Arkadaşlık Teklifinin Reddedilmesine Rağmen Israrlı Takip
Yargıtay 18. Ceza Dairesi
Esas No : 2016/7709
Karar No : 2018/6626
Karar Tarihi : 2018-05-03





Özet:

  • Sanığın katılana arkadaşlık teklifinin reddedilmesine karşı ısrarla takip etmesi suretiyle müştekiyi rahatsız etmesinin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu, ayrıca kovuşturmaya konu eylemler içinde cinsel taciz suçuna yönelik bir fiil bulunmadığı anlaşılmakla, bu husus açısından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. 

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

1-) Katılan ...'ın suçtan zarar görmediği halde, mahkemece Kanuna aykırı gerekçeyle kamu davasına katılan olarak kabulünün, şikayetçiye bu niteliği ve dolayısıyla Kanun yoluna başvurmak hak ve yetkisini kazandırmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca katılan ... vekilinin tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,

2-) Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hükmün temyizinde;

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

Sanık ...'un katılan ...'a arkadaşlık teklifinin reddedilmesine karşı ısrarla takip etmesi suretiyle müştekiyi rahatsız etmesinin kişilerin huzur ve sukununu bozma suçunu oluşturduğu, ayrıca kovuşturmaya konu eylemler içinde cinsel taciz suçuna yönelik bir fiil bulunmadığı anlaşılmakla, bu husus açısından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Sanığa yükletilen kişilerin huzur ve sükununu bozma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,

Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,

Anlaşıldığından, sanık ... ile katılan ... vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,

3-) Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

a) TCK'nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, diğer sanık ...'un görevli polis memurlarına hitaben “Allah'ı gelse beni alamaz, sizin çoluğunuz çocuğunuz yok mu lan görüşürüz” şeklinde sözler söylediği ve polis memuru müşteki ...'ye yaraladığı, sanık ...’ın ise diğer sanık ...’un emniyete götüreleceği esnada polis memurlarına hitaben “benim arkadaşımı kimse alamaz, lan bırakın benim arkadaşımı” diyerek diğer sanık ...’un giysilerini tutttuğu yargılamaya konu olayda, sanık ...’un sanığın somut olarak hangi eylemleri gerçekleştirdiğinin kabul edildiği, bu itibarla ne surette direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarının oluştuğu, hangi kanıtlara dayanılarak hüküm kurulduğu tartışılıp gösterilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi ve diğer sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümde TCK’nın 265/3.maddesi uyarınca artırım yapılması,

b) Kabule göre de; sanıkların, görevi yaptırmamak için direnme eylemini, birden fazla görevliye karşı bir suç işleme kararı kapsamında tek bir fiil ile gerçekleştirmesi karşısında, TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanık ...’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, bozma kararından diğer sanık ...'un da 1412 sayılı CMUK'nın 325. maddesi gereği yararlandırılmasına, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.