Adi Ortaklık İlişkisi - Ortaklığın Malvarlığı
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Esas No : 2011/16915
Karar No : 2012/2746
Karar Tarihi : 2012-02-13





Taraflar arasındaki ticari şirket davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı; Davalı adına kayıtlı bulunan 55 K 0603 plakalı vincin taraflar arasında ortak olup, birlikte işlettiklerini, davalının davacı tarafından bağlantı yaptığı işlerle problem çıkartarak fahiş para talep ettiği ve hesap vermediğini, bu nedenle aralarında itilaf çıktığını, davalının Tekkeköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/145 Esas sayılı dosyasında hazırlık soruşturması sırasında verdiği ifadede adi ortaklık ilişkisini kabul ettiğini, yönetici ortak olarak bilgi verme ve hesapları gösterme yükümlülüğü altında olduğunu, buna rağmen davalının davacıdan alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davalının vinci aldıktan sonra kendi adına vergi kaydı aldığını, hem bu tarihten önce hem de sonraki tarihlerde kendisine ait fatura koçanından kendi yazı ve imzası ile Er Foklift adına fatura düzenlediğini, yine davalının iş yaptığı kişilerden tarafların ortak olduğu işleri kendisinin ayarlayıp, davalının ise vinç operatörü olarak yaptığı ve fatura tanzim ettiğini bildiklerini, davalının ortak olarak hakkı olan parayı kendisine vermediğini belirterek taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı; Davanın dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında adi ortaklık olmadığını, davalıya ait iş makinesinin davacı tarafından kiralandığını, davacının üstlenmiş olduğu birtakım işlerde davalının ücret karşılığında iş makinesini çalıştırdığını, iş makinesinin davalı adına kayıtlı olduğunu, bağımsız bir adi şirketi bulunduğunu ve bunun da vergi kaydının davalı adına kayıtlı olduğunu, davacının kiralayan olarak kira ücretini ödememesinden dolayı taraflar arasında sıkıntı olduğunu, bu konuda davalı tarafından yapılan takibe davacının itiraz ettiğini, davacının iddia ettiği gibi bir çalışmanın olmadığını, vincin parasının tarafından ödendiğini, ceza dosyasındaki beyanının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında bir çok ceza dosyası olup, konularının tehdit ve hakaret olduğunu, tanık dinletme taleplerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece davanın Reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı eldeki dava ile; Tekkeköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/145 Esas sayılı dosyasında hazırlık soruşturması sırasında davalının verdiği ifadede adi ortaklık ilişkisini kabul ettiğini belirterek, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiş, davalı ise ceza dosyasındaki beyanının gerçeği yansıtmadığını, tanık dinletme taleplerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece soruşturma dosyasında geçen “sözde ortağım” ibaresinin, ortaklığın varlığını ispatlamaya yeterli bulunmadığı, Davacının tanık dinletme talebinin ise, adi ortaklık sözleşmesinin ancak kesin deliller ile ispatının gerektiği ve davalının tanık dinletilmesine rızasının olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; incelenen Tekkeköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/145 Esas sayılı dosyasına ait davacının sanık, davalının ise müşteki olduğu soruşturma dosyasında; Davalının, depo olarak kullandığı dükkanının cam ve kapısının kırılarak içerdeki davaya konu vincin tekerlerinin havasının indirilmesi olayı ile ilgili verdiği ifadesinde " Bir gün önce akşam üzeri resmiyette değil de sözde ortağım olan Ömer Erhan Bağdır, beni yanında çalışan Saadettin Pala isimli şahsın cep telefonuyla arayarak vincimi yakmakla tehdit etmişti, kendisi ile aramda parasal nedenden kaynaklı anlaşmazlık çıktığı için benim vincime zarar vermiştir ayrıca şüpheli adına Alarko firmasına 405 saat çalıştım, bu nedenle 30.000 TL şüpheliden alacaklıyım, şikayetçiyim” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmış olup, davalının anılan beyanının “Adi Ortaklık” ilişkisinin varlığına dair harici ikrar niteliğinde bulunduğu anlaşılmakta ise de; harici ikrar niteliğindeki bu beyanın yan deliller ile desteklenmesi halinde geçerli olacağı, hal böyle olunca da davacının tanık dinletme talebinde bulunabileceği gözetilerek, davacının tanıklarının dinlenerek, tüm deliller ışığında hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi