/2014 tarihinde çıkışının verildiği, 01/09/2014 tarihinde ise 1149042 iş yeri sicil nolu iş yerinden girişinin bildirildiği görülmektedir. Davacının iş akdi sona ermemiş, işi devralan alta işverene devredilmiştir. Davacının hizmet akdi devam etmektedir.

Bu nedenle davacı feshe bağlı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talep edemeyecektir. Davalının istinaf başvurusu bu nedenle yerindedir.

Açıklanan sebeplerle ve tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararı yukarıda anlatıldığı üzere feshe bağlı alacaklar yönünden hatalı olup ancak bu yanlışlığın, HMK. 353/b-2 maddesi uyarınca duruşma açılmadan giderilmesi mümkün olduğundan ... 2. İş Mahkemesi'nin 2016/230 Esas - 2017/260 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasıyla, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

F) HÜKÜM

A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK. 353/b-2. maddesi gereğince ... 2. İş Mahkemesi'nin 11/07/2017 tarih, 2016/230 Esas - 2017/260 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

B-Yeniden esas hakkında,

Davanın KISMEN KABULÜ ile;

1-1.997,51-TL brüt fazla çalışma ücreti alacağının (%30 hakkaniyet indirimi ile) dava tarihi olan 26/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

2-71,62-TL brüt UBGT ücreti alacağının (%30 hakkaniyet indirimi ile) dava tarihi olan 26/06/2016 tarihinden itibaren işleyeek olan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

3-Davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve hafta tatili ücreti taleplerinin REDDİNE"

Şeklinde hüküm kurulmuştur.

B)2017/2133-2018/352 E.K. sayılı Karar

... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/2133-2018/352 E.K. sayılı kararının ilgili kısmında da "Somut uyuşmazlıkta; davacının çalıştığı iş yerinde alt işverenlerin değişmesine rağmen hizmet sözleşmesi sona ermeyip yeni alt işverene devredilmiştir. Davacının hizmet döküm cetveli incelendiğinde ... iş yeri sicil nolu iş yerinden 31/08/2014 tarihinde çıkışının verildiği, 01/09/2014 tarihinde ise 1149042 iş yeri sicil nolu iş yerinden girişinin bildirildiği görülmektedir. Davacının iş akdi sona ermemiş, işi devralan alta işverene devredilmiştir. Davacının hizmet akdi devam etmektedir. Bu nedenle davacı feshe bağlı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talep edemeyecektir. Davalının istinaf başvurusu bu nedenle yerindedir" gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerinin kesin olarak reddine karar verilmiştir.

C)2017/2005-2018/227 E.K. sayılı Karar

... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/2005-2018/227 E.K. sayılı kararıyla da yine aynı gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerinin kesin olarak reddine karar verilmiştir.

IV-UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A)... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi, 2017/547-1353 E.K. sayılı Karar

İlk Derece Mahkemesince "Davacının iş akdi 31/08/2014 tarihinde yüklenici firmalar ile yapılan ihale sürecinin bitmesi ile sona erdirilmiştir. İhale sürecinin bitmesi iş akdinin feshini gerektiren bir husus değildir. İşveren kıdem ve ihbar tazminatı gerektirmeyecek şekilde iş akdinin feshedildiğini ispat edemediğinden, yürürlükte bulunan 1475 sayılı yasanın 14. Maddesi gereğince davacının kıdem tazminatını, 4857 sayılı yasanın 17. Maddesi gereğince de 8 hafta tutarındaki ihbar tazminatını hak kazandığı kanaatine varılmıştır" gerekçesiyle davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince "SGK hizmet cetveline göre , davacının 17.11.1998 - 31.08.2014 tarihleri arasını kapsayan çalışmasının; ... sicil numaralı ,... sicil numaralı ,... sicil numaralı ,... sicil numaralı, ... sicil numaralı , ... sicil numaralı , ... sicil numaralı , ... sicil numaralı ,... sicil numaralı ,... sicil numaralı ,... sicil numaralı, ... sicil numaralı ,... sicil numaralı, ... sicil numaralı, ... sicil numaralı , ... sicil numaralı, ... sicil numaralı , ... sicil numaralı, ... sicil numaralı , ... sicil numaralı , ... sicil numaralı , ... sicil numaralı, ... sicil numaralı, ... sicil numaralı işyeri bünyesinde geçmiş ve en son ... sicil numaralı ... ... Belediyesi Müşavirlik Mühendislik Müteahhitlik Hizmetleri Ulaşım Toplu Taşımacılık Sosyal Tesisler İşletmeciliği Turizm ve Enerji Sanayi Tlc. A.Ş bünyesinde çalışmakta iken 31.08.2014 tarihinde İş akdinin feshedildiği kanaatine varılmıştır. SGK tarafından dosyaya sunulan işyeri dosyalarının incelenmesi neticesinde yukarıda dökümü yapılan şirket ve ortak girişim guruplarının belirtilen dönemlerde muhtelif ihalelerle ... Belediyesinden atık toplama, süpürme, yıkama vb. işleri üstlenmiş oldukları ve bu kapsamda işçi istihdam etmiş oldukları görülmüştür. Bu nedenle davacının çalıştığı 17.11.1998-31.08.2014 tarihleri arasındaki dönemlerde ... Belediyesi asıl işveren diğer şirketler ise alt işverendir. Çünkü, "bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir." belirtilen nedenlerle davalı vekilinin husumet itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddine karar verilmiştir.

B)... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, 2017/1597-1597 E.K. sayılı Karar

İlk Derece Mahkemesince "Davacının davalı işyerinde 01/01/2006 - 31/08/2014 döneminde dava dışı değişik alt işverenler bünyesinde davalı Belediye nezdinde kesintisiz ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, toplam çalışma süresinin 8 yıl 8 ay olduğu, fesih tarihindeki günlük çıplak brüt ücretinin 41,58 TL, günlük giydirilmiş brüt ücretinin ise 47,21 TL olduğu hesaplanmıştır. Dava dışı son alt işveren tarafından kuruma bildirilen işten ayrılış bildirgesine göre işten ayrılış kodu olarak Kod 18 "İşin sona ermesi nedeni ile fesih" sebebi gösterildiği anlaşılmıştır. İş akdinin kıdem ve ihbar tazminatını gerektirmeyecek biçimde feshedildiği hususunda ispat yükü işverendedir. İşveren tarafından böyle bir ispat vasıtası sunulmamış olup, kaldı ki; alt işveren tarafından kuruma bildirilen işten ayrılış bildirgesine göre işten ayrılış kodu olarak Kod 18 "İşin sona ermesi nedeni ile fesih" sebebi gösterildiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı tespit edilmiştir" gerekçesiyle davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince "Tüm dosya kapsamına göre; davacının 01.01.2006-31.08.2014 tarihleri arasında davalı belediye ait işyerinde temizlik işçisi olarak çalıştığı,davalı ... Büyükşehir Belediyesinin asıl işveren olarak davacının işçilik hak ve alacaklarından dolayı sorumlu olduğu,istinaf eden davalının pasif dava ehliyetinin taraf sıfatının bulunduğu,davalının istinaf isteminde haklı olmadığı,bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun hüküm vermeye elverişli ve yeterli olduğu,yerel Mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun yerinde bir karar olduğu,istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davalının yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğine ilişkin karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

" gerekçesiyle istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddine karar verilmiştir.

C)... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi, 2017/658-1504 E.K. sayılı Karar

İlk Derece Mahkemesince alt işveren tarafından haklı sebep olmaksızın davacının iş akdinin feshedildiği gerekçesiyle feshe bağlı alacaklar olan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacakları hüküm altına alınmış, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "İş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin ispatı işverene aittir. Somut olayda; davacının iş akdi dava dışı alt işveren Beshot AŞ tarafından 31/08/2014 tarihinde kod 18 (işin sonra ermesi) gerekçe gösterilerek feshedilmiştir. İhale süresinin sona ermesi haklı fesih nedeni olmadığından, asıl işveren olan davalının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarından sorumlu tutulması yerindedir" gerekçesiyle kesin olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V-GEREKÇE

4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için ilk olarak mal veya hizmetin üretildiği bir işyeri olan işverenin varlığı gerekir. Bundan başka işverene ait işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir.

İşyerinin tamamının veya bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devri işyeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde, işyerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alınan iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü işyerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğindedir.

Süresi sona eren alt işverenle yeni ihaleyi alan alt işveren arasında açık biçimde işyeri devrini öngören bir sözleşme yapılması da imkan dahilindedir. Alt işverenin değişmesine rağmen yeni alt işveren nezdinde işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçilerin belirlendiği hallerde sözü edilen işçiler bakımından iş sözleşmelerinin devralan işveren geçtiği tartışmasızdır. Ancak yeni alt işverende çalışacak olan işçiler arasında gösterilmeyen ve süresi sona eren alt işveren tarafından başka bir işyerinde çalıştırılmak üzere bildirimde bulunulmayan işçilerin iş sözleşmelerinin devreden alt işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekir.

Alt işverenlerin değişmesi en yaygın biçimde, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması ve işçilerin yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam etmeleri şeklinde gerçekleşmektedir. Bu eylemli durumun işyeri devri niteliğinde olup olmadığının tespiti ile hukuki sonuçlarının belirlenmesi önemlidir. Alt işverenlerin değişiminde olması gereken, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması anında işçilerini de beraberinde başka işyerlerine götürmesi veya iş sözleşmelerinin sona erdirilmesidir. Bunun tersine alt işveren işçilerinin alt işverenin işyerinden ayrılmasına rağmen yeni alt işveren yanında aynı şekilde çalışmayı sürdürmeleri alt işverenler arasında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi anlamında bir işyeri devrinin kabulünü gerektirir. Devralan işverenin devam eden hizmet akitlerini devraldığı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde açıklanmıştır.

Alt işverenlerin aralarında herhangi bir hukuki işleme bağlı olmaksızın değişmesini işyeri devri olarak kabul etmediğimiz taktirde her bir alt işverenin kendi dönemiyle ilgili olarak işçilik haklarından sorumluğu söz konusu olacağından ve asıl işverenin sorumluluğu yasa gereği alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından hak kaybına neden olabilecektir. Örneğin işyerinde periyodik olarak 11 ay 29 gün sürelerle işçi çalıştıran alt işverenler yönünden hiçbir zaman kıdem tazminatı ile izin ücreti ödeme yükümlülüğü doğmaz ve buna rağmen asıl işverenin tüm süreye göre bu işçilik haklarından sorumluluğu gündeme gelir. Oysa asıl işverenin sorumluluğunun alt işveren veya işverenlerin sorumluluğunu aşması düşünülemez.

1475 sayılı Kanun'un 14/2. maddesi hükmü, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde belirtilen işyeri devrini de içine alan daha geniş bir düzenleme olarak değerlendirilebilir. Gerçekten maddede işyerlerini devir veya intikalinden söz edildikten sonra “…yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli…” denilmek suretiyle uygulama alanı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesine göre daha geniş biçimde çizilmiştir. O halde kıdem tazminatı açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından işyerinden ayrılan alt işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasında hukuki veya fiili bir bağlantı olsun ya da olmasın kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumluluğu kabul edilmelidir.

Yapılan bu açıklamalara göre işçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi yerinde olur. Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını devralmış sayılır. İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçinin feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmaz.

Buna karşın süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğindedir. Bu ihtimalde feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekir.

İşyeri devrine ilişkin bu genel açıklamalar çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerekmektedir.

Öncelikle yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına konu olayların benzer nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.

Başvuruya konu her bir dosyadaki davacı işçi katı atık toplama hizmet alım sözleşmesi kapsamında asıl işveren ... Belediyesi nezdinde alt işveren çalışanı iken, ... ilinde büyükşehir belediyesinin kurulması ve ... Belediyesi ile ... Belediyesi'nin teşkili üzerine davacı işçilerin 31.08.2014 tarihi itibariyle işten ayrılışı yapılmış ve 01.09.2014 tarihi itibariyle yeni kurulan belediye nezdinde bir başka alt işveren yanında işe girişi gerçekleştirilerek çalışma kesintisiz olarak devam etmiştir.

6360 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre ... ilinde Büyükşehir Belediyesi kurulmuş, ayrıca aynı Kanun'un 2. maddesinin 14. ve 15. fıkralarına göre merkezde ... ilçesi ve aynı adla belediyesi ile ... ilçesi ve aynı adla belediyesi kurulmuştur.

Diğer taraftan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nun "Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları" başlıklı 7. maddesine göre "büyükşehir katı atık yönetim plânını yapmak, yaptırmak; katı atıkların kaynakta toplanması ve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yeniden değerlendirilmesi, depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu amaçla tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek" görevi büyükşehir belediyesine ait iken, "Büyükşehir katı atık yönetim plânına uygun olarak, katı atıkları toplamak ve aktarma istasyonuna taşımak" görevi ilçe belediyelerine aittir.

Belirtilen maddi ve hukuki olgulara göre, ... Belediyesi nezdinde alt işveren yanında çalışmakta iken 6360 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesi ile birlikte fesih bildirimi olmaksızın yeni kurulan belediyede alt işveren yanında çalışmaya devam eden işçiler yönünden iş sözleşmesinin feshedilmediği ve alt işverenler arası işyeri devrinin bulunduğunun kabulü gereklidir.

Son olarak ifade etmek gerekir ki, başvurucunun dilekçesinde her ne kadar aynı uyuşmazlık konusunda daha önce Dairemizce karar verildiği belirtilmiş ise de, söz konusu dosyaya ilişkin Dairemizce verilen karar somut olaya özgü nitelikte olduğundan emsal teşkil etmeyecektir.

Tüm bu açıklamalar karşısında, Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikte olan başvuru konusu kararları arasındaki uyuşmazlığın açıklanan gerekçe doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

VI-SONUÇ

... Belediyesi nezdinde katı atık toplama hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan alt işveren işçilerinin, fesih bildirimi olmaksızın 6360 sayılı Kanun gereği yeni kurulan ilçe belediyesi nezdinde alt işveren yanında kesintisiz veya makul süre içerisinde çalışmaya devam etmesinin alt işverenler arası işyeri devri teşkil etmesi sebebiyle söz konusu işçilerin iş sözleşmelerinin feshedilmediğine ve uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine, 08.11.2018 günü oybirliği ile karar verildi.